Peygamber görmemiş sahabi tabirini ilk kez hadis alimi Süfyan b. Uyeyne, Abdullah b. Mübarek için kullanmıştır.
Sufyân ibn Uyeyne: “Sahabe ile Abdullah bin Mübarek’i karşılaştırdım. Sahabenin, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile arkadaşlıkları ve onunla beraber gazaya çıkmış olmaları dışında, İbnu’l-Mübarek’e üstün bir taraflarını görmedim.” demiştir.
Bu örnek tebe-i tabiinden olan Abdullah ibni Mübarek’i sahabi düzeyinde görmek değil belki onun yaşamını sahabelerin yaşamlarına ne kadar benzediğini ifade etmek için kullanılmıştır. Peygamber görmeden de, sahabiyi örnek alarak, onlar gibi olmak demek ki mümkün. Zira zaten onlar bize örnek olarak yaşayan insanlardı. Yani gerçekten insanlardı, melek değillerdi. İşte o övülen ve razı olunan sahabe gibi olmak neler yapmak lazım, örnekleriyle sunduk, faydalanmak duasıyla…
Sahabi olmak;
İman+İhlas+İhsan konularında derin dindarlık ve üstün insanlık seviyesidir. İhlas, niyetin %100 samimi olarak Allah rızası olmasıdır. İhsan, Rabbimize Onu görüyormuş gibi kulluk etmek, demektir.
Misal, Hz. Ebu Bekir. O hayatını bu anlamda tam bir samimiyet içerisinde yaşamıştı. Malını infak ederken de, hicrette yol arkadaşlığı ederken de, Peygamberden sonra İslam ehlini idare ederken de..
Sahabi olmak;
İmani konularda, tevhid, ihlas, tereddütsüzlüktür.
Misal, Sa’d b. Ebu Vakkas, annesine çok düşkün olan bu sahabi, imanına bedel olarak annesinin açlık orucuyla intihar tehdidine bile yenilmemiş ve imanı için dimdik durmuştur. Bir an tereddüt etmemiştir.
Sahabi olmak;
İslami uygulamalarda, gönüllülüktür.
Misal, Abdullah b. Mesud, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem Kabe’de ilk kez Kuran okuyacak bir gönüllü istediğinde, zayıflığına, kilosuna, alacağı darbeye bakmadan tamamen gönüllü olmuştur ve görevini en iyi şekilde yerine getirmiştir.
Sahabi olmak;
İhsan konusunda, gösterişten uzak yaşamak, Allah’ın gözetiminde olduğunu her an hissetmektir.
Misal, Kab b. Malik, Tebük gazvesine katılmama hadisesinin ardından, Allah’ın gördüğünü bilerek Efendimize yalan söyleyememiştir ve 50 günden sonra ayet ile mükafatını almıştır sahabi efendimiz.
Sahabi olmak;
Önderlik ve örnekliktir.
Misal, Hz. Ali, hayatı boyunca Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem yanında bulunarak örnek bir hayat yaşamış ve halifeliğin en zorlu yıllarında dimdik bir önder olmuştur.
Sahabi olmak;
Allah ve Resulünün her şeyden ve herkesten çok sevmektir.
Misal, Sümeyra binti Kays, Uhud’da eşini, babasını, oğlunu ve kardeşini şehit vermiştir. Ama o Efendimize sallallahu aleyhi vessellem bir şey oldu korkusuyla herkesi bir kenara koyup, önce O’na dair bilgi almış ve ‘Sen sağsan gerisi mühim değil’ diyebilmiştir.
Sahabi olmak;
Sevdiğini Allah için sevmektir.
Misal, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem ile mecliste oturan bir sahabi, yoldan sevdiği bir kardeşini gerçekten görüyor ve onu Allah rızası için sevdiğini söylüyor. Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem de bunu gidip hemen kardeşine de söyle diyor. Ve o sahabi o kişinin arkasından koşup iletiyor.
Sahabi olmak;
Küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmektir.
Misal, Bilal-i Habeşi, onca işkence ve eziyete rağmen küfre dönmeyi asla düşünmemiştir. Oysa henüz vadedilen cennetleri bile bilmiyorken.
Sahabi olmak;
Şeriat konusunda titiz olmaktır.
Misal, Zina eden bir hanım sahabi, tam 4 kez gelerek kendini Efendimize sallallahu aleyhi vessellem ifşa der. Zira kul günah işler, işlemiştir de. Ama şeriata duyduğu titizlik, bunu gizlemesine izin vermemiş ve bizzat hükmün uygulanması için kendi kendine ısrarcı olmasına neden olmuştur.
Sahabi olmak;
Her hal ve şartta Müslümanlığın bilincinde ve peşinde olmaktır.
Misal, Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem vefatından hemen sonra, defin yapılmadan önce halife seçimi gerçekleştirilmiştir. Çünkü sahabi Müslümanlığının ciddiyetinde ve farkındadır.
