Bu soru size ilk bakışta anlamsız gelebilir. Bunu bilmekten kolay ne var diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bizim alışageldiğimiz cevaplardan biraz farklı bir cevabımız var. Önce biraz düşünelim; Akıl-fikir sahibi olmamız mı bizi hayvanlardan ayırıyor? Yoksa hayvanlardan farklı bir kalp ve duygu dünyası taşıyor olmamız mı? İrademizin olması mı? Ya da konuşabilen ve sosyal iletişim kurabilen varlıklar olmamız mı?
Elbette ki bunların hepsi doğru. Ancak asıl sorumuz şu; Bunlar bizi gerçek bir “insan” yapar mı?
Kendimize şu soruyu soralım, biz akıl-fikir, kalp ve irade sahibi mahluklar olarak, hayatımızı hayvanlar gibi yalnızca yemek, içmek ve uyumak gibi temel ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışmakla geçirirsek, onlardan bi farkımız kalır mı? Bu sorunun cevabı “evet kalır.”
Nasıl yani demeden önce şu temsili bir düşünün. Mesala bir padişah var ve bu padişah hizmetçilerinden birine bir elbise alması için 20 altın veriyor, o da gidip o fiyata güzel bir elbise alıyor. Bir diğerine ise 1000 altınla birlikte içinde bazı şeyler yazılı bir kağıt vererek, onu bir ticarete gönderiyor. Anlaşılıyor ki, o 1000 altın, ikinci hizmetçiye elbise satın alması için verilmemiş. Ancak bu adam cebindeki kağıdı okumayıp, birinci hizmetçiye bakıp, elindeki 1000 lirasını bir elbiseye verse elbette ahmaklık eder, ve padişahtan ceza almaya müstehak olur.
Allah da biz insanları hayvanlardan farklı olarak çok daha donanımlı ve kabiliyetli yaratmış. Bizlere, onlarda basit düzeyde bulunan ya da onlarda hiç olmayan akıl, kalp, irade gibi bazı aletler vermiş. Elbette anlaşılır ki, bu aletler bize, hayatımızı hayvan gibi yalnızca yiyip-içip, gezip tozup yaşamamız için değil, daha yüksek bir ticaret yapmamız için verilmiş. Ancak biz insanlar bu aletlerimizi yani akıl, kalp, his ve latifelerimizi, hayvanların yaptığı gibi geçiçi ve basit keyifler için kullanırsak hem bunlara yazık etmiş olur, hem karlı bir ticareti kaçırmış olur hem de bize başka amaçlar için bu kabiliyetleri verene karşı hürmetsizlik etmiş oluruz. Ve sonunda kendi ellerimizle kendimizi cezaya müstehak ederiz.
Bu durumda sorumuzun cevabına dönecek olursak, evet hayvanlardan bir farkımız kalıyor o da, bu suî istimal ile kendimizi onlardan daha aşağı bir mevkiye düşürüyor olmamız.
Madem ki, Cenab-ı Hak bizleri yaratmış ve yarattıklarının arasında insan eylemiş. Madde itibariyle hiç kıymetimiz olmamasına rağmen bizi manen donatmış ve kendisine muhatab almış. Yani bizlere 20 değil 1000 lira kıymetinde bir sermaye bahşetmiş. O zaman bize düşen vazife de, O’nun bizlere bunları vermesindeki muradı ne ise O’nu yerine getirmektir. Ancak o zaman gerçek “insan” olma şerefine erişebiliriz.
“(Ben) cinleri ve insanları, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım” Zariyet 56
0 Yorum