Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Nübüvvetin delilleri serisine, Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) daha önceki kitaplarda bildirilmesine değinerek devam ediyoruz.
‘’Onlar ki; yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulacakları; okuma, yazma bilmeyen ve nebi olan Rasule tabi olurlar. O, kendilerine ma’rufu emreder, münkerden nehyeder. Temiz şeyleri helal kılar, murdar şeyleri de haram eder. Onların ağır yüklerini ve üzerlerindeki bağları, zincirleri indirir. İşte ona iman edenler, onu ta’zim edenler, ona yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nura tabi olanlar, işte onlar; felaha erenlerin kendileridir.’’ (A’raf/157)
1. Yuhanna ve Yahudi Yetkililer
Yuhanna İncili’nde, Yahudi yetkililerin kendi kitaplarında bilgi sahibi oldukları üç kişi hakkında Hazreti Yahya’ya sorular sorduğu geçiyor:
Yahudi yetkililer Yahya’ya, “Sen kimsin?” diye sormak üzere Yeruşalim’den kâhinlerle Levilileri gönderdikleri zaman Yahya’nın tanıklığı şöyle oldu –açıkça konuştu, inkâr etmedi– “Ben Mesih değilim” diye açıkça konuştu. Onlar da kendisine, “Öyleyse sen kimsin? İlyas mısın?” diye sordular. O da, “Değilim” dedi. “Sen beklediğimiz peygamber misin?” sorusuna, “Hayır” yanıtını verdi. (Yuhanna 1:19-21)
Sonra ona şöyle sordular:
“Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz ediyorsun?” (Yuhanna 1:25)
Yetkililer kitaplarında önceden haber verilmiş üç kişiyi bekliyorlardı, bu yüzden Mesih, İlyas ve ‘’Peygamber’’ hakkında soru sordular. Peki bu ‘’Peygamber’’ kim? Bu Hz. İsa olamaz çünkü o, Mesih’ti. Eğer dipnotu bulunan bir İncil’i okursak, buradaki ‘’Peygamber’’in Eshi Ahit Tesniye 18:18’deki geleceği bildirilen Peygamber olduğunu görürüz.
Tesniye 18:18’de Tanrı, Hz. Musa ile konuşuyor ve şu özelliklerdeki bir peygamberin ileride geleceğini söylüyor:
”Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek. Adıma konuşan peygamberin ilettiği sözleri dinlemeyeni Ben cezalandıracağım.’’ (Tesniye/Yasa Kitabı 18:18-19)
Yukarıdaki bölümde Tanrı, Hz. Musa’ya ‘’kardeşleri arasından’’ onun gibi bir peygamber çıkaracağını söylüyor. Burada hitap Hz. Musa ve İsrailoğulları’na olduğu için, burada zikredilen ‘’kardeşleri’’ İsrailoğullarının kardeşleridir.
İsrailoğulları’nın atası olan Hz. İbrahim’in iki oğlu var: İsmail ve İshak (Tekvin 21). İshak’ın çocukları İsrailoğulları, İsmail’in oğulları da Araplardır. Eski Ahit dilinde ‘’kardeşler’’ bizzat İsrailoğullarına nispeten (Çölde Sayım 32:6) veya atalarından kuzenleri olan Araplara, Edomlara ve diğerlerine nispeten (bu kullanım için Yasa Kitabı 2:4,8’e bakınız.) kullanılmıştır. Yani Araplar, İsrailoğullarının kardeşleri olarak görülmüştür.
