1. Selâm, Müslümanın Müslüman üzerinde bir hakkıdır
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, dâvete icabet etmek, aksırana “yerhamukellah” demek.”
[Buhârî, Cenâiz 2]
2. Selâm vermek en hayırlı amellerdendir ve tanımadıklara da selâm verilmelidir
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre bir kimse Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– Müslümanın hangi ameli daha hayırlıdır? diye sordu. Hz. Peygamber de:
– “Tanıdık tanımadık herkese yemek yedirmen ve selâm vermendir” buyurdu.
[Buhârî, Îmân 6, 20]
3. Birisi selâm verdiğinde aynı şekilde veya daha güzeliyle alınmalıdır
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”
[Nisâ suresi (4), 86]
*Bilindiği gibi selâmın en kısası “es-selâmü aleyküm” sözüdür. Kendisine böyle selâm verilen kimse, bir kelime artırarak selâmı alır, “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetu’l-lâh” derse işte bu daha güzeliyle selâm vermek diye adlandırılır. Bu tarzda selâm verme âdeti İslâm ümmetine hastır.
[Riyazüs Salihin Şerhi, Erkam Yay.]
4. Selâm alma ve vermenin şekli
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ Âdem sallallahu aleyhi ve sellem’i yaratınca ona:
– Git şu oturmakta olan meleklere selâm ver ve senin selâmına nasıl karşılık vereceklerini de güzelce dinle; çünkü senin ve senin çocuklarının selâmı o olacaktır, buyurdu. Âdem aleyhi’s-selâm meleklere:
– es-Selâmü aleyküm, dedi. Melekler:
– es-Selâmü aleyke ve rahmetullâh, karşılığını verdiler. Onun selâmına “ve rahmetu’l-lâh”ı ilâve ettiler.”
[Buhârî, Enbiyâ 1]
5. Selâmda kelimelerin çokluğu sevabı artırır
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm, dedi. Hz.Peygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hz.Peygamber:
– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:
– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hz.Peygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:
– “Otuz sevap kazandı” buyurdular.
[Ebû Dâvûd, Edeb 132]
6. Selâmı kim kime vermeli?
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir.”
[Buhârî, İsti’zân 5,6]
Buhârî’nin bir rivayetinde: “Küçük büyüğe selâm verir” ilâvesi vardır.
[Buhârî, İsti’zân 7]
7. Selâmı önce verenin fazileti
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir.”
[Ebû Dâvûd, Edeb 133]
8. Eve girince selâm verilmelidir
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
“Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin.”
[Nûr sûresi (24), 61]
9. Başkasının evine selâm vermeden girilmemelidir
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selâm vermeden girmeyin.”
[Nûr sûresi (24), 27]
10. Selâm bereketi artırır
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu.
[Tirmizî, İsti’zân 10]
11. Selâm her karşılaşmada verilmelidir
Ebû Hüreyre radıyallahu anh, namazını, namazın gerektirdiği edeplere riâyet etmeyerek kılan kimse hakkındaki hadisinde belirttiğine göre, o kişi mescide gelip namaz kıldı, sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına geldi ve ona selâm verdi; Resûl-i Ekrem onun selâmına mukâbelede bulundu ve:
“Dön ve namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam dönüp yeniden namaz kıldı, sonra Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelip tekrar selâm verdi. Neticede bu durum üç defa tekrarlandı.
[Buhârî, Ezân 95, 122]
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.”
[Ebû Dâvûd, Edeb 135]
*Peygamber Efendimiz’e mescidin içinde dönüp gelen sahâbî her gelişinde selâm vermiş, Resûl-i Ekrem de onun selâmını almıştır. Bu örnekten anlıyoruz ki, mescidin içinde de olsa verilen selâmın alınması gerekmektedir. Mescide giren kimse önce tahiyyetü’l-mescid namazı kılar. Çünkü namaz Allah’ın hakkı, selâm ise kulların hakkıdır. Allah’ın hakkı kulların hakkından daha önceliklidir.
İki müslüman birbiriyle karşılaştıklarında selâmlaşırlar. Selâmlaşan kişiler herhangi bir engel sebebiyle birbirlerinden ayrılırlarsa, tekrar karşılaştıklarında birbirlerine yine selâm verirler. Bu, sünnete uygun olan bir davranıştır. Bunda din kardeşine olan sevgisini güçlendirme ve ahdini yenileme arzusu vardır. Selâmı yayma ve selâmlaşmanın rahmet ve bereketinden karşılıklı faydalanma da bunun hikmetlerinden bir diğeridir.
[Riyazüs Salihin Şerhi, Erkam Yay.]
12. Selâm ayrılırken de verilmelidir
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.”
[Ebû Dâvûd, Edeb 139]
13. Selâm sevgi ve güven vesilesidir, yaymak gerekir
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”
[Müslim, Îmân 93-94]
14. Çocuklara selâm verilmelidir
Enes radıyallahu anh, çocuklara rastladığı zaman onlara selâm verir ve:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı, derdi.
[Buhârî, İsti’zân 15]
15. Kadın ile erkeğin birbirine selâm vermesi durumu
Esmâ Binti Yezîd radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Kadınlarla birlikte otururken, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza uğradı ve bize selâm verdi.
[Ebû Dâvûd, Edeb 137]
Yukarıdaki metin Ebû Dâvûd’a aittir; Tirmizî’nin metni ise şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün mescide uğradı. Kadınlardan oluşan bir cemaat mescidde oturmaktaydı. Hz. Peygamber onlara eliyle işaret ederek selâm verdi.
Hadis-i şeriften şunları öğreniyoruz:
- Yanlış anlaşılmanın söz konusu olmadığı hallerde kadın erkeğe, erkek kadına selâm verip alabilirler.
- Yalnız başına bulunan genç kadının erkeklere selâm vermesi ve alması, aynı şekilde erkeklerin de böyle bir kadına selâm verip almaları câiz değildir.
- Bir erkeğin yalnız başına bulunan bir genç kadına selâm verip alması mekruhtur.
- Fitneden emin olunması halinde, erkeklerden meydana gelen bir topluluğun genç bir kadına selâm verip almaları câizdir.
- Kadınlardan oluşan bir cemaate veya ihtiyar bir kadına erkeklerin selâm vermesi ve onların bu selâmı almaları câizdir.
- Bir tek erkeğin, kadınlardan müteşekkil bir topluluğa selâm vermesi câizdir.
[Riyazüs Salihin Şerhi, Erkam Yay.]
16. Selâm ölülere de verilmelidir
Hz. Peygamber ashâb-ı kirâma, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretirdi:
“Selâm size, ey bu diyârın mü’min ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah’ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim.”
[Müslim, Cenâiz 104]
Ebû Cürey el-Hüceymî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve:
– Aleyke’s-selâm yâ Resûlallah! dedim. Peygamber Efendimiz:
– “Aleyke’s-selâm deme; çünkü aleyke’s-selâm ölülere verilen selâmdır” buyurdu.
[Ebû Dâvûd, Libâs 24]
0 Yorum