Bismillah.
Dersimiz: Sağlıklı Beslenme
Konumuz: Şeker! 🙂
Şeker ve şekerli bütün ürünler bizi çok mutlu ediyor, öyle değil mi? Yedikçe yemek istiyoruz ve çok seviyoruz.
Öte yandan şeker bir zehir olabilir mi? Ya da hastalıklara yol açıyor mu? Hastalıklara yol açtığının kesin bir delili var mıdır?
O kadar güzel bir şey ki, bizi kesinlikle mutlu ediyor bu şeker! 🙂 Sevgimizi de şekerle gösteriyoruz… Şekersiz geçen bir bayram var mıdır hayatlarımızda? Birini mutlu etmek için ona ne yediriyoruz? Tabii ki şeker…
Bu nedenle şeker konusunda doğru olanı bilmek, gerçekten kolay değil…
O halde gelin, belgesellerin ve bilimsel araştırmaların bizlere neler söylediğine bakıp karar verelim…
Yararlanacağımız belgeseller:
1. That Sugar Film: [ that sugar film – türkçe altyazılı ]
2. “Şeker Kaplı”: “Şeker Kaplı” 2015 (HD) (Ödüllü Belgesel) (Türkçe Dublajlı)
1. That Sugar Film: Şeker Filmi
Şekerle ilgili yapılmış en ilginç ve en etkileyici çalışmalardan biri: That Sugar Film belgeseli.
Çalışmada genç bir adamın, şekerle beslendiği zaman vücudunda meydana gelen çarpıcı değişimler konu edilmiş.
Deney şu şekilde gerçekleşti:
Kan testinde değerleri oldukça normal olan, sağlıklı besinleri tercih eden ve sporunu da aksatmadan yapan genç bir adam, şekerin vücuduna neler yaptığını görmek için, iki ay boyunca her gün yaklaşık 40 çay kaşığı şeker tüketti.
Bunu yaparken şekeri çay kaşığına koyup yemedi; ancak şekerli içeçekler, gazlı içeçekler, karbonhidrat bakımından zengin yiyecekler (fast-food), ketçap gibi gizli şeker içeren bütün sosları, iki ay boyunca aksatmadan yedi!
İşte sonuçlar:
2. Şeker ve Kilo
Her gün şekerle beslenmenin bedeli ağır oldu. Genç adam, iki ay içinde tam 8.5 kilo aldı ve bel çevresi genişledi!
Üstelik daha önce de 2000 kalori almaktaydı ancak o dönemde kilo almazken, 2000 kaloriyi şeker üzerinden aldığında, kilosunda hızlı bir artış yaşandı.
3. Şeker ve Kolesterol
Deneyin sonunda genç adamın, kandaki şeker oranın yüksek olduğu ve kolesterol seviyelerinde de sorunların meydana geldiği görülmüştür…
4. Şeker ve Karaciğer Yağlanması
Karaciğerimiz… Hayati bir organ ancak ne kadar kıymet biliyoruz dersiniz?
Karaciğerimiz aslında zararları maddeleri çeken bir süpürge görevi görmektedir. Çok fazla şeker yediğimizde, bu şeker sistemi yormakta ve bozmakta…
Karaciğer şekeri özellikle de fruktozu metabolize eden bir organdır. Biz çok şeker aldığımızda mesela meyve yerine sadece meyve suyu içtiğimizde, karaciğerimize adeta bir tsunami dalgası yaşatmış oluyoruz. Karaciğer bu fazla şekeri, maalesef yağa dönüştürmek durumunda kalıyor ve sonucunda da karaciğer yağlanması yaşanıyor…
Ancak bu hikaye burada bitmiyor. Karaciğer yağlanması sonrasında, insülin direnci meydana gelebiliyor ve ardından tip 2 diyabet oluşabiliyor. En nihayetinde ise bu durum bacak kaybı ile sonuçlanabiliyor…
Ayrıca deneyin birinci ayı dolmak üzere iken genç adamın yüzünde sivilcelerin oluştuğu da gözlendi. Bunun nedeni aslındai bu kadar çok şekere bir karaciğer tepkisi…
5. Şeker ve Yorgunluk
Genç adam deney süresince egzersiz yapmayı da ihmal etmedi. Ancak eskisine göre kalbinin daha fazla ağrıdığını ve motivasyonunun daha düşük olduğunu belirtti.
Daha yorgun hissettiğini de ifade etmiştir.
6. Şeker ve Bağımlılık
Şeker beyini ciddi manada etkileyen ve bu yolla bizleri ‘bağımlı’ yapan bir madde!
