”Ahsen-ül Kasas” kıssaların en güzeli olarak Rabbimiz tarafından bize takdim edilen Yusuf as. kıssasından, Müslüman ahlakının en temel vasıflarından biri olan infak kültürüne dair 3 numuneyi istifadenize sunuyoruz..
1. Bir Rüya ve Bir İşaret
– Yusuf Süresi 6. ayette,” Rabbin sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek” ifadesi daha sonra karşımıza 43. ayette hükümdarın şu rüyayı görüp onu tabir edecek birini aramasıyla çıkmaktadır.
” Nihâyet bir gün hükümdar dedi ki: “Doğrusu ben rüyâmda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini ve yedi yeşil başak ile bir o kadar da diğer kuru başakları gördüm. Ey ileri gelenler! Eğer rüyâ ta‘bîr ediyorsanız, bana (bu) rüyâmı açıklayın!”
Bu rüyayı dinleyenler tabirde zorlanıp ”Bunlar karmakarışık rüyâlardır.” deyince daha önce Yusuf as. ile aynı zindanda kalan kişi O’nu hatırladı ve ” “Ben size onun ta‘bîrini haber veririm; hemen beni (zindana) gönderin!” dedi.
Zindana gitti. Ve orada hükümdarın rüyasını Hz. Yusuf As’a anlatıp tabirini sorunca ondan şöyle cevap aldı.
46-”(Zindana gelince dedi ki:) “Yûsuf! Ey doğru sözlü kişi! Rüyâda yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başak ile bir o kadar da diğer kuru başakları görmeyi bize açıkla! Umulur ki saraydaki insanlara dönerim de senin kadrini bilirler.”
47-(Yûsuf) dedi ki: “Âdetiniz üzere yedi sene ekin ekersiniz! Sonra biçtiklerinizden, yiyeceğiniz az bir mikdârın dışındakileri başağında bırakın!”
48-“Sonra bunun (bu yedi bolluk yılının) ardından, yedi şiddetli (kıtlık yılı) gelecek ki, tohumluk için bir sonraki seneye saklayacağınız az bir miktar hariç, onlar için o kurak yıllara hazırlık olmak üzere önceden biriktirmekte olduklarınızı yiyecek (bitirecek)!”
49-“Daha sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki, onda insanlar bol yağmura kavuşturulacak ve onda (o yılda insanlar meyveleri ve hayvanları bol bol) sıkıp sağacaklar.”
Bilmeyenlerin ”karışık şeylerdir” deyip geçtiği, bilenin ise mahiyetini arz ettiği bu rüya açık bir şekilde bize şu hakikati göstermektedir.
Hak yolunda İNFAK ETMENİN en güzel yollarından biri ve insanı dertten kurtarıp, saadete sevk edecek vesile kapısı İLİMDİR. Hakkın ikramıyla talim edilen ya da kesben elde edilen İLMİ layık olunan yerde ve kıymetini idrak edecek kişilere sarf etmek gerekmektedir.
2. Sana Ait Gözüken de Muhtacın Hakkı Var!
Yusuf As.’ın üstün bir ahlak vasfı olarak serdettiği ikinci infak bahsinin izlerini ise şu ayeti kerimelerden izleyebiliriz.
56-İşte böylece Yûsuf’a o yerde (Mısır’da) imkân (ve kudret) verdik.
58-Derken, (o kıtlık yıllarında) Yûsuf’un kardeşleri de gelip onun huzûruna girdiler; (Yûsuf) derhâl onları tanıdı; hâlbuki onlar onu (o mevki‘de) tanıyabilecek kimseler değillerdi.
59-Sonunda (Yûsuf) onların yüklerini hazırlayınca dedi ki: “Bana, babanızdan bir, erkek kardeşinizi (Bünyâmin’i) de getirin! Görmüyor musunuz, doğrusu ben ölçeği (adam başına) tam olarak veriyorum ve (kardeşinizin payını da vermekle) ben misâfirperverlerin en hayırlısıyım.”
62-(Yûsuf) genç (uşak)larına da dedi ki: “(Verdikleri) sermâyelerini yüklerinin içine koyun; umulur ki onlar âilelerine döndükleri zaman bunu anlarlar da belki geri gelirler.”
