Zinciri Kırmadık Peki Ya Gönülleri? / Otokontrol İçin 6 Strateji


0

Bir günümüzü, bir haftamızı, genel olarak önümüzdeki bir ayı ve kısacası hayatımızın bütününü tanzim edebilmek için son yıllarda fazlaca yaygınlaşan ve uygulanan ‘zinciri kırma’ telkinleri ile iç içeyiz. Pek çoğumuz. İpin ucunu kaçırdığımız zaman tüm düzenimiz alt üst olmuş gibi hissediyoruz. Biriken dersler, okunması gereken kitaplar, yetişmesi gereken ödevler, projeler vb. 

Peki ya siz? Düzeni seven, yaptığı ve yapacağı her adımı tek tek yazanlardan mısınız? Yoksa “ne gerek var canım gününe göre kendim düzenlerim her şeyi” diyenlerden misiniz? İkisinden birini tercih etmek değil de her ikisini aynı anda yapabilmek asıl marifet olsa gerek. Hayır, hayır bir müspet/menfi kıyaslaması yapmayacağız. Sadece kendimizi anlamak, sınırlarımızı belirlemek ve ilerleme kaydedip etmediğimizi kontrol etmek üzerine mütaalâ edeceğiz. 

İlk duyduğumuzda yüreğimizde kanatlanan kuşlar varmış hissi veren sözler vardır. Bazı meseleleri daha çok sahiplenir yüreğimiz. Yarasına göre merhem seçer ya her kalp. Duyduğu bir sözü, okuduğu kitabın bir satırını tamam işte aradığım buydu dercesine sarıp sarmalar, yaralarına sürer ve daima hem zihninde hem de gönlünde bulundurur ya, işte öyle hissettiren Hadis-i Şeriflerden bir tanesi üzerine tefekkür edeceğiz.

1. Kalbi Allah'a bağlı genç özelliklerini taşıyor muyuz?

Arşın gölgesinde bulunan yedi zümre‘ Hadis-i Şerîfin de geçen ‘Kalbi Allah’a bağlı genç’ olabilmek duasıyla yaşayan bu niyetle dertlenen nice genç yürek var hamd olsun. Allâh’a bağlı olma duasıyla yaşayan bu kalpleri ayakta tutan pek çok dinamik olmakla beraber günün ve gündemin hengamesiyle yoran konular da var elbette. Ancak her yorgunluk bizleri daha da yoğuruyor ve hayallerimizde ki yarınlarla birlikte ahiretimize de hazırlıyor. 

Bizler ‘Gençliğini nerede yıprattın?’ sorusuna muhatap olacağımız ana hazırlık olması niyetiyle heybemizi güzelliklerle doldurarak yaşama derdindeyiz. Böylesine kıymetli bir dert böyle hoş bir nimet ile müşerref olmuşken savrularak yaşama ihtimalinden dahi muhafaza buyursun Rabbimiz. Bu niyetle amel edilince Nizâm-ı fert çabası ile geçirilen günler takvimden düşen birer yaprak olmaktan çıkıp nizam-ı alem için edilen fiili birer dua oluyor. Günümüzü, gündemimizi ve gönlümüzü muhafaza ettiğimiz ölçüde anı selâmetle geçirmiş oluyoruz. İhyâ ettiğimiz her dakika ve ifâ ettiğimiz her sünnet ile kendimize geliyor, aslımıza rücû etmiş oluyoruz. Hâl böyleyken önemli ve öncelikli listemizde düzenlememiz lazım gelen bazı hususlar ortaya çıkıyor. 

2. Bir günümüzde Sünnet-i seniyye ile ne kadar ihya oluyoruz?

Bir hafta boyunca hayatımızda yerleşen ameller neler? Bir ay sonunda eksiklerimizi tespit ve tahlil ederken karşımıza neler çıkıyor? Geride kaldığımız hissine kapılmamıza sebep olan başlıkları az çok tahmin etmeye çalışalım;

  • Hedeflenenden daha az kitap okumak
  • Takip edilecek derslerin birikmiş olması 
  • Başladığımız hatmin bitmemiş olması
  • Gündelik nafile ibadetleri düşündüğümüzden daha az yapmış olmak…

