Müslümanların yaşamı içerisinde ki asli görevlerinden birisi de dosdoğru alışveriştir. Alışveriş yaparken karşımızdakini eş, dost, ırk, gayrimüslim olduğunu ayırt etmemeliyiz. Eğer karşımızda ki kişi yabancı ise ya da işin erbabı değil ise başka fiyat tarifesi uygulamamalıyız. Dünyamızın kapitalist düzeninde her şey mubah olarak gösteriliyor. Daha çok para daha çok tüketim daha çok mutluluk olarak insanlara aşılanıyor. Günümüz insanları ne yazık ki çok fazla para kazanmak için her yol deniyor. Kapitalist dünyanın sunduğu şehvet, tüketim çılgınlığı ve mal edinme arzusu, insanları en yakınlarını dahi aldatmaya kadar götürüyor. Biz de aldatıcı materyalist dünyaya karşı Müslümanın alışverişte nasıl bir yöntem izlemesi gerektiğini listeledik.
1. Satılan Mal Aşırı Şekilde Övülmemelidir.
Kaynak: dinimizislam.com, Riyazu’s Salihin
“Alışverişte vukû bulan lüzumsuz sözler ve yemînler olur. İşe şeytan ve günâh karışır. Ticâretinizi sadaka ile karıştırınız (temizleyiniz)!” (Ebu Davud, Büyû 1; Tirmizi, Büyû 4; Nesai, Eyman 7)
Malı satarken gereğinden fazla övmemeli, yeminler sözler verilmemelidir. Satılan mal olduğu gibi anlatılmalıdır. Biz nasıl bir mal satın alırken gerçek samimiyet ve güvenilirlik arıyorsak, bizde bir malı satarken bu derece hassas olmalıyız. Bazen geçim sıkıntısı dünya hevesi gözümüzü kör ediyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum bizi ticarette aldatmaya götürmemelidir. Bilinmelidir ki içinde bulunduğumuz sıkıntılar, Allah (c.c) tarafından bize bir imtihandır. bahaneler bularak kendimize ve harama kılıf bulmamalıyız. Müslüman zor günde belli olur.
Bir adam Hz. Peygamber (s.a.v.) e gelerek alışverişte aldatıldığını şikayet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber:“‘Bundan böyle alışveriş yaparken (dinde) kandırmak yoktur’ de.” buyurdu. (Buharî, Buyu’,48)
2. Malın Kusuru Gizlenmemelidir.
Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem buğday satan bir adama rastladı. Satıcıya:
“Nasıl satıyorsun?” diye sordu.
Adam da kendince anlattı. O esnada Rasûlullâh’a sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Elini onun (buğdayın) içine daldır!” diye vahy (işaret) edildi.
Allâh Rasûlü’de sallâllâhü aleyhi ve sellem elini daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine,
“İnsanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164) buyurdu.
Malın bir kusuru varsa müşteriden gizlememeli, müşteri fark etmese bile müşteriye kusuru söylenmeli. Kusuru gizlemek hıyanettir, aldatmaktır. Peygamber Efendimiz sallâllâhü aleyhi ve sellem “Bizi aldatan bizden değildir.” (Ebu Hureyre radiallahu anh) diye buyurmuştur. 2 kuruşluk mal fazla satmak için ahiretimizi tehlikeye atmayalım.
Kaynak: Riyazu’s Salihin
3. Pazarlık Demek Malı Ucuza Almak Demek Değildir!
Alışveriş yaparken pazarlık sünnettir fakat pazarlık bir malı değerinden düşüğe almak demek değildir. Ortak bir fiyatta anlaşmak pazarlıktır. Pazarlık yaparken 3. kişinin pazarlığa dahil olması doğru değildir. Abdullah b. Ömer, pazarlık üzerine ikinci bir şahsın pazarlık yapmasını Peygamberimizin yasakladığını söyler. (el-Buhârî, Büyû, 58, Müslim, Büyû, 14). Malı ucuza almak için satıcının üzerinde baskı kurmadan, satıcıyı pişman etmeden, üzmeden pazarlık yapılmalıdır. Ayrıca Peygamber Efendimiz sallâllâhü aleyhi ve sellem “Pazarlığı (müşteriyi) kızıştırmayın!” diye buyurmuştur. Satıcının pazarlık yapılacağını önceden tahmin ederek fiyatı arttırarak pazarlık farkı koyması da doğru değildir ve tamamen Müslüman kardeşini aldatmaktır. Peygamber efendimiz sallâllâhü aleyhi ve sellem “Aldatan bizden değildir!” diye buyurmuştur.
