Sosyal medyayı ve YouTube’u kullanırken herkes kendine şu soruları sormalı:
- “Bu yorumu/videoyu/durum güncellemesini neden paylaşıyorum?”
- “Kimin için?”
- “Şöhret peşinde miyim?”
- “Olduğum kişiyi yansıtıyor mu?”
- “İnançlarımı yansıtıyor mu?”
- “Manevi gelişimime katkı sağlayacak mı?”
- “Gerçeği mi yoksa hayallerimi mi yansıtıyor?”
- “Kendime ve diğerlerine karşı samimi miyim?”
- “Sosyal medyaya, anne-babamdan/ailemden/manevi amellerimden daha mı çok zaman ayırıyorum?”
- “Başkalarına iyilik yapmaktan daha çok sosyal medyayı mı kullanıyorum?”
- “İyi amellerimi reklam mı ediyorum?”
- “Başkalarının yararına yaptığım bu iş kendime yapacağım faydalı işten daha mı önemli?”
- “Eğer bu gönderiyi yapmasaydım bir şey değişir miydi?”
- “Bu, samimice, birilerine etki eder mi?”
- “Bu benim hakkımda mı?”
- “Bunu kendine güvensizlik ve sevgisizlikten ötürü mü yapıyorum?”
- “Çevrimiçi kişiliğim ile çevrimdışı kişiliğim aynı mı?”
- “Allah için mi yoksa egom için mi?”
- “Kimin rızasını gözetiyorum?”
- “Hiç burada herkes önünde özür diledim mi, bir hatamı belirttim mi veya bir düzeltme yaptım mı? Yapmadıysam neden?”
- “Ne kadar izlenme, yorum ve beğenme aldığım benim için önemli mi?”
Şimdi dürüst olma zamanı. Bu YouTube’culuk çılgınlığı ve sosyal medya çağı, sahte kişilikler, ikiyüzlü insanlar ve narsistler meydana getirdi. Gelin, çevrimiçi herhangi bir paylaşım yapmadan önce bu soruları kendimize soralım.
Allah hepimizi doğru yola iletsin ve korusun.
Yazan: Hamza Andreas Tzortzis
Kaynak: Hamza Andread Tzortzis’in şahsî ricası üzerine Suffagâh ekibi tarafından suffagâh.com için Türkçeye çevrilmiştir.
Paylastiklarim da kendimi nde yapmaya çalıştığı ve bu ndan başkalarına da vesile olabilmek en azından birkisi dahi okuyup gormesi için paylasirim