Sahabi olmak;
Kulluk diriliği ve aktif Müslümanlıktır.
Misal, Hz. Ömer ve bir komşusu nöbetleşerek çalışıyorlardı. Biri çalışırken, diğeri Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem meclisinde bulunuyor ve anlattıklarını çalışana iletiyor, diğeri işteyken de öbürü meclise gidiyordu. İş hiçbir zaman onların bahanesi olmadı.
Sahabi olmak;
İslam’ı ciddiye almak ve ümmetin dertleriyle dertlenmektir.
Misal, Hz. Ömer son anlarını yaşarken yanına eteği çamurlu bir genç girer, Hz. Ömer o haldeyken bile bu genci uyarır ve düzeltir.
Sahabi olmak;
Din kardeşliğini her türlü bağın önünde tutmak.
Misal, Sa’d b. Rebi ve Abdurrahman b. Avf ensar-muhacir kardeşiydiler. Sa’d b. Rebi kardeşliğin hemen ardından Abdurrahman b. Avf’a malını, evini, toprağını, hatta istediği bir eşini dahi sunmuştur. Çünkü kardeşidir. Abdurrahman b. Avf da öyle bir kardeştir ki, teşekkür eder ve sen bana çarşını yerini göster yeter, der. Zira onları Peygamberleri din kardeşi etmişti, daha ötesi beklenemezdi.
Sahabi olmak;
Cihad erliğidir.
Misal, Halid b. Velid, başta müşrik ordusunu yönetiyorken, imanından sonra Seyfullah ismini kazanabilecek kadar gerçek ve diri bir cihat anlayışına sahipti.
Sahabi olmak;
Gençliğini Rabbine kullukta ve temiz bir hayat içinde geçirmektir.
Misal, Musab b. Umeyr. Yakışıklılığını, gençliğini, zenginliğini İslam uğruna ötelemiş ve tüm ömrünü, her yeteneğiyle yine İslama adamıştı.
Sahabi olmak;
Şirk karşıtlığıdır.
Misal, Musab b. Umeyr, Bedir savaşı esirleri arasında kardeşi de vardı, kardeşi ondan aman beklerken, o ‘Bunun elini daha sıkı bağlayın, anası zengindir, size daha çok fidye verir’ demişti. Küfür tarafındaki kim olursa olsun, küfür ehliydi.
Sahabi olmak;
Ümmet için kendinden vazgeçmektir.
Misal, Muaz b. Cebel, Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem onu Yemene’e vali gönderirken, ‘Belki bir daha geldiğinde beni burada bulamazsın’ demişti. Yani son zamanları olduğunu belli etmişti. Muaz b. Cebel ümmet için biraz daha peygamberini görmekten, yanında olmaktan vazgeçti.
Sahabi olmak;
Şehadet koşusudur.
Misal, Umeyr b. Hümam, Uhud’a giderken elindeki yarım hurmayı bile atmış öyle koşmuştu. Onu tamamlayabilirdi ama o Rabbinin emrini bu kadar mühim görüyordu ve kaybedecek bir saniyesi bile yoktu.
Sahabi olmak;
İman ve istikamet takipçiliğidir.
Misal, Hanzala, Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem yanındayken hissettiği şeyleri, eve gidince aynen hissetmediği için kendini münafık adlediyordu. Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem ise bunun normal olduğunu, öyle olmasa meleklerin onlarla musahafa yapması gerektiğini iletiyordu.
Sahabi olmak;
Anam babam sana feda olsun Ya Rasullullah, ifadesiyle ortaya konana adanmışlıktır.
Misal, Nesibe, Uhud’da Efendimizin sallallahu aleyhi vessellem yanından ayrılmayan ve kendini Ona siper eden hanım sahabi, öyle ki ‘Uhud günü nereye baksam Nesibe’yi gördüm’ övgüsüne mahzar olmuştu.
Kaynak; İsmail Lütfi Çakan – Sahabe Kıvamı
Bu sayfada bazı başlıklar hatalı yazılmış. Düzeltmeniz mümkün mü? Allah’a emanet olun.
Ensar muhacir kardeşliği konusunda “istediği bir eşini dahi sunmuştur” kısmını anlayamadım
Bu nasıl olabilir akıl almaz bir örnek islam buna müsade eder mi
Aynen ben de anlamadım. Bir kadın sonuçta bir eşya değilki kardeşine sunabilsin. Bence bu Ada’m büyük yanlış yapmış. İslamı yanlış anlamış. İnsan eşini Nasıl başkasına vermek isteyebilirki. Sonuçta o kadın bi insan. Bi insana Nasıl bir eşyaymış gibi muamele yapılabilir! Yüce dinimizin buna izin vericeğine inanmıyorum.
İslamla ilgili bi yazı yazarken verdiğiniz örneklere biraz dikkat edin!! Sizin gibiler yüzünden insanlar İslamı yanlış anlıyor ve İslamdan uzaklaşıyor.