1) Kitap okuyabiliriz.
Tamam, bu bir çoğumuz için hiç de eğlenceli bir aktivite değil ama okumamız gerekecek bilgi yüklü ve nispeten daha sıkıcı kitapları vaktinde bitirmemize ve okuma alışkanlığı kazanmamıza yardımcı olacak bir aktivite. Ayrıca kimse size klasiklerden ya da ansiklopedilerden başlayın da demedi. İlginizi çekebilecek aksiyon/cinayet/bilim-kurgu/komedi romanı okuyabilirsiniz. Hem bu sayede kitap kültürü edinmek için kitapların filminin çevrilmesini beklemenize gerek kalmayacak hem de hayal gücünüzün Holywood yönetmenlerinden daha iyi olduğununun farkına varacaksınız.
2) Mutfağa girebiliriz.
Öncelikle bu maddeyi atlayacak erkek kardeşlerime sesleniyorum, ünlü aşçıların hatırı sayılır bir kısmını erkekler oluşturuyor. Tabi ki kimse ne kız ne de erkek kardeşlerimizden profesyonel çalışmalar beklemiyor ama bakkaldan alıp da beş dakika içerisinde tüketip sıkılmaya geri döneceğiniz çokça kimyasal içeren sağlıksız bir abur-cubur yiyeceğinize, sizi biraz oyalayıp can sıkıntınızın gitmesine sebep olacak ve ayrıca aile halkının da nasipleneceği bir atıştırmalık hazırlayabilirsiniz. Bu sayede günde en az üç öğün yemek hazırlayan annelerimiz de biraz dinlenip evlat sefası sürer, fena mı?
3) Havuza gidebiliriz.
Evin bahçesinde havuz var da biz mi girmiyoruz dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu bir bahane olmaktan çıktı. Artık hemen her ilçede belediyelerin havuzlu spor tesisleri var. Ayrıca bu tesisler haftada bir iki günün bir kaç saatini sırf bayanlara ayırıyor. Cüzi bir ücretle bu havuzlardan yararlanıp bir kaç saat de olsa bu sıcak havaların bunaltıcı etkilerinden kurtulabiliriz.
4) Turistik geziler yapabiliriz.
Turistik gezi dedik diye illaki ülke ve ya şehir dışına çıkmamıza gerek yok. Kültürel turizm açısından çok zengin olan ülkemizde yerli turist olup yıllardır yanı başımızda duran eserleri, camileri, müzeleri, kaleleri gezebiliriz. Al-i İmran Suresi’nin 137. ayetinde Allah azze ve celle “Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün.” buyurarak tarihi araştırmalara ve gezilere teşvik etmiştir.
5) Hobiler edinebiliriz.
Bunlar evde de yapabileceğimiz basit şeyler olabilir. Örneğin puzzle yapabilir, ahşap boyama, resim yapma gibi sanatsal aktivitelere girişebilir, etamin, kanaviçe gibi el işleri ile meşgul olabiliriz. Marangozluğa soyunup ufak ev eşyaları yapabiliriz. Uzun süredir bozuk olan ve atılmak için bir köşede bekleyen radyoyu tamir etmeye çalışabiliriz. Ne yapacağınız sizin zevklerinize ve hayal gücünüze kalmış. Yeter ki sonunda ortaya bir şey çıksın. Üretmek sizi hem oyalayacak hem de rahatlatacaktır.
6) İşe girebiliriz.
Hazır bir ay kalmışken aylık bir işe girip evde pineklemekten kurtulabiliriz. Bu sayede kendi cep harçlığımızı kendimiz çıkarmış oluruz. Ayrıca iş dünyası hakkında ufacık da olsa bir bilgi sahibi olmuş oluruz. Çok büyük işlere bakmaya da gerek yok. Bir aile çay bahçesinde garson, mağazada satış elemanı gibi ufak ve insanlarla iletişim halinde olacağımız işler çok da zevkli olabilir.
7) Spora başlayabiliriz.
Yine belediyeler bu konuda bize çok yardımcı olacaktır. Fitness gibi her daim devam edebileceğiniz bir şey ya da uzun zamandır merak ettiğiniz uzak doğu sporları ya da bahçede sürekli oynadığınız basketbol ve ya voleybol… Bir çok seçenek ile seçim yine size ait. Bu sayede fazla ve kötü enerjinizden kurtulup kendinizi çok daha iyi ve zinde hissedebilirsiniz.
Bir ayda bir dili bülbül gibi şakıyamayız ama fikir edinebiliriz. İlginizi çeken herhangi bir dil ile başlayabilirsiniz. Sonunda bir zorunluluk ya da sınav olmadığından öğrenmek size çok daha zevkli gelecektir.8) Bir dil öğrenmeye başlayabiliriz.
Bence insan önüne gelen kitabı okumamalı. Cinayet kitabı okumayın bence.