Rabbimiz, yüce kitabında “üsvetün hasenetün” (Ahzab Suresi 21.Ayet Meali) buyuruyor; “Andolsun ki, Allah’ın rızasını ve Ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın Resul’ün de, sizin için, pek güzel bir örnek vardır.”
O’nun ahlakı şu ilahi emirlerin canlanmış şekliydi:
“ Kolaylık yolunu tut; affet, güzel olanı emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf Suresi, 199. Ayet Meali)
“ Onları affet ve hoş gör. Muhakkak ki Allah iyilik yapanları sever.” (Maide Suresi, 13. Ayet Meali)
“ En güzel olan tepkiyle karşılık ver” (Fussilet 34)“ Başına gelene sabret.” (Lokman Suresi, 17. Ayet Meali)
“ Zannın birçoğundan sakının. Tecessüs etmeyin; birbirinizi gıybet etmeyin.” (Hucurat Suresi, 11. Ayet Meali)
“ Allah adaleti, iyilik etmeyi, akrabaya yardımı emreder; hayasızlığı, çirkin işleri ve zulmü nehyeder.” (Nahl Suresi,90. Ayet Meali)
Rabbimizin biz kullarında görmek istediği güzel ahlakı, bize anlatan ve bildiren hiç şüphesiz Kur’an’dır. Kur’an’ı yaşayan ve fiilen bize örneklik eden de Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir (sallallahu aleyhi ve sellem). Öyle ki Hz Aişe (r.anha) validemiz, Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) ahlakını soranlara; “Siz Kur’an’ı okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an’dı.” diye tarif etmiştir. (Hadis-i Şerif, Müslim 1/514 Hadis no: 746) O öyle bir güzel ki anlatmakla bitmez, vakitlere sığmaz! O öyle bir güzel ki O’ndan bahsedenin sözü güzel olur. O’na bakanın gözü güzel olur. O’nu gönlüne sultan yapanın gönlü güzel olur. O’nu, O’nun ahlakını evine götürenin evi ve ailesi güzel olur, işine götürenin işi güzel olur. Nasıl mı? Gelin birlikte inceleyelim.
1. Selamı İlk Veren Hep Kendisi Olurdu
Selamı ilk veren hep kendisi olur, karşısındakinden beklemeden ilk adımı atardı.
2. Musafaha, Tokalaşma İçin Ellerini İlk Uzatan Olurdu
Musafaha/tokalaşma için ellerini ilk uzatan olur, yanına gelenleri rahatlatırdı.
3. Elini Tutan Bırakmadıkça, Asla Ellerini Bırakmazdı
Elini tutan bırakmadıkça, asla ellerini bırakmaz, karşı tarafın yapacağı davranışı beklerdi.
4. Hiç Kimsenin Yanında Ayaklarını Uzatmazdı
Hiç kimsenin yanında ayaklarını uzatmaz, üstüste atmaz, yakışıksız oturmazdı.
5. Bir Meclise Girdiğinde Kimsenin Rahatsız Olmasını İstemezdi
Bir meclise girdiğinde kimsenin rahatsız olmasını istemez, neresi boş ise oraya otururdu.
6. Yanına Gelenlere İkramda Bulunurdu
Yanına gelenlere ikramda bulunur, bazen minderini, bazen elbisesini onların altına sererdi.
7. Biri Kendisini Çağırdığı Zaman Sadece Başını Çevirerek Bakmazdı
Biri kendisini çağırdığı zaman, sadece başını çevirerek bakmaz, bütün bedeni ile dönerdi.
8. Muhatabının Gözlerinin İçine Bakardı
Muhatabının gözlerinin içine bakar, sözü bitene kadarda gözlerini ondan almazdı.
9. Arkadaşlarını En Güzel İsim, Künye ve Lakaplarla Çağırırdı
Arkadaşlarını en güzel isim, künye ve lakaplarla çağırır, onların hoşuna gidecek hitap cümlelerini kullanırdı.
10. Karşıdaki Sözünü Bitirmeden Sözüne Başlamazdı
Karşıdaki sözünü bitirmeden sözüne başlamaz, büyük bir sabırla söylenen sözleri dinlerdi.
11. Misafirlerini Asla Bekletmezdi
Misafirlerini asla bekletmez, bazen onlar için namazlarını bile kısa tutar, gelenlerle ilgilendirdi.
12. Kendisine Yapılan Hataları Sabırla Karşılardı
Kendisine yapılan hataları sabırla karşılar, onların ayıp ve kusurlarını yüzlerine vurmazdı.
Ne kadar da uzağız peygamber ahlakına.. Sahip olamadığımız gibi takdir dahi edemiyoruz..
Yaşadığım bazı tecrübelerle ve toplumu gözlemlediğimde gördüm ki malesef peygamberimizin yukarıda sayılan bazı erdemlerine sahip olmak toplumda ezilen kimselere yakıştıran şeyler olmuş… Öyle ki affedeni, hoşgöreni, iyi niyet taşıyanı, başkalarını nefsine tercih edip başka insanlara değer verenleri takdir etmek şöyle dursun ezenler, zayıf görenler yine kendine müslümanım diyen bazı insanlar. Günümüzün rekabetçi menfaatçi dünyasında bu algı azımsanmayacak kadar yaygın.. Neden bu hale geldi Müslümanlar? Yüksek erdemlere sahip olanlara neden aşağı gözlerle bakılır ezmek için fırsat kollanır oldu?… isterim ki günümüzde Rasulullah ın sav ahlakına sahip olmak üzerine gerçekçi incelemeler yapalım. Ve bu yanlış bakış açılarını düzeltelim..