Şeker yediğimizde, beynimiz uyuşturucu maddeye verdiği tepkinin bir benzerini vermektedir…
Aynı beyin bölgeleri aktif olmaktadır ve ani bir mutluluk hissi yaşanmaktadır. Ancak bu mutluluk, uzun sürmez ve bizler hızla daha yorgun ve isteksiz hissetmeye başlarız. Taa ki, bir diğer şekerli yiyeceğe ulaşana kadar…
7. Özetle
Şekerin vücudumuza zararlı etkileri oldukça belirgindir:
1. Cildimizi bozar ve yaşlanmayı hızlandırır.
2. Yapılan çalışmalar şekerin, beyinde öğrenme ve ezberleme gibi yetileri kısıtladığını göstermiştir.
3. Şeker yemek yeme ve isteğini arttırır ve kilo aldırmakatadır.
4. Bağımlılığa sebep olur.
5. Kalp kirizi riskini arttırmaktadır.
Şeker ve içinde şeker olan her ürün, kabul ediyoruz ki çok lezzetli ancak maalesef sınırlı olmak zorunda…
Çünkü bedenlerimiz için doğal ve gerekli olmaktan çok haz için kullanılan bir madde.
Biz müslümanlar ise, sadece ibadet etmek ve vücudumuzu korumak maksadıyla yemek yemeyi ilke haline getirmeliyiz. Amacımız haz değil; beslenmek ve iabdetimiz için kuvvet bulmak olmalıdır.
Şeker, yapay tatlandırıcılar ya da işlenmiş şekerli ürünler yerine; taze ya da kuru meyveleri, balı, tahin-pekmezi tercih etmeliyiz. Balı bile alırken içinde şeker olup olmadığını kontrol etmeliyiz.
8. Şeker Kaplı Belgeseli
İkinci belgeselimiz de şekerle alakalı oldukça önemli bilgileri içeriyor.
Belgeselde daha çok şeker endüstrisinin entrikaları ve aslında medya yoluyla bizleri nasıl kandırdıkları işleniyor.
Araştırmalara göre şekerin adeta bir zehir olduğu ve tansiyon, kalp damar hastalıkları, diyabet, demans ve hatta kansere yol açtığı vurgulanıyor.
Şekerli ürünlere ve işlenmiş her tür gıdaya savaş açmamız gerektiği söyleniyor çünkü işlenmiş neredeyse her gıda yüksek oradan şeker içermekte…
Şeker ve şekerli ürünler: Dünyadaki en büyük salgın!
Bugün büyük marketlere gittiğimizde içinde şeker olmayan bir ürün bulmak nedeyse imkansız… Sebzeler ve bazı ürünler dışında içinde şeker olmayan ne kadar ürün vardır?
Hemen hemen her ürün ilave şeker içeriyor. Ve satıcılar ürünlerinde yer alan şekeri açık açık yazmaktan ziyade farklı isimlerle içindekiler kısmına ekliyor. Dolayısıyla şeker yok zannetiğimiz ürünlerde dahi çok yüksek oranda şeker var!
Uyanık olmalıyız…
9. Şeker ve Medya
Büyük şeker şirketlerinin ve özellikle kola şirketlerinin, şekerin zararlarının anlaşılmaması üzerine çalıştıkları bu belgeselde detaylı şekilde anlatılmakta.
Bazı bilim adamlarını da satın alarak şekerin zararsız olduğunu söyledikleri ve böylece insanları kandırmaya çalışmışlardır.
Yani, başka insanlara zarar vererek para kazanmak…
Bu noktada şekerin zararlı olduğunu savunan ve bu yolda çalışan dürüst bilim adamları da olmuştur:
1. John Yudkin
2. Robert H. Lasting
Şekerli ürün satan şirketlere karşı mücadele veren isimlerden ikisi verilmiştir. Bu isimler araştırılabilir ve daha fazla bilgi edinilebilir.
Kısacası ilave şeker zararlıdır. Doğal olan şeker sadece bal ya da taze ve kuru meyvelerin içinde yer almaktadır. Yani fıtratımıza uygun olarak, doğal olarak yaratılan ürünlerin içinde…
Vücudumuz bizlere emanettir ve bu bağlamda onu korumak önem kazanmaktadır.
Bu dünyada ibadetlerimizi yapmak, ilim öğrenmek, faydalı olmak ancak ve ancak sağlıklı beden ve zihin ile mümkündür. Dolayısıyla şekerden uzak durmak bize fayda verecektir. En azından kademeli olarak azaltmaya gayret etmek, bedensel sağlığımızı arttıracaktır.
Sadece kendimiz değil; nesillerimizi ve çocuklarımızı da şekerin zararları konusunda eğitmeli ve bilinçlendirmeliyiz. İşlenmiş gıdalar yerine doğal şekeri özendirmeliyiz. 🙂
Hatta doğal şekeri de aşırı tüketmekten kaçınmalıyız…
Allah azze ve celle sağlığımızı korusun ve O’na layık kul olmak yolunda gayretli kılsın.
Amin!
Tatlı mı tatlı günler dileriz 🙂 Tabii ki meyve ve balla 🙂
0 Yorum