2. Hz. Musa ve Hz. Muhammed
Bazıları, Yasa Kitabı 18:18’de haber verilen peygamberin Hz. İsa olduğunu iddia ediyor. Buna rağmen Yuhanna 1:25’te Yahudi yetkililerin Mesih’i ve Peygamber’i ayrı ayrı sormaları, bu ‘’Peygamber’’in Hz. İsa olmadığını gösterir. Ek olarak, Yasa Kitabı’ndaki bu bölüm bize gelecek olan peygamberin Hz. Musa gibi olacağını söylüyor. Öyleyse bu peygamberlerin özelliklerini karşılaştırırsak hangisinin Hz. Musa gibi olduğunu anlayabiliriz:
Özellik | Hz. Musa | Hz. Muhammed | Hz. İsa |
Doğum şekli | Normal | Normal | Mucizevi |
Evlilik durumu | Evlendi | Evlendi | Evlenmedi |
Çocuk durumu | Vardı | Vardı | Yoktu |
Birden fazla kabileyi bir amaç için birleştirdi | Evet | Evet | Hayır |
Devlet adamıydı | Evet | Evet | Hayır |
Düşmanlar tarafından göçe zorlandı | Evet | Evet | Hayır |
Düşmanlarına galip geldi | Evet | Evet | Hayır |
Yeni bir yasa/şeriat getirdi | Evet | Evet | Hayır |
Kendi halkı tarafından önce reddedilip sonra kabul gördü | Evet | Evet | Hayır |
Yahudi ırkındandı | Evet | Hayır | Evet |
Tüm insanları tek ilaha ibadete davet etti | Evet | Evet | Evet |
Şüphe yok ki Hz. Musa ve Hz. Muhammed, birbirlerine çok benzer iki peygamber. İki peygamberin hayatını incelemiş olan birçok tarihçi bunun farkına varmıştır. İncil ile ilgili Collins Gem Dictionary of Bible adında bir sözlük yazan James L. Dow (1908-1977) ‘Musa’ başlığı altında şunları yazıyor: ‘’Kendisiyle uzaktan bile olsa karşılaştırılabilecek olan tek kişi Muhammed’dir.’’[1]
Tüm bu deliller Yuhanna 1:25’te zikredilen peygamberin Hz. Muhammed olduğunu ortaya koyuyor.
Kitab-ı Mukaddes’e göre Tanrı, İbrahim’e onun zürriyyeti hakkında bir vaatte bulundu:
‘’Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin ve senden sonra soyunun Tanrısı olacağım.’’ (Yaratılış 17:7)
Ve Eski Ahit’te, Tanrı İsmail’in zürriyetini özel bir nimetle işaret ediyor:
‘’İsmail’e gelince, seni işittim. Onu kutsayacağım; onu verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.’’ (Yaratılış 17:20)
Buna göre ‘’büyük bir ulus’’ İsmail’in soyundan gelecek. Böylesine büyük bir ulusun inanmayan bir topluluktan olmayacağı da aşikar olduğuna göre, İsmail’in soyundan olan bir peygamberin gelmesi işten bile değil. Bu vaadi de son elçi Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ile yerine geldiğini görüyoruz.
Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) bu on iki beyin soyundan gelmektedir. Yaratılış Kitabı’nda Hz. İbrahim’in eşini ve İsmail’i bıraktıktan sonra onların ‘Paran’ adında bir yere yerleştiği yazar (Yaratılış 21:21). Tarihçilere göre bu yer Arabistan’dadır. İsmail, Arabistan’da büyüyüp yetişti ve on iki oğlu oldu, bunlardan birinin adı da Kedar’dı (Yaratılış 25:13). Yeşaya 21:13-17 arası ise Kedar’ın soyunun Arabistan’da olduğunu doğruluyor. Ve iyi biliniyor ki, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) de Kedar’ın soyunda geliyor. Kitab-ı Mukaddes’in Davis Sözlüğü (Davis Dictionary of the Bible) Kedar’ı şöyle tarif ediyor:
‘’…İsmail’in soyundan olan bir kabile … ve Muhammed onların kabilesinden en sonunda ortaya çıktı.’’[2]
Medine şehrindeki Yahudi kabileler de, bu bölgeden beklenen bir peygamber için buraya yerleşmişlerdi.
3. Arabistan'daki Elçi
Eski Ahit, Kedar’ın soyundan olacak bir peygamberin geleceğini öngörüyor. Yeşaya 42’de gelecek bu elçiye Tanrı, ‘’kulum’’ olarak hitap ediyor. İşte o bölüm:
‘’İşte kendisine destek olduğum,
Gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum!
