Selamun Aleykum öncü şahsiyetler olmaya gönül vermiş kardeşler.
Bu yazımızda serinin ikinci öncü şahsiyeti Malcolm X’i anlamaya çalışacağız inşaAllah. Faydalı olmasını temenni ederiz. İyi okumalar…
1. Fikir ve Eylem Adamı Malcolm
”Benim yolumdan yürümek ve hareketime katılmak isteyenler, gerçek anlamda özgürlüğe kavuşmadan önce hapishananeye, hastaneye ve kabristana gitmeyi göze almak zorundadır.” Böyle tanımlıyordu hareketini, büyük şehit. İslamiyetten sonraki asıl ismi El-Hacc Malik El-Şahbazdır. 1.90 boyunda, kızıl kıvırcık saçlı, açık kahverengi tenli, son derece yakışıklı olan bu adam, 22 milyon Amerikan zencisinin derdini almıştı omuzlarına.
Bugün Amerika’da yaşayan 2,5 miyon Müslüman, Allah (celle celaluhu) adına ne yapıyorsa, belki bunda Malcolm X’de pay sahibidir diyebiliriz. “Tarihi değiştirebilenler, ancak ve ancak insanın kendisi hakkındaki düşüncesini değiştirmeyi başarabilenlerdir.” O, tarihi değiştirmenin peşindeydi. Bunun içinse en büyük desteği arkasına almıştı: “Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir.” (Al-i İmran Suresi, 173)
Son gülüşünde bile bu günleri görmesinin izi vardı. Biliyordu: “Gelecek bugünden ona hazırlananlara aittir.”
2. Doğumu ve Asıl Adı
19 Mayıs 1925’te Omaha’da (Nebraska) doğdu. Asıl adı Malcolm Little’ dı. Zencilerin, Amerika Birleşik Devletleri’nde özgürlüklerine kavuşamayacaklarına ve dolayısıyla Afrika’ya geri dönmeleri gerektiğine inanan Reverend Earl Little adlı bir Baptist rahibinin oğluydu. Dört kardeşi beyazlarca öldürülen babası 1931’de fâili meçhul bir cinayet sonucu hayatını kaybedince Malcolm ve bir kısmı üvey olan yedi kardeşi Refah Kurumu tarafından çeşitli ailelerin yanına yerleştirildi, annesi de akıl hastahanesine yatırılmıştı. On üç yaşında iken Islahevi Okulu’na gönderilen Malcolm’un “beyaz adam”la ilgili olumsuz düşünceleri burada sertleşmeye başladı. Çünkü bu hale gelmelerinin ve babasının öldürülmesine sebep olanlar ırkçı beyaz gruplardı. Beyaz insanlarla ilişkileri Refah Kurumu görevlileri ve mahalleden tanıdığı birkaç beyaz çocukla sınırlı olmakla birlikte yaşadığı bazı olaylar bu düşüncelerini keskinleştirdi.
3. Okul Yılları
Evlatlık olarak Massachusetts’ta bir ailenin yanına verilen Malcolm, burada ilkokulu bitirdi ve liseye gitti. Burada daha lise birdeyken oldukça zeki ve çalışkan bir öğrenciydi. Bir gün öğretmeni ona ileri de hayatı ile ilgili hayellerini sorması üzerine Malcolm avukatlık cevabını verdi. Öğretmeni siyahi olduğu için bu isteğinin gerçekleştiremeceğini söyledi. İşittikleri Molcolm’un kalbini kırılmıştı. Bunun üzerine okulu bırakıp küçük yaşta çalışmaya başlayan Malcolm, kendini bir müddet sonra Harlem’de buldu ve gençlik yıllarında birçok suça dahil oldu. 1946 yılının şubatında 20 yaşındayken hırsızlıktan yakalandı ve 10 yıl hapse mahkum edildi.