Bunların hepsi aczi mutlak olan insan için yapılabilir şeyler olmakla birlikte gerçekten dertlenerek tövbe etmemizi gerektiren hususlar. Gaflete ve atalete daldığımız günlerden nasıl sıyrılacağımızı bilmek, aslında kendimizi tanımak demek. Neleri ne kadar yapabiliyorum? Yetişebildiğim yahut eksik kaldığım alanlar neler? Sorular elbette çoğaltılabilir ancak ‘’tanımak ve tanımlamak’’ kendimize yapacağımız en büyük güzellik olsa gerek. Kendimizi tanımak, ailemizi tanımak, çevremizi tanımak ve tanımlamak. Hepsi iyi birer gözlem gerektiriyor. Haydi hep beraber bu işlem için Nebevi bir gözlük takalım. Bakışımız ve bakış açımız için bir sabite olarak Efendimiz aleyhisselâm’ın Hadis-i Şerîfine müracaat edelim. 

3. Allah'ın en çok beğendiği amel hangisidir?

Abdullah bin Mesut (r.a.) şöyle demiştir: 

“Hz. Peygamber’e: «–Allâh’ın en çok beğendiği amel hangisidir?» diye sordum. «–Vaktinde kılınan namazdır.» diye cevap verdi. «–Sonra hangi ibâdet gelir?» dedim. «–Anne ve babaya iyilik ve itaat etmek.» buyurdu. «–Daha sonra hangisi gelir?» diye sordum. «–Allah yolunda cihâd etmek.» buyurdu.”[1]

Efendimiz aleyhisselâm’ın o mübarek sözlerinden bir merhem bulduk. Şimdi manevi bir pansuman ve hayatımızı tanzim edecek bir bakış açısı olması için buyuralım; 

Hiç şaşmadan her gün namazlarımızı vaktinde kılıyor muyuz? 

Allâh yolunda cihat niyetiyle hayatımızda neleri düzenliyoruz? Değerlerimiz neler? Nefsimizle olan cihatta hangi noktadayız? 

Ailemizle aramız nasıl? Anne-babamızı anlıyor/dinliyor muyuz? Onlar bizi anlıyor ve dinliyor mu? 

En azından karşılıklı olarak birbirimizi duyuyor muyuz? Bu konular hakkında durup bir düşünüyor muyuz? Gözlemlemek demiştik. Kendini, aileni ve çevreni gözlemlemek… Bizleri çepeçevre kuşatan, daima tanımak ve tanımlamak üzere kurulu olan bir sosyal hayat var. 

4. Yapılması gerekenleri doğru tespit edebiliyor muyuz?

Yara neredeyse merhem oraya sürülür. Ancak yaradaki cerahati de gidermek gerekiyor. Evvelâ akan kanı durdurmak, yarayı temizlemek ve sonrasında merhemi sürerek pansuman etmek gerekiyor. Elleri üzerine düşmüş, ufak taşlar avucunu ve parmaklarını zedelemiş birisine yardım ettiğimizi düşünelim. Onunla ilgilendik, yarasını ıslak mendille temizledik, avucuna kuru peçete ile yanık kremi sürdük ve ellerini bir yere değdirme diyerek, sırtını da sıvazladıktan sonra teselli edip gönderdik. Oldu mu sizce? Neden olmasın canım, elimizden geleni yaptık neticede.

Gündelik hayatta da böyle oluyor maalesef. Kendimize ve çevremize karşı elimizden geleni yaptığımızı düşünüyoruz. Doğruyu yaptığımız yanılgısına kapılıyor hem zaman hem de emek kaybı yaşıyoruz. Oysa, evvelâ o avcu bir su ile yıkasak, ardından uygun merhemi sürsek ve uygun olan malzeme ile sargı yapsak, daha güzel olur değil mi? Derde derman böyle olunsa gerek. ‘Herkes kendi kapısının önünü süpürse sokaklar tertemiz olur’ diyor ya işte tam da bu düşünce nazarıyla bakabilsek neler neler düzelecek

5. Çevremizle olan iletişimde neleri önemsiyoruz?

Yüreğimizde taşıdığımız değerleri pekiştirmek adına hepimiz öncelikle çevremizle olan iletişimimizi gözden geçireceğiz. Hangi alanda nelerin/nasıl yapılması gerektiğini bilip usulünce adım adım ilerleyeceğiz. Nizâm-ı âlem için dertlenen yüreklerin evvela kendilerinden başlamak kaydıyla çevrelerini bu intizam ile değerlendirmesi gerektiğini bir kez daha idrâk ettik. 

