Bizlerin adet ve geleneklerinde yerleşmiş olan doğru bilinen bir yanlış var. Bu yanlış öyle yaygın ki, yıllardır bize kurtuluş günlerini kaybettiriyor. Ramazan’ın son 10 gününü kıymetini duymayan, bilmeyen yoktur. Ama ne hikmetse, aynı oranda bu günleri temizliğe, baklavaya ayırmayan, mukabelesini önden bitirmeyen de yok denecek kadar azdır. Bize ne oluyor ki, zaten temiz olan evlerimizi baştan aşağı silmek adına bu kurtuluş günlerini heba ediyoruz. Bayram da birini yiyip, diğerini tabakta bırakacakları 2 baklava için bu ne cürret böyle. Nitekim seneye de bu günlere kavuşacağımız belli değilken! Büyük bir yanlış yapıyoruz ve bu yanlışın da farkında değiliz.
Evet bugüne kadar bu böyle gelmiş olabilir. Geçmişe tövbe ederiz ama halihazırda önümüze gelen fırsatı değerlendirmek için kolları sıvamalıyız. Bu Ramazan son 10 günümüzü bayram temizliğine kaptırmıyoruz! Bu birkaç günde temizliğinizi yapabileceğiniz gibi, içiniz çok rahat etmezse, günde birer oda, bir saatlik temizlik vakitleri ayırabilirsiniz. Ama tüm günleri çamaşır suyuna bulamak yok! E peki temizlik yapmayacağız da ne yapacağız? İşte bunları;
1. Başbaşa Ne Vakit Geçirmek İstersin?
İtikaf, inzivaya çekilerek ibadete yoğunlaşmaktır. Yani kişi dünya ile olan bütün bağını keserek, Rabbine yönelir. Belirli bir vakit tamamen Rabbinin huzurunda durur ve çeşitli ibadetler yapar. Normalde bu son 10 günü tamamen itikafta geçirmek sünnettir. Ama siz elinizden ne geliyorsa onu yapın. Birkaç gece olabilir. Bir gün yapıp, bir gün bırakmak olabilir. Ya da saatlik olabilir. Mesela her gün veya belirli günler öğle namazıyla başlayıp ikindi ile bırakabilirsiniz. Peki bu süreçte ne yapacaksınız? Mühim olan bu süreci çok iyi planlamak. Yaklaşık 4 saatiniz var diyelim. Planınızı buna göre çıkarın. Saat saat hatta dakika dakika neler yapacaksınız not edin ve en üst mertebede uymaya çalışın. İşte hem itikafın içini dolduracak ibadetler, hem de itikaf dışında da (ben itikafa giremem diyenler ya da saatlik itikaf yapanların geriye kalan vakitlerini değerlendirmek için) son 10 gününüzü dolduracak ibadetler şunlar olabilir.
2. Rabbin Konuşuyor Hiç Dinledin Mi?
Öncelikle Ramazan nasıl geldi, bunca zaman nasıl geçti hep anlayamayız ve son 10 gün çat kapı gelir. Birden hüzünleniriz, ama ben bir şey yapamadım ki, bu zaman nasıl geçti böyle, bu ramazan da geldi gitti.. Hayır, henüz giden bir ramazan yok ortada. İlk 20 günü değerlendiremediyseniz, Allah size misliyle kıymetli bir 10 gün daha sunuyor. Bu süreçte Kuran ile olan bağınızı sorgulamalısınız. Kaç yaşımdayım, ne zamandır Kuran’ın farkındayım/farkında mıyım? Kuran ile şimdiye kadar ne yaptım, nasıl bağ kurdum, hangi süreçleri atlattım, neler ezberledim vs… Zira Kuran bizim yaşam kitabımız. Kişi bu kitaptan ne kadar uzaksa, o kadar kötü bir hayat sahip demektir. İşte bunları yıl yıl belkide gözünüzün önünden geçirin ve hesabını yapın. Ardından da bir değerlendirme çıkarın. İvme sürekli yukarı çıkıyor olmalı, sizin ki düz ya da aşağı mı inmiş, sorun yok! Bundan sonra ivmeyi yükseltme zamanı. Şimdiye kadar hep Yasin, amme, Tebareke okumuş iseniz artık Nisa suresi, Hud suresi, Tevbe suresi okuma ve anlamaya çalışma zamanı demektir. Yaşayın bu kitabı, ders gibi her satırı tek tek çalışın, düşünün, okuyun. Ve buna ciddi bir zaman ayırın. Zira bu gerçekten de zaman isteyen bir şey ve buna değer!
3. Hiç Rabbinle Konuşmayı Denedin Mi?
Hayatımızın en önemli ilişkisi duadır. Ancak biz tam olarak duayı kavrayamıyoruz. Dua, öyle namazdan sonra Allahım affet’ten ibaret değil ki. O da var ama yalnızca o değil. Sahabiler, alimler nasıl dua listeleri çıkarıyorlar biliyor musunuz, her namaz vakti için 10-15 dua, hepsine ayrı… O yüzden bizim dua etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bunu da bize en iyi tabii ki Kuran ve Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem öğretiyor. Kuran’da pek çok Peygamberin duası mevcut. Hadislerde de Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem dualarını görüyoruz. Bize muhteşem yol çiziyor. Bir hadis kitabından dualara bakın ve her ay, o ay ki durumunuza göre bir liste çıkarın. Artık namazlardan sonraki dualarınızı daha da genişletip, kıymetlerini arttırın.