4. Hapis Yılları ve Elijah Muhammed ile Tanışması
Islahevi Okulu’ndan ayrıldıktan sonra Boston’da yaşayan üvey ablasının yanına giden Malcolm konser salonunda ayakkabı boyacılığı ve müşterileri zenci olan bir lokantada garsonluk yaparken gece hayatıyla tanıştı. On altı yaşında Boston-New York arasında çalışan trenlerde sandviç satmaya başladı; New York’a gidip geldikçe zencilerin yaşadığı Harlem’i tanıdı.
Harlem’de çalışmaya başladığı barda kendisini uyuşturucu ve kadın ticaretinden antika eşya hırsızlığına kadar giden kirli bir hayatın içinde buldu. 1946’da hırsızlıktan hapse mahkûm oldu. Charlestown Eyalet Hapishanesi’nde iki yıl yatıp ardından Concord Hapishanesi’ne nakledildi.
Bu dönemde zenci milliyetçiliğini savunan ve hatta Tanrı’nın da zenci olduğunu söyleyen Elijah Muhammed’in görüşlerini benimseyerek -hepsi onun anlattığı çerçevede- müslüman olan kardeşlerinden bazılarıyla görüşmeye ve mektuplaşmaya başladı. 1948’in sonlarında nakledildiği Norfolk Hapishanesi’nde kardeşleri aracılığıyla Elijah Muhammed’le de mektuplaştı. Hristiyanlık’tan başka din tanımayan ve beyaz adamın dini olarak gördüğü bu dinden nefret eden Malcolm’un beyaz adama duyduğu kin ve düşmanlık onun Elijah’nın görüşlerini benimsemesini kolaylaştırmıştı. Aslında tanrıya sövmekten başka bir şey bilmeyen Malcolm için bu siyahi tanrı meselesi oldukça sıcak gelmişti.
5. Cesur Bir Hatip
Malcolm 1952’de hapisten çıkınca Elijah Muhammed’in kurduğu Nation of Islam hareketine katıldı. Enerjisi, teşkilâtçılığı ve harekete bağlılığı ile dikkat çekince Elijah onu teşkilât faaliyetleri için çeşitli yerlerde, son olarak da Harlem’de görevlendirdi. 1952 yılına kadar Little, bu tarihten itibaren davasının isimsiz bir hizmetkârı olduğunu simgeleyen X soyadını kullanmaya başlayan Malcolm büyük değer verdiği Elijah Muhammed’in konuşan ağzı haline geldi. Şeytan diye tanımlanan “beyaz adam”dan kurtulmayı amaçlayan, sözünü sakınmayan, korkusuz, hararetli bir hatip olarak zenci yerleşimlerini faaliyete geçirdi. Zenci ırkçılığına dayanan hareketin etkin bir savunucusu oldu. Ocak 1958’de Nation of Islam’a bağlı olan Betty ile evlendi. Ondan isimleri Batılılar’a karşı duyduğu kinin izlerini taşıyan Atilla, Kubilay, İlyas ve Cemile adlı dört çocuğu doğdu.
Malcolm ile Elijah arasındaki sıcak ilişki sonraki yıllarda giderek bozulmaya başladı. Malcolm’un yükselen grafiği Elijah Muhammed’i korkuturken Malcolm, Elijah Muhammed’in özel hayatını sorgulamaya girişti. İki eski sekreterinin, çocuklarının babası olduğu iddiasıyla Elijah aleyhine nafaka davası açması onu Malcolm’un gözünden iyice düşürdü. Elijah’nın Kennedy suikastı üzerine (Kasım 1963) Malcolm’a 90 gün süreyle konuşma yasağı koyması gerginliği arttırdı. Gerginliğin asıl sebebinin Elijah’ın, hareketin Malcolm tarafından militan bir karaktere dönüştürülmesinden kaygı duyması olduğu da öne sürülmekteydi. Çünkü artık Malcolm un kafasına bazı şeyler oturmuyor ve anlamsız geliyordu. Okumayı çok sevdiği için sürekli bir şeyleri araştırıyor ve sorguluyordu. Basında konuşmalarının şiddet içerdiği gerekçesiyle Malcolm aleyhinde yazıların çıkması onun zenciler üzerindeki etkisini azaltmadı, aksine Amerika’da bir isyan başlatabilecek ya da bastırabilecek tek zenci olarak görülmeye başlandı.