Ruhumu onun üzerine koydum.
Uluslara adaleti ulaştıracak.
Bağırıp çağırmayacak,
Sokakta sesini yükseltmeyecek.
Ezilmiş kamışı kırmayacak,
Tüten fitili söndürmeyecek.
Adaleti sadakatle ulaştıracak.
Yeryüzünde adaleti sağlayana dek
Umudunu, cesaretini yitirmeyecek.
Kıyı halkları onun yasasına umut bağlayacaklar.
Gökleri yaratıp geren,
Yeryüzünü ve ürününü seren,
Dünyadaki insanlara soluk,
Orada yaşayanlara ruh veren Tanrı diyor ki:
Ben, Rab, seni doğrulukla çağırdım,
Elinden tutacak,
Seni koruyacağım.
Seni halkıma antlaşma,
Uluslara ışık yapacağım.
Öyle ki, kör gözleri açasın,
Zindandaki tutsakları,
Cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.
Ben Yahve’yim, adım budur.
Yüceliğimi bir başkasına,
Övgülerimi putlara bırakmam.
Bakın, önceden bildirdiklerim gerçekleşti.
Şimdi de yenilerini bildiriyorum;
Bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.”
Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey,
Kıyılar ve kıyı halkları,
Rabbe yeni bir ilahi söyleyin,
Dünyanın dört bucağından O’nu ezgilerle övün.
Bozkır ve bozkırdaki kentler,
Kedar köylerinde yaşayan halk
Sesini yükseltsin.
Sela’da oturanlar sevinçle haykırsın,
Bağırsın dağların doruklarından.
Hepsi Rabbi yüceltsin,
Kıyı halkları O’nu övsün.
Yiğit gibi çıkagelecek Rab,
Savaşçı gibi gayrete gelecek.
Bağırıp savaş çığlığı atacak,
Düşmanlarına üstünlüğünü gösterecek.
Uzun zamandır ses çıkarmadım,
Sustum, kendimi tuttum.
Ama şimdi feryat edeceğim doğuran kadın gibi,
Nefesim tutulacak, kesik kesik soluyacağım.
Harap edeceğim dağları, tepeleri,
Bütün yeşilliklerini kurutacağım.
Irmakları adalara çevirip havuzları kurutacağım.
Körlere bilmedikleri yolda rehberlik edeceğim,
Onlara kılavuz olacağım bilmedikleri yollarda,
Karanlığı önlerinde ışığa,
Engebeleri düzlüğe çevireceğim.
Yerine getireceğim sözler bunlardır.
Onlardan geri dönmem.
Oyma putlara güvenenler,
Dökme putlara, ‘İlahlarımız sizsiniz’ diyenlerse
Geri döndürülüp büsbütün utandırılacaklar.” (Yeşaya 42:1-17)
Yukarıda gelecek peygamberin Kedar köylerindeki halka yönelik olduğu, Sela’da yaşayan halkaları sevindireceği ifade ediliyor. Sela ise Medine’de bir dağ. Bu peygamberin bir yasası olacağı, oyma putlara tapınanların utandırılacağı, bu peygamber ile adaletin yükseleceği ifade ediliyor. Özellikle kitap ehline sormak lazım, tüm bu sıfatları kendisini toplayan Hz. Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve sellem) başka bir elçi, başka bir insan var mıdır?
‘’Ey kitap ehli! Niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?’’ (Al-i İmran/71)
Serimize, nübüvvetin diğer delilleriyle devam edeceğiz inşaallah. Salat ve selam Nebimiz Muhammed’e, ailesine ve ashabına olsun.
Yazının 1. Bölümü: Nübüvvetin Delilleri Serisi 1: Nebi’nin ﷺ Karakteri
Kaynaklar
[1] James L. Dow, Collins Gem Dictionary
[2] John D. Davis ,Davis Dictionary of the Bible
0 Yorum