65-Derken eşyâlarını açtıklarında, (götürdükleri) sermâyelerini kendilerine geri verilmiş buldular. Dediler ki: “Ey babamız! Daha ne istiyoruz? İşte sermâyemiz, bize geri verilmiş! Yine âilemize yiyecek getiririz, kardeşimizi de muhâfaza ederiz, hem bir deve yükü fazla alırız. Bu, (böyle cömert bir hükümdâra göre) az bir ölçektir. (Bize yine verir!)”
Aralıklarla bahsi geçen ayetlerde görüyoruz ki, Allah’ın kendine ihsan ettiği ilim nimetini infak etmekte Mısır’da imkan ve kudrete erişen Yusuf As, bu nimetin devamı kabilinde muhtaç durumdayken kapısına gelen kardeşlerini tanımıştır. Ayrıca onların isteklerini bilfiil yerine getirmiş, teraziyi adaletle tartmış, onların zor durumlarına bakıp ”işinize gelirse, bu kadarını alın gidin” dememiştir.
Üstelik bununla da yetinmemiş, buğday karşılığı ödedikleri sermayelerini de yüklerinin içine koymakla iyilik üzerine iyilik, ihsan üzerine ihsan etmiştir.
Bu yüksek ahlak bize göstermektedir ki, İNFAKIN bir diğer yolu MALI hukukuyla, muhtaç olana dağıtmak, ihtiyacını ziyadesiyle gidermeye vesile olmaktır. Onu kıt kanaat bir halden sıyırıp almak ve bir nefes alacak kadar rahatlamasına gayret etmektir..
3. En Güzel İnfak
Bir çok zorlu imtihanlardan Allahu Teala’nın merhameti ve inayetiyle çıkan Yusuf As., imtihanların doruğundayken infakın zirvesini ise muhatap olduğu şu ithamların karşılığında verdiği şu cevapla sergilemiştir.
Bünyamin’i yanında tutmak adına kendi su kabını, Bünyamin’in çantasına koyup orada bulunca, oranın kanunları gereği Bünyamin alıkonulmuştu. Bu alıkonulma üzerine kardeşleri;
77-(Yûsuf’un kardeşleri) dediler ki: “Eğer (o) çaldıysa, doğrusu daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.”
Onun kardeşi diyerek suçladıkları Yusuf As., çocukken annesinin babasına âid putu evinden alarak kırmıştı. Kardeşleri Yusuf As.’a karşı işledikleri büyük günahı unutup böylesi tevhidin alameti olan bir fiili kendilerini haklı göstermek üzere hatırlatıyorlardı.
Daha sonra babalarının yanına bir ağabeyleri eksik olarak dönen kardeşler, Bünyamin’in hırsızlık suçuyla tutuklandığını ısrarla belirtmişler ve bu duruma kervan ahalisini de şahit tutmuşlardı. Oysa Yakup as.’ın onlara cevabı;
83-(Döndüklerinde babaları) dedi ki: “Hayır! Nefisleriniz sizi (aldatıp böyle) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabır (etmektir)! Umulur ki Allah, onları (Yûsuf’u, Bünyâmin’i ve orada kalan diğer ağabeyini) hep birlikte bana getirir. Şübhesiz ki, Alîm (herşeyi bilen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak O’dur.” olmuştu.
Daha sonra babalarının isteği üzerine Mısır’a tekrardan gelen kardeşler, hem gıda istemek hem de Bünyamin’i geri almak üzere Yusuf As.’ın huzuruna çıktılar. Yusuf As. onlara kendinin Yusuf olduğunu belli edince, bu alicenablık üzerine daha fazla hatada ısrar edemeyen kardeşler,
91- “Allah’a yemîn olsun, muhakkak ki Allah, seni bize üstün kıldı; hâlbuki şübhesiz (biz) elbette hatâ eden kimseler olmuştuk” dediler.
Bu nedamete bedel, Yusuf As.’ın dilinden dökülen şu ifadeler İNFAKIN en kıymetli boyutunu gözler önüne sermiş oluyordu. HAKKINDAN VAZGEÇMEK VE İNSANLARI BAĞIŞLAMAK.
92-(Yûsuf) dedi ki: “Bu gün (benim tarafımdan) size bir kınama (bir başa kakma) yok! Allah sizi affetsin! Çünki O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.”
O ne güzel suredir Yasiiin ….