6. Hacca Gidişi ve İslam Kardeşliği Anlayışı
Mart 1964’te Elijah Muhammed ve Nation of Islam hareketinden ayrılan Malcolm artık yerinin Elijah’ın yanı değil zenci yerleşimler olduğuna karar verdi. Bu dönemde İslâm anlayışı değişmeye başladı, beyaz adamın şeytan olduğu görüşünden vazgeçti. Müslüman ülkelerin diplomatlarıyla görüşerek İslâmiyet hakkında bilgiler aldı. Öteden beri aklında olan Afrika ile köklerin korunmasını, ilişkilerin canlı tutulmasını savunan Afro-Amerikan tezini canlandırmak ve hacca gitmek amacıyla Orta doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde bir seyahate çıktı.
Mekke’de dünyanın her tarafından gelen farklı ırklardan müslümanlarla tanıştı ve ırk ayırımına dayanmayan bir din anlayışına ulaştı. Tanıştığı kişiler arasında övgüyle bahsettiği parlamenter Kasım Gülek de vardır. Malcolm hayatının bu döneminde el-Hâc Mâlik eş-Şahbâz adını kullanmaya başladı. Güney Asya’dan Amerika’ya gelen müslümanların Farsça’da “doğan” anlamına gelen, mecazen “yiğit, yüksek görüşlü ve himmet sahibi” anlamındaki şâhbâz ile (şehbâz) ilişkilendirdikleri bu soyadının aslında Amerikan zencilerinin atalarının mensup olduğu ve Arapça “şa‘bu izz” (yüce kavim) terkibinden bozulmayla Şabaz şeklinde telaffuz edilen bir kabile adına dayandığı belirtilmektedir.
7. Şehadete Uzanan Bir Yol
Mekke’den Amerika’daki bir arkadaşına yazdığı mektupta Hz. İbrâhim’in, Hz. Muhammed’in ve diğer bütün peygamberlerin mekânı olan kutsal topraklarda bütün ırk ve renklerden insanlarda gördüğü kardeşlik ruhunu, konuk severliği anlatan ve her renkten insanın gösterdiği bu cana yakınlık karşısında büyülendiğini, Amerika’nın ırk problemini ortadan kaldıran İslâm’ı anlamasının şart olduğunu söyleyen Mâlik eş-Şahbâz, Amerika’ya dönünce gerçek anlamda siyah-beyaz kardeşliğini esas alan bir toplum meydana getirmeyi amaçlayan Muslim Mosque (Mart 1964) ve Organization of Afro-American Unity (Haziran 1964) adlı teşkilâtları kurdu. Fakat kısa bir müddet sonra kendisine ve ailesine yönelik tehditler almaya başladı, evi kundaklandı.
Bu gelişmelerden fazla yaşatılmayacağını hisseden Malcolm, o sıralarda kendisiyle sürekli görüşerek biyografisini yazmakta olan Alex Haley’e kitabı yayımlanmış olarak okumaya ömrünün yetmeyeceğini söylemiş ve bir süre sonra 21 Şubat 1965’te Harlem’de konuşma yaparken öldürülmüştür. Suikast bir muamma olarak kalmakla birlikte üzerinde en fazla konuşulan ihtimal Elijah Muhammed ve Central Intelligence Agency (CIA) iş birliğiyle gerçekleştirilmiş olduğudur.
Müslümanlar, özgürlükçüler, insan hakları savunucuları, sosyalistler ve daha birçok grup kendilerinde Malcolm X ile özdeşleştirecekleri bir yan bulmuşlardır.