Hepimiz okuduğumuz kitapların, dinlediğimiz derslerin çetelesini tutar gibi insanlarla olan münasebetlerimiz de tanzim etmeliyiz. Böyle olduğu zaman ‘Allâh’ın en çok beğendiği amelleri’ yine O’nun ﷻ beğeneceği şekilde yapmış olacağız. Eksiklerimizi tespit ederken göstereceğimiz hassasiyet burada da devreye giriyor. Bir ay sonunda ne kadar mesafe kat ettiğimizi sorgulayacağımız alanların bir kısmı da şöyle;

  • Bu ay anne-babamla ne kadar kaliteli vakit geçirdim?
  • Onların kalbini kıracak bir davranışım/söylemim oldu mu?
  • Evimizde huzuru tesis etme gayesiyle neler yaptım?

6. Ben, yaraya pansuman olabildim mi?

İlmî hayatımı geliştirmeye çalıştığım gibi iletişim ve insani muamele açısından da kendimi geliştirmek için gayret ettim mi? Okuduğum kitaplar kitaplığımda toz tutmakla mı meşguller yoksa hayatıma nizâm katmakla mı? Zinciri kırmamak için gösterdiğim çaba günün sonunda insanları kırmamak ile harmanlanıyor mu? İşte tüm bunları göz önünde bulundurarak ‘Kalbi Allah’a bağlı bir genç’ olmanın hakkını vererek yaşamak için yapılması gerekenleri iyice değerlendirmemiz gerekiyor.

Gün içerisinde yaptığımız nafile ibadetler nasıl ki zamanla hayatımıza yerleşiyor ve amellerimizi güzelleştiriyorsa, tutumlarımız da ahlâkımızı öyle güzelleştiriyor. Unutmayalım ki bizi yetiştiren ailemiz ile aramızı güzel tutma becerimiz, yuvamızı kurduğumuz da eşimiz ve ailesi ile olan geçimimizde de kolaylık ve güzellik olacak. Sadece evlilik üzerinden değil elbette, genel olarak sosyal hayatta temas ettiğimiz insanlara karşı sergileyeceğimiz tavırlarda evimizin içerisinde olağan yahut olağan dışı anlarda ailemize karşı gördüğümüz ve eylediğimiz şeylerden geçiyor. Tüm bunları yaparken yorulacağız, yorulduğumuza değecek ve yoğruluşumuz anlamlı olacak. Neticede süreci yönetme ve huzuru tesis etme üzerine gösterdiğimiz çabalar annelerimizin o meşhur sözü ile adeta ete kemiğe bürünecek. ‘’Yaptığın banaysa, öğrendiğin kendine’’.

Kaynaklar

[1] (Buhârî, Mevâkît 5, Cihâd 1; Müslim, Îmân 137-139)


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

0

Sizin Tepkiniz Nedir?

İLGİNÇ İLGİNÇ
0
İLGİNÇ
ÜZDÜ ÜZDÜ
0
ÜZDÜ
HARİKA HARİKA
1
HARİKA
HAHA HAHA
0
HAHA
AMAN ALLAH'IM AMAN ALLAH'IM
0
AMAN ALLAH'IM
BAŞARILI BAŞARILI
0
BAŞARILI

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazı Formatı Seçiniz
Kişisel Test
Kişiliğe dair bir şey ortaya çıkarmayı amaçlayan sorular dizisi
Basit Test
Bilgiyi kontrol etmek isteyen doğru ve yanlış cevaplı sorular dizisi
Anket
Karar vermek veya görüş belirlemek için oylama yapmak
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Liste
Klasik İnternet Listeleri
Geri Sayım Listesi
Klasik İnternet Geri Sayım Listeleri
Açık Liste
Kendi öğenizi gönderin ve en iyi sunum için oy verin
Oylanabilir Liste
En iyi liste öğesine karar vermek için yukarı veya aşağı basın
Fotoyla Anlatım
Kendi resimlerinizi yükleyin ve birşeyler anlatın
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Ses
Soundcloud veya Mixcloud İçerikleri
Görsel
Fotoğraf veya GIF
GIF
GIF Formatı