Siz hiç sadece bitkileriyle ilgilenmekle kalmayıp aynı zamanda onlarla konuşan ve onlara şarkılar söyleyen ilgili bir bahçıvan gördünüz mü? Bu bahçıvan, her daim bitkilerinin sağlığından ve veriminden endişe duyar. Bitkiyi dik tutmak ve güçlendirmek için zayıf gövdeyi metal bir çubuğa bağlar. Bahçesine zarar veren istenmeyen bitkileri azaltmak için herbisit* kullanır. Ne zaman çelimsiz bir bitkinin verimli olmaya başladığını görse, mutlulukla dolar, Allah’a Subhanehu ve Teala hamd eder ve mahsulünü ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşır.
Siz de kendi bedeninizin ve ruhunuzun bahçıvanısınız; bedeninizi beslediğiniz bilgiler, ruh için elzem olan su ve gübrelerdir; oruç ve Allah Subhanehu ve Teala bilinci, arzuların kökünü kurutan herbisitlerdir; metal çubuk ise sağlıklı vücudu güçlendiren yiyecek ve içeceklerdir. Çelimsiz, zayıf bitkiyle iyi ilgilenildiği zaman mahsul, kendinizi ve başkalarını, Allah Subhanehu ve Teala rızası için sevmek olacaktır.
“Benim için sev”i yerine getirme ihtiyacını anlamamız gerek. Kendimizi sevmek ilk başta biraz egoistçe görünebilir fakat niyet Allah’ı Subhanehu ve Teala memnun etmek, insanlara hizmet etmek ve yalnızca O’nun için iyiliği yaymak ise hiç de egoistçe olmayacaktır.
Birkaç gün önce 7 yaşındaki küçük kız kardeşime en çok kimi sevdiğini sordum ve ona üç şık sundum: anneni, babanı veya kendini. Cevabının anne veya baba olmasını beklerken beni şaşırtan şu cevabı verdi, “Kendimi çok seviyorum.” Ona neden diye sorduğumda ise arsız bir gülümsemeyle şu cevabı verdi, “Çünkü eğer önce kendimi seversem, iyi bir doktor olabilirim ve daha sonra yaşlandıklarında onlara bakabilirim.” Bu cevap, kendini sevmenin başkalarına nasıl iyi geldiğini derince tefekkür etmeme sebep oldu. 7 yaşında olsa bile, okulunu bitirir ve sonra hayattaki amacına başarıyla ulaşırsa, başkalarını sevebileceğini ve onlara yeterince ilgi gösterebileceğini biliyordu.
Bahçıvan bahçesini derin bir sevgiyle sevse de, bahçesinin daha iyi olması için bazı şeyleri yapması gerekmektedir. Gerçek sevgi işte tam böyle işler; gerekli olan bir miktar kısıtlama, önlem ve gelişme ve nihayetinde ise başarısından dolayı memnuniyet yaşama.
*Herbisit: İstenmeyen ot, çalı, yabani ot gibi bitkilerin büyüme ve gelişimini engelleyen ve onları öldüren ilaçlara verilen genel isimdir.
1. Neden Kendimizi Allah Rızası İçin Sevmeliyiz?
Başkalarını sevmek için önce kendimizi sevmeliyiz; ve başkalarını Allah Subhanehu ve Teala rızası için ne kadar seversek, kendimize Allah Subhanehu ve Teala rızası için olan sevgimiz de aynı şekilde artacaktır. Bu yüzden kendimizi yeteri kadar sevip sevmediğimizi bilmek önemlidir.
İlişki dönüşümü ve vücut-zihin terapileri alanında bir lider olan Prof. Hendricks, eğer her gün, gün boyunca kendimizi başkalarını sessizce eleştirirken buluyorsak, bunun kendimizi yeterince sevmediğimizin en büyük kanıtı olduğunu söylüyor.
İlk Müslümanlar bu gerçeğin bilincindeydiler, Hamdûn el-Kassâr (radıyallahu anh) demiştir ki, “Eğer arkadaşlarınızdan birisi hata yaparsa, onun için yetmiş bahane üretin. Eğer kalbiniz bunu yapamıyorsa, o zaman bilin ki hata sizin kendinizdedir. (Şuabü’l-Îmân)
Kendini sevmek, bencillik veya kendini beğenmişlik değildir. Kendini sevmek ve kabullenmek, mutlu ve sağlıklı bir insan olmanızı sağlayacaktır. Bu demektir ki, Allah’ın Subhanehu ve Teala size verdiğinden hoşnutsunuz ve kusurlarınızı kabul ediyorsunuz ve daha iyi olmak için gayret ediyorsunuz. Kendinizi sevmeniz, sahip olduğunuz nimetler için minnettar olabildiğiniz ve aynısını din kardeşleriniz için de isteyebildiğiniz anlamına gelmektedir. Ümmet için değerli olduğunuzu ve çalışmalarınızın topluma fayda sağlayabileceğini anlıyorsunuz. Karamsarlık ve kıskançlık duyguları asla kalbinize giremez, dolayısıyla başka insanları kolayca ve yürekten sevebilirsiniz.
2. Neden Başkalarını Allah Rızası İçin Sevmeliyiz?
İlk olarak, Allah’ın Subhanehu ve Teala bize bildirdiği çok değerli bir mükafat var; O, başkalarını kendi rızası için sevenleri sever, ve eğer el-Vedud (çok seven ve çok sevilen) olan Allah Subhanehu ve Teala bir insanı sevmeye başlarsa, o insanı sadece dünyada değil ahirette de onurlandıracak bereketli mükafatı ve sonsuz memnuniyeti hayal edin. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur,
“Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyâret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek: Nereye gidiyorsun? dedi. Adam, Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyârete gidiyorum, cevabını verdi. Melek: O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var? dedi. Adam: Yok hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyâretine gidiyorum, dedi. Bunun üzerine melek: Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.” (Müslim, Birr 38)
İnanılmaz değil mi? Birisini Allah Subhanehu ve Teala rızası için severek, En Yüce olanın sevgisini kazanabiliriz ve hangi sevgi O’nun sevgisinden daha iyi ve üstündür ki?
Öyleyse bize düşen bu yüce sevgiyi kazanabilmek için gerekli adımları atmaktır. Bu yazımızda Allah Subhanehu ve Teala rızası için sevmenin önemini ve sebebini anladık. Bir sonraki yazımızda ise gerekli adımları atmak için kendimizi Allah Subhanehu ve Teala rızası için nasıl sevebileceğimize değineceğiz.
Kaynaklar
productivemuslim.com sitesinden alınarak Suffagâh ekibi tarafından suffagâh.com için Türkçeye çevrilmiştir.
0 Yorum