8. Malcolm X ile Muhammed Ali
Muhammed Ali, Malcolm X (El-Hac Malik El-Şahbaz) ile yakın dosttu. Sahip oldukları düşünceler ve ulaşmaya çalıştıkları hedefler aynıydı. Ama bu düşüncelerin ve hedeflerin belirginleşmesinde Malcolm X’in rolü önemliydi. Malcolm X, bir konuşmasında Afro-Amerikalıların batıda yaşamalarına rağmen Doğulu olduklarını belirtmişti. Afro-Amerikalıların kendilerini Doğulu kabul etmelerine yönelik bu önemli çağrı Muhammed Ali’nin Vietnam savaşına katılmayı reddetmesinin tesadüfî olmadığını gösterir. Malcolm X’i şehit edenler Muhammed Ali’ye aynı şekilde davranmadılar. Muhtemelen Ali’nin şöhreti cinayeti önledi.
Muhammed Ali ve Malcolm X, köleleştirilmiş milyonlarca Afro-Amerikalının arasından çıkmış ve onları efendilerine karşı “isyan”a teşvik etmişlerdir. İsyana teşvik Malcolm X’in neredeyse bütün konuşmalarına sinmiştir. Malcolm X, Türkçeye “Köklerimiz” adıyla kazandırılan ve Beyan Yayınları tarafından basılan konuşmalarında Afro-Amerikalılara isyana teşvik kabilinden şöyle seslenir: “Geçmiş hakkında biraz bilgimiz olmadıkça günümüzü anlamanın veya geleceğe hazırlanmanın da imkânsız olduğu gerçeğini hiçbirimizin inkâr edeceğini sanmıyorum. Biz Afro-Amerikalıların bir çoğunu da toplumda kötürüm durumuna düşüren şey bu geçmiş hakkındaki bilgi noksanlığımızdır.”
Bu iki büyük adam dostluklarıyla birer eylem adamlarıdır..
9. Malcolm X VE Martin Luther King
Siyasi liderlerden akla gelen ilk isimlerden ikisi hiç kuşku yok ki Malcolm X ve Martin Luther King; ABD’nin iki siyah önderi. Dinleri birbirinden farklı olmasına karşın siyah olmalarının dışında ikisinin de buluştuğu ortak bir payda var: ABD çıkarlarına son derece karşıt fikirlere sahip olmalarının yanı sıra bu fikirleri takip eden milyonlarca insanı peşlerinden sürüklemeleri. Her ikisinin yaşamını incelediğimizde ABD politikalarına ne kadar ters demeçleri olduğu, emperyalizm karşıtı görüşleri olduğu ortada. Washington açısından “içimizdeki hainler” yaftasını almalarından daha doğal bir şey olabilir mi? Hani Kissinger “Biz içimizdeki hainleri öldürürüz” demiş ya, Malcolm X ile Martin Luther King’i buluşturan bir yön daha var: İkisinin de perde arkasında kimlerin olduğu belli olmayan suikastlere kurban gitmeleri ve bugüne kadar bu suikastların sır perdesinin kaldırılamamış olması.
Siyah hareketinin bir diğer lideri olan Malcolm X ise 19 Mayıs 1925’te doğar ve 21 Şubat 1968’de yine siyah olan üç kişinin silahlarından çıkan 16 kurşunla öldürüldü. Malcolm X, King’in aksine siyahların diğer ırklardan üstün olduğu fikrini savunuyor ve şiddetin savunma sebebiyle yapılmasını destekliyordu. Aynı zamanda iletişimin inceliklerini çok iyi bilen bir hatip olan Malcolm X’in ideolojileri yıllardır siyahi gençler arasında kabul ediliyor.
Kaynaklar
GENÇ DÜSÜNCE YAYINLARI – ÖNCÜ ŞAHSİYETLER SYF 105-135
2013 – 2016 İslamveİhsan.com
Gerçek Hayat.com
Suskumru.com
YAKIN MARKAJA YILLAR ÖNCE ALMIŞ OLDUĞUM GÜZEL BİR İNSAN FAKAT SON ÇIKAN KİTAP VAR KANKARDEŞLER Bİ KARDEŞİM HEDİYE ETMİŞTİ VE ÇALINDI :S
UMARIM ÇALAN KİŞİ OKUMAK İÇİN ALMIŞTIR.
EN ÇOK HEDİYEYE SAHİP ÇIKAMAMAK HIRPALADI BENİ 🙁