Denilir ya kırıldığın yerden çiçeklenirsin, yeşerirsin belki diye. Tam da bu sözü anlatan bir sanattır Kintsukuroi.
Aslında bizi yıpratan her imtihan daha güzel bir hayata zemin hazırlar. Neden daha güzel? Çünkü bir tecrübe daha girmiştir zihin sarayımıza.Hayata bir tık daha geniş bakabilme olanağı sunmuştur bize. Ama bunu bize sunan aslında tecrübe değildir elbet,tecrübeyi yaşatan Allah’tır. 🙂
Bizi yıpratan tarafı değerli hale getirmek bizim elimizdedir aslında. Çünkü zaten biz imtihan ile denenecektik bu bize bildirilmişti.
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır. /Bakara,214/
İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler?
| Ankebut,2
Kusurluyken daha güzel olabilmek.
Sanatın amacı: kırılan seramiklerin onarılması,tekrar kullanılabilir hale getirilmesi,çöpe atmak yerine geçmişin izlerini daha değerli hale getirilmesidir.
Japonca’da Kin: Altın Tsugi: Birleştirmek ,Tsukuroi ise tamir etmek anlamına geliyor.
Hemde ne ile biliyor musunuz altın,platin ya da gümüş ile. Yani seramikten daha değerli madenlerle. O eşya eski haline göre daha estetik ve değerli hale geliyor.
Şerdeki hayrı görmek gibi, kırılan eşyadaki güzelliği görmek.
Kırılan eşyalardaki güzelliği görmek anlamına gelen bu felsefeye göre, Kintsugi tekniğiyle, kırılan ya da hasar gören eşyalar yeniden onarılarak onlara yeni bir yaşam ve amaç kazandırılıyor.
Yani eşya o eşya olmaktan vazgeçmiyor. Kendisine yapılan doğru hamle ile güzelleşiyor. Bizde biz olmaktan vazgeçemeyiz.Olayları doğru bir açıyla değerlendirebilmek ve kendimizi doğru yönlendirebilmektir mühim olan.
Sen Rabb'ine aşkla bağlan ki her sıkıntın aşka dönüşsün.
Japonya’da bu sanat büyük önem taşımakta. İnsanlar Japonya’da 25 dolara aldığı bir kupayı tamir etmek için 100 dolarlık bir Kintsugi seti satın alabiliyor. Şık ve göz alıcı olmaları bu masrafa değiyor elbet. 🙂
Bizde ufak bir kendimize gelmeyle, sıkıntıları sahiplenmeyip sabır ile dua ile o süreci sağlıklı geçirmeye ve yolumuza devam etmeye bakmalı, yıprandığımız yeri altına çevirmeliyiz. Bence biz buna değeriz. Çünkü biz Taif’te taşlanıp,pisliklere maruz kalıp ‘Neden ben’ demeyen Peygamberi(sav)’in ümmetiyiz. Çünkü biz bir anneden daha şefkatli yaklaşan Rabb’in kullarıyız.
Güldüren de ağlatan da O'dur.
Necm,43 : “Güldüren de ağlatan da O’dur.”
Doktora gittiğinizde rahatsızlığınızı anlatırsınız. Sizi keseceğini söylese de,canınız acıyacak olsa da, tedavi süreciniz uzun sürecek olsa da iyileşmek uğruna doktorun söylediklerine tamam demez miyiz? Kabul etmez miyiz doktordan gelenleri? İşin ehlidir o ne olacağını bilir çünkü.
Madem aciz doktor biliyor da Aziz olan Rabb-haşa- bilmiyor mu neyin iyi neyin kötü olduğunu bizim için? O halde O’ndan gelenler lütfuyla da kahrıyla hoş değil midir?
“Allah kuluna kafi değil mi?”
| Zümer-36
Toparlayacak olursak şu sanattan dahi çıkarılacak dersler varsa, tefekkür ile çevremize bakarak,kendimizi ve yaşadıklarımızı değerlendirerek nice dersler çıkarabiliriz.
Kırıklarınızı Tsukuroi ile değerli hale getirmeniz duasıyla..
Yorum