Yeni bir hastalık mı peydah oldu, yoksa önceden böyle bir şey var mıydı?
Evlilik güzel şeydir, sünnettir. Bencil ve yararcı dünyanın aşıladığı yalnızlık, sorumluluk almadan yaşama, nikahsız yaşam gibi yaptırımlarına karşı, sünnete uygun evlikleri şu ara tüm İslami topluluklar çalışır vaziyettedirler.
Ancak mesele boyut atladı. Biz sünnete uygun evlilik derken, hadisin kötülediği evlilik oluşumlarının içinde bulduk kendimizi. Maddesel evlilikler, gösterişli fotoğraflar, mutluluk paylaşımları ve özel hayatın ayan beyan sergilenmesi. Aslında bunların hepsi çok mühim ama biz sonuncusunu konuşacağız.
ÖZEL HAYATIN KONUŞULMASI. MAHREMİYETİN YAYILMASI!
Resûlüllah (s.a.v.) “Şüphesiz ki, kıyamet gününde Allah katında mevkii en kötü olacak insanlardan biri, karısı ile haşır neşir olup da sonra onun sırrını yayandır.” buyurdular. (Müslim, Nikâh, 123 (1437)
Hadis erkeklere hitap edilmiştir. Demek ki o zaman böyle bir mevzu vardı. Ama şimdi kadınlar içinde de çok yaygın olan bu konuyu, başka bir hadis daha da netleştiriyor.
Erkek ve kadınların bir arada bulunduğu bir gün Resûlullah erkeklere yönelerek şöyle dedi:
“İçinizden karısıyla ilişkide bulunmak istediği zaman kapıyı üstüne kapayıp üzerine (bir örtüyle) örtüp, Allah’ın örtüsüyle örtüneniniz var mı?”
Onlar da “evet” dediler. (Resul-i Ekrem sözlerine devam ederek):
“Sonra (o kimse) bu işten sonra (bir meclise) oturup ben (bugün hanımımla) şöyle şöyle, yaptım diye anlatır mı?”dedi.
Onlar da sustular. (Resul-i Ekrem) biraz sonra da kadınlara yönelerek:
“Sizin içinizde de (bu gibi sırları başkalarına) anlatan kimse var mı?” dedi.
Onlar da sustular. Bunun üzerine bir genç kız dizlerinin biri üzerine çöktü ve sözünü (iyi) işitmesi ve kendisini görmesi için boynunu Resûlullah’a (doğru) uzatarak:
“Ey Allah’ın Resulü! Bu erkekler de bunu anlatıyorlar ve kadınlar da” dedi. Resûlullah da:
“Bu neye benzer bilir misiniz? Bu bir şeytanın bir şeytanla yolda karşılaşıp halk kendilerine bakarken onunla cinsi münasebette bulunmasına benzer (…)” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 48-49)
Bu hadislerde de geçtiği üzere karı koca arasında cereyan eden cinsel münasebetlerin üçüncü şahıslara anlatılması günah sayılmıştır. Şimdi hal buyken tutup evlenen kızlara bunu anlattırmak ya da her gelene bunu anlatmak nasıl bir edebe sığar?
Bizim öyle bir dinimiz var ki, ikinci bakışı kişiden biliyor. Öyle ki, kadını korumak için tesettür sunuyor. Öyle ki, karı ve koca bahsini özel ve mahrem kılıyor.
Bu na
sıl bir adam genişliği ki, tesettürüne dikkat ettiği, yeri gelince her an kıskandığı hanımının en mahrem sırlarını ulu orta ifşa ediyor. Tesettürünün koruduğunu, kocası açıyor. Dinleyen herkesin aklına karısını o halde zuhur ettiriyor. Estağfurullah
Yine nasıl bir hanım ki, sağda solda kıskandığı eşini, kaşına gözüne toz kondurmayıp, yere göğe sığdıramadığı eşini, el alemin kadının zihninde en mahrem haliyle canlandırıveriyor. Bile bile insanlara fitne ve pislik bulaştırıyor.
Ey Müslüman! Sana ve iman ettiklerine bu hal yakışır mı? Hadi sen anlattın bitti, hanımını/kocanı her gördüğünde, o insanların aklında bunlar canlanmaz mı, insanoğlu bu hayal kurmaz mı, zuhur etmez mi? Kendinde ya da eksik arayıp, daha fazlasını istemez mi? Bunları yapıp edip daha ne ailesinden, tesettüründen, namusundan, edebinden bahsediyorsun?
Ailenin en mühim, özel, mahrem yapı olmasının en büyük etkenlerindendir bu. O halde zaten fitnenin, günahın, zinanın ve pisliğin kol gezdiği şu dünyada, gel birde sen kendine ve kardeşlerine eziyet etme. Şimdiye kadar anlattıklarına ve düşündüklerine tövbe et, zihnini temizle. Günahın, Rabbinin affından ve merhametinden daha büyük olamaz. Samimice tövbeni ve duanı et. Diline gem vurmayı öğren. Anlatana kadar hanımına/kocana daha çok sahip çık ve kimsenin aklına da fitne tohumları ekme!
Umulur ki af oluruz, zira Allah Rahman ve Rahim olandır.
Verimli bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. İnşallah tüm kardeşlerimize faydalı olur 🙂
Evet çok verimi bir çalışma. Keşke çalışma olduğu kadar günlük hayatımıza da yansıtabilsek