4. Simsarlık Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Enes (radiallahu anh) demiştir ki: Rasûlullâh sallâllâhü aleyhi ve sellem, ”Şehirlinin köylüye simsarlık etmesini ana baba bir kardeş olsalar bile yasakladı. [Buhari,Büyû’58;Müslim,Büyû’ 21]” Burada yasaklanan hususlar üreticinin piyasa fiyatları konusunda komisyoncu tarafından aldatılmaması, malın simsar(komisyoncu) tarafından üreticiden alınıp stok yapılması ve piyasanın daralmasını bekleyip fiyatın yükseltilmemesidir. Ayrıca simsar(komisyoncu) üretime hiç bir katkı yapmadığı halde malın tüketiciye ulaşmasında maliyeti arttırdığından yaptığı iş doğru bulunmamıştır. Sayılan tehlikelerin dışında bir kişinin üretici veya köylüye para kazanmak gayesi ile değil de piyasanın durumu ve malını en güzel şekilde nasıl elinden çıkarabileceği konusunda yardımcı olması hadiste belirtilen yasak çerçevesine girmez. Simsarlık/komisyonculuk, kendi zatından dolayı haram olmaz, bilakis helal kalır. Simsarın kazancı da helal kazanç kalır.
5. Faiz Yasaklanmıştır!
Kaynak: http://islamdafaiz.blogspot.com.tr
Kur’an’da faizle ilgili 7 ayet vardır. Faiz Kur’an’da kesin olarak yasaklanmıştır.
Men edildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. (Nisa 4/161)
Günümüzde faiz artık o kadar normalleşti ki, kendini Muhafazakar olarak tanımlayan insanlar bile faiz kullanır oldu. Müslümanların faize bu kadar düşmelerinin tek sebebi mal, mülk sevdasından olsa gerek. Ayrıca günümüz şartlarında bir gencin bileğinin hakkıyla ev alıp yuva kurabilmesi gayet zorlaştırılmış, günahın önü ise tamamen açılmıştır. Bize düşen takvaya sarılıp helal yolda çabalamak ve gerisini Allah’a bırakmaktır.
İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını kazanmak için verdiğiniz zekata gelince, işte zekatını veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat artıranlardır. (Rum, 30/39)
Rabb’imizin emrettiği gibi herkes zekatını verse, bugün gençlerimiz belki de faize düşmeyecek, günaha bulaşmayacaktır. Allah bizi mal sevdasına düşüp faize bulaşmaktan korusun. (Amin)
6. Alışverişte Helal ve Harama Dikkat Etmek!
Kaynak: http://www.nukteler.com
Satın aldığımız ya da sattığımız malın helal veya haram olduğunu bilmeliyiz, araştırmalıyız ve sorgulamalıyız. Marketten aldığımız tavuğun helal kesim olduğunu, bakkaldan aldığımız gofretin içinde haram katkı maddesi olup olmadığını araştırıp öğrenmeliyiz. Müslüman bir ülkede yaşıyor olabiliriz fakat üreticilerimizin hepsi yerli mi ve Müslüman mı ? Bunun bilincinde olmalıyız.
“ يَا أَيُّهَا النَّاسُ كُلُواْ مِمَّا فِي الأَرْضِ حَلاَلاً طَيِّباً وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
“Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara Suresi 168. Ayet)
7. Ticaret Ahlakı ve Tebliğ
Günümüzde ne kötüdür ki insanlarımız daha çok rızık kazanacağını düşünerek helal ve haram ayırt etmeden ticaret yapar oldu. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, ama bir düşünelim, gözümüz kapalı güveneceğimiz kaç satıcı tanıyoruz?
Bir dünya hayal edin, “Müslüman tüccar” denildiğinde akla güven ve doğruluk gelen. Aslında tarihimizi biraz öğrensek, hayal etmemize gerek kalmayacak. Ticaret ahlakının önemini anlamak için; Hindistan’ı, Çin’i ve Endonezya’yı, ticaretleriyle ve ahlaklarıyla fetheden müslüman tüccarları okumamız yeterli olacaktır. Asya kıtasının uzak topraklarına hiçbir müslüman ordu gitmediği halde, hiç toplu göç olmadığı halde, çok erken çağlarda oralarda insanlar müslüman olmaya başlamıştır ve bugün o topraklarda yüz milyonlarca müslüman yaşamaktadır. Allah iyi insanların, ahlaklı müslümanların sayısını arttırsın ve bizleri helal yolunun yolcusu, haram yolunun düşmanı eylesin. Amin! Amin! Amin!
0 Yorum