Bir de şöyle bir tefekküre dalın. Gönlünüzü hala sızlatan günahlar, bir türlü pençesinden kurtulamadığınız alışkanlıklar neler. Günah listenizi çıkarın. Yazar mısınız, bilemiyoruz ama her günah tek tek tövbe etmeyi bekliyor. İşte bu süreç de bunun için tam vakti. İnsan hep bir şeyler istiyor ama bunlar için gerekli zemini oluşturmak lazım. O zeminde günahlar yatıyorsa, duanız belki orada yer bulamıyordur. Dikkat edin. Aman farz namazlardan sonra duanızı eksik etmeyin. Zira duanın en makbul olduğu anlardan bir tanesidir orası. Velhasıl, dua öylesine iki kelam etmekten öte bir şeydir. Kıymetini bilip, planlamak, düzenlemek ve istikrarla çoğaltmak, ısrarcı olmak gerekir.
4. Okyanusa Bir Kötü Sandal Sal ve İyi Bir Sandal Al!
Ramazan size bir şey katsın ve sizden bir şey götürsün. O zaman Ramazanınız kıymetli ve diğerlerinden farklı olur. Hayatınızda ne eksik şöyle bir düşünün. Mesela sünnetlerde eksiğiniz çoksa bir sünneti hayatınıza yerleştirin. Bu 10 gün boyunca bunu istikrarla yapın ve duanızda da istikrar için yalvarın. Ya da Kuran okuma sayfanız, ezber, abdestli dolaşmak, tesettürü düzeltmek… Nafile bir namaz… Her şey olabilir. Ve bir şeyden de vazgeçin. Sanki suya salıverdiğiniz bir sandal gibi düşünün. Artık o size ait değil. Bu da en çok vazgeçmek istediğiniz günahınız ya da kötü alışkanlığınız olsun. Topuz yapmak olabilir, namazlardan sonra tesbihatı ihmal etmek olabilir, suizan etmek olabilir… Büyük olabilir, küçük olabilir, artık orası size kalmış. Ama bu Ramazan diğerlerinden farklı olacaksa, size bir şeyler katmalı ve günahlardan bir parça da silip götürmelidir.
5. Hayat Zannettiğimizden Daha Düzenli ve Daha Ani!
İşte tüm bunlarla birlikte, geçmiş Ramazanı düşünün. Bir önceki yıl neredeydiniz, neler düşündünüz, planladınız kendinize ve sonuç nedir? Aslında bunu alışkanlık haline getirip sürekli yapmak gerekir. Aylık, yıllık olarak. Ben neredeyim, ne yapmak istiyorum, bunun için ne yapmalıyım? Bu size istikrarlı ve kararlı bir yol haritası çizer. İşiniz kolaylaşır. Bu yıl ne yaptınız, ne değişti, kulluğunuzda ne kadar yol aldınız, seneye kadar ne yapmayı ön görüyorsunuz, ya 5 yıl sonra..? bunlar büyük vaatler ya da yaşama garantisi değil, istikrarlı yol alma adımları olmalı. Zira mümin planlıdır, ne yaptığını, ne yapacağını, nereye doğru yol aldığını bilir. Değil senesini, dakikalarını bile hesaplayan oyken, plansız programsız biri olması beklenemez.
İşte sizler de son 10 gününüzü planlamalısınız. Hiçbir tempoya alışık değilseniz bütün günü ibadet ile dolduramazsınız. Bu size başarısızlık getirir. Ama iyi planlayın. Mutlaka kaza namazlarına yer verin. Son 10 günde her gün 1 günlük kaza kılın. Sonrası için her gün bir vakit olabilir. Tefsir çalışın, ilmihalden bir fıkıh meselesi öğrenin, sadaka verin, sahabeden kıssalar okuyun/dinleyin, akrabalarınızı arayın, küs olduğunuz biriyle barışın, uzun zamandır konuşmadığınız bir arkadaşınıza sitemsizce bir mesaj atın, ümmet adına ve yakın dostlarınızın isimlerini vererek dua edin, belki sadece bir vaktinizi kendinizi dışarıda bırakarak başkalarına dua ederek geçirebilirsiniz, yaşadığınız yerdeki sessiz ve doğaya hakim bir yere gidin ve gerçekten tefekkür edin ‘ben bu dünyaya niye geldim, ne yapıyorum, amacım ne, nasıl yaşıyorum, neler yapmak istiyorum, ya birazdan ölürsem, bir vasiyetim var mı, kul olmak nedir ve ben nasıl bir kulum, ölüm geldiğinde arkamda ne bırakmış olacağım, çocuklarım hangi ayak izimden yürüyecek…’ …
Unutmayın, sizler, hepiniz ve hepimiz Rabbimizin özel, sadece bir tane yarattığı biricik kullarıyız. Bu kadar nimetin içinde, kendi huzurumuzu da yakalamak adına, bu 10 günde Rabbimize biraz daha vakit ayıramaz mıyız? Çok mu?
Tavsiye bir yazı; Ramazan’ın Son 10 Gününü Verimli Şekilde Geçirmek İçin 15 Tavsiye
0 Yorum