Kur’ân bireysel ve toplumsal yaşama hakiki, adil, evrensel ve süresiz bir kılavuz olmasının yanı sıra, bedensel ve ruhsal rahatsızlıklara şifa olma özelliğinde nüzul etmiş bir muhtevaya sahiptir. Yalnız biyolojik, psikolojik ve sosyolojik sorunları çözmekle kalmaz, tevekkül ışığında kullara şifa ve rahmet olur. İman ve sabırla karşılanan her sıkıntının bir ödülü vardır. Emrolunduğu gibi akledip, tedbir ve tedaviyi elden bırakmadan, her şeyin yaratıcısı olan Rabb’den istemek, umutsuzluğa düşmeden her şeyin Rabb’in dilemesiyle mümkün olduğunu unutmamak gerekir.
1. Tevbe Suresi 14. Ayeti
قَاتِلُوهُمْيُعَذِّبْهُمُاللّهُبِأَيْدِيكُمْوَيُخْزِهِمْوَيَنصُرْكُمْعَلَيْهِمْوَيَشْفِصُدُورَقَوْمٍمُّؤْمِنِينَ
Okunuşu: Kâtilûhum yuazzibhumullâhu bi eydîkum ve yuhzihim ve yansurkum aleyhim ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn.
Meali: “Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, rezil etsin. Ve sizi üstün getirerek mümin bir toplumun gönüllerine şifa versin.“
2. Yunus Suresi 57. Ayeti
يَاأَيُّهَاالنَّاسُقَدْجَاءتْكُممَّوْعِظَةٌمِّنرَّبِّكُمْوَشِفَاءلِّمَافِيالصُّدُورِوَهُدًىوَرَحْمَةٌلِّلْمُؤْمِنِينَ
Okunuşu: Yâ eyyuhân nâsu kad câetkum mev’ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu’minîn.
Meali: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi.“
3. Nahl Suresi 69. Ayeti
ثُمَّكُلِيمِنكُلِّالثَّمَرَاتِفَاسْلُكِيسُبُلَرَبِّكِذُلُلاًيَخْرُجُمِنبُطُونِهَاشَرَابٌمُّخْتَلِفٌأَلْوَانُهُفِيهِشِفَاءلِلنَّاسِإِنَّفِيذَلِكَلآيَةًلِّقَوْمٍيَتَفَكَّرُونَ
Okunuşu: Summe kulî min kullis semerâti feslukî subule rabbiki zululen, yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs(nâsi), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn.
Meali: “Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir. Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.“
4. İsra Suresi 82. Ayeti
وَنُنَزِّلُمِنَالْقُرْآنِمَاهُوَشِفَاءوَرَحْمَةٌلِّلْمُؤْمِنِينَوَلاَيَزِيدُالظَّالِمِينَإَلاَّخَسَارًا
Okunuşu: Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ.
Meali: “Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır.“
5. Şuara Suresi 80. Ayeti
وَإِذَامَرِضْتُفَهُوَيَشْفِينِ
Okunuşu: Ve izâ maridtu fe huve yeşfîni.
Meali: “Ve hastalandığımda da O bana şifa verir.“
6. Fussilet Suresi 44. Ayeti
وَلَوْجَعَلْنَاهُقُرْآنًاأَعْجَمِيًّالَّقَالُوالَوْلَافُصِّلَتْآيَاتُهُأَأَعْجَمِيٌّوَعَرَبِيٌّقُلْهُوَلِلَّذِينَآمَنُواهُدًىوَشِفَاءوَالَّذِينَلَايُؤْمِنُونَفِيآذَانِهِمْوَقْرٌوَهُوَعَلَيْهِمْعَمًىأُوْلَئِكَيُنَادَوْنَمِنمَّكَانٍبَعِيدٍ
Okunuşu: Ve lev cealnâhu kur’ânen a’cemiyyen le kâlû lev lâ fussilet âyâtuhu, e a’cemiyyun ve arabîyyun, kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâun, vellezîne lâ yu’minûne fî âzânihim vakrun ve huve aleyhim amâ(amen), ulâike yunâdevne min mekânin baîd(baîdin).
Meali: “Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).“
Kaynaklar
Diyanet İşleri Başkanlığı
KuranMeali.org
0 Yorum