Bazen dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslüman kardeşlerimizin yaptığı büyük yardım ve işleri görünce içimizi ”hiçbir işe yaramıyorum”, ”elimden hiçbir şey gelmiyor”, ”ben ne yapabilirim ki…” düşüncesi kaplar. Oysaki bu, şeytanın başarabileceğimiz işlere karşı olan korkusunun bir sonucu olarak içimize düşürdüğü şüpheden başka bir şey değildir. Muhammed Emin Yıldırım Hoca, bu vesveseyle mücadele etmemizi sağlayacak ve “bir işe yarama” ihtimalimizi arttıracak kilit cümleler sarf etmiş. 4 temel noktaya odaklanıp, vicdanınızı, imanınızı, imkanınızı bir masa etrafında toplayın ve düşünün! Nasıl mücadele edeceğiz?
1. Herkes her işi yapamaz, ama herkesin yapacağı bir iş vardır.
Yaratılıştan gelip geliştirmeniz gereken bir yetenek mi, eğiliminiz olup öğrenebileceğiniz bir beceri mi, ulaşma ve öğrenme imkanınız olan bir fırsat mı? Muhakkak yapacağınız bir iş vardır. Gözde olanlar, öne çıkanlar olmak gerekmez hatta olmak büyük ve zor bir yüktür, neyi yapabiliyorsanız onu en güzel şekilde en iyi niyetle yapın. Dünyada dolaylı olsa da ahirette en direk en hızlı şekilde yerine ulaşacaktır.
2. Her dönem aynı iş yapılmaz, ama her dönemin bir işi vardır.
Şartlar neyi gerektiriyorsa, o döneme ne iyi gelecekse o işi yapmaya çalışın. Teknolojinin hızını, yeni neslin ihtiyaçlarındaki değişimi düşünün hala aynı işi aynı şekilde yaparak faydalı olamazsınız!
3. Herkes aynı kabiliyette değildir. Ama herkesin kendine özgü bir kabiliyeti vardır.
Bir şey yapamadığını sanmak biraz da sorumluluktan kaçma bahanesi değil mi sizce de? Kendinizi keşfetmek ve geliştirmek için ölmediğiniz sürece geç kalmış sayılmazsınız 😉
4. Herkesin kapasitesi eşit değilir. Ama herkesin kapasitesini son sınırına kadar kullanma sorumluluğu vardır.
Klasik bir şekilde; biri bir kerede anlar biri on kerede dedirtmeyin bize! Ne kadar çaba göstermeniz gerekiyorsa gösterin, bununla mükellefsiniz! Sonuçlar Allah’ın elindedir biz ancak çabalarız.
0 Yorum