Her ebeveynin yönetmekte zorluk çektiği problemlerden bir tanesi, kardeşler arasındaki çekişmelerdir.
Genellikle “paylaşma” konusunda yaşanılan problemler, doğru yöntemle çözüm üretilmediğinde, ileriki yıllara da yansıyan bir soruna dönüşür.
İşte bu konuda anne babaların bilmesi gerekli olan 10 önemli madde:
1. Çözümü çocuktan beklemeyin.
Kardeş çekişmelerinin genelde en mağduru, büyük çocuktur. Ebeveynler küçük olanın isteğinin yerine gelmesi ve susması için büyükten yardım isterken, çoğu defa büyüğün hakkını elinden aldıklarının farkına varmazlar. Kardeş çekişmelerinde kimden yardım isteneceği değil, yardım istenecek konuda adalet önemlidir.
2. Bağırtıya yenik düşmeyin.
Ev bir dinlence ortamıdır. Bu dinlencelerde genellikle çocuklardan bir tanesinin ve genellikle hep aynı çocuğun bağırtısı anne babayı tetikler. Kısa sürede çözüm üretmeye çalışan anne babalar, genellikle bağırtıyı susturmak üzere çözüm üretme yanılgısına düşerler. Hâlbuki bu tutum, ilerisi için oldukça yanlış bir pedagojik tutumdur. Zaman ne kadar dar olursa olsun ebeveynler bağırtıyı susturmak amacıyla değil, adaletli bir çözüm üretmek üzere hareket etmelidir.
3. Zamanı planlayın.
Paylaşamamaktan kaynaklanan kardeş çatışmalarının en güçlü ilacı, “zamanı planlayabilmek” tir. Aynı eşyaya yönelmiş olan iki kardeş arasında belli eşit zaman dilimleri oluşturularak ve bunu oldukça sıkı takip ederek, zamanın iyi edici iksiri kullanılabilir. Eğer paylaşılamayan anne ya da babanın bizzat kendisi ise, hiçbir zaman çocuklardan birisi ötelenerek diğeriyle ilgilenilme yoluna gidilmemelidir. Buradaki planlama sadece “sıralaşmalı çocukları dinleme” şeklinde oluşturulabilir. Kardeşlerden bir tanesi, anlatımını tam olarak bitirmeden diğer kardeşin konuşmaya dâhil olması engellenmelidir. Konuşma birinci kardeşle tam olarak bittikten sonra diğerine yönelinmelidir. Birinci çocuk hâlâ konuşmaya devam ederse; ona diğer kardeşle konuşulduğu söylenmeli ve “biraz sonra yeniden seni dinlenmeye devam edeceğim”denilerek, çocuk durdurulmalıdır.
4. İzin almayı öğretin.
Çocuklar kendi eşyalarına karşı duygusal bir bağ kurarlar. Kendi eşyasının izinsiz olarak kullanılmasına bu yüzden tepkilidirler. Küçük çocuklar ise abi ve ablalarının eşyalarını değerli bulduklarından dolayı onların eşyalarını kullanmaya meyillidirler. 2 yaşından sonra çocuklara bir başkasının eşyasını izin alarak kullanılması gerekliliği öğretilmelidir.Bu yetenek ise 4 yaşından sonra tamamen kazandırılabilir.
5. Birlikte karar verin.
Gelişimin gereği olarak küçük kardeş, abla ve abilerinin gidip geldiği yerlere onlarla birlikte gitmek, gelmek ister. Bu anormal bir durum değil, gelişimin bir parçasıdır. Böylece çocuk gelişim sürecini tamamlayacaktır. Büyük çocuk ise zaman zaman küçük kardeşin kendi peşinden gelmesinden memnuniyet duyamayabilir. Arkadaşlarıyla özel olmak isteyebilir. Bireysel gidiş geliş hakkı kazanmak isteyebilir, bu da gayet normaldir. Ebeveynlerin böylesi durumlardaki tavrı, belirli yerler ve kişiler hakkında genel prensip kararı çıkartmak olmalıdır. Nerelere birlikte gidilebileceğinin, nerelere büyük kardeşin yalnız gitmesi gerekeceğinin ortaklaşa ararlaştırılması, çatışmayı azaltır ve konuda belirginlik kazandırır.
6. Tutarlı olun.
Tutarsız yaklaşımlar çatışmayı artırır. Bu yüzden kardeş kıskançlığının en belirgin sebebi, ebeveyn tutarsızlığıdır. Ebeveynin bazen izin verdiği eylem, bir başka sefer yasaklanırsa, evdeki yaşam döngüsü kurallar üzerine değil de ebeveynin o andaki duygularıyla şekillenirse, bunun bir anormal yansımasının kardeş çatışmalarında görülmesi muhtemeldir. Böylesi bir ortamdaki ebeveyn tutarsızlığı, kardeşler arasındaki tutumlara da yansıyacaktır. Kardeşler de birbirleri arasında bazen izin verdiği şeye bazen engel oluşturacak ve bunu sorgulayan kardeşe de gerekçe sunamadığından dolayı çatışma körüklenecektir.
7. Ayrımcılık yapmayın.
Hiçbir anne baba bir çocuğunu diğerinden ayırmayı düşünmez. Ancak çocukların farklı kişilik özellikleri, anne babayı kendisiyle daha çok ilgilenmeye yöneltir. Örneğin; kız çocuk cilveli, nazlı, cıvıl cıvıl haliyle ebeveynine yönelirken, erkek çocuk ebeveyninden ilgi bekleyebilir. Olayın akışına kendini kaptıran bir ebeveyn, içinde her iki çocuğu da eşit tuttuğu halde, dışa yansıyan görüntüde, kendi ile ilgilenen çocukla ilgilenir ve diğer çocuğun dışlanmışlık hissetmesine sebep olabilir. Bundandır ki duyguları çocukların yönetmesi yerine; ebeveyn, “kendisini yönetme becerisi” kazanmalıdır.
8. Kıyas yapmayın.
Her çocuğun kişilik özelliği birbirinden farklıdır. Bazısı bugün, bazısı yıllar sonra ortaya çıkabilir. Örneğin; sosyal yönü kuvvetli bir çocuk, daha ilk yıllarda bunu ortaya koyabilirken, sanatçı çocuğun keşfedilmesi genellikle zordur. Ebeveynin belli kişilik özelliği ortaya çıkan çocuğu örnek göstererek, diğerine “Sen de abin gibi biraz sosyal olsana” demesi, o çocuğun geliştireceği yetenekleri köreltir. Ve kardeşler arasında kıskançlık oluşturur.
9. Şeffaf olun.
Çocuk bazen kendisinin de bilmesi gereken bir bilgiyi, anne babasının kardeşiyle özel olarak konuştuğu düşüncesine kapılabilir. Örneğin; annesi ile kız kardeşinin odada ayrıca konuşması ve konuşulan konu hakkında şeffaf olunmaması ya da o konunun kendisiyle ilgisinin olmadığının söylenmemiş olması, çocukta dışlanmışlık hissettirir. Her anne babanın çocukla kendine has konuşacağı özel konular olabilir. Ancak bu konuşma diğer çocuktan gizli saklı olarak yapılmamalıdır. Eğer içeriği hakkında diğer çocuğun bilmemesi gerekli olan bir konu varsa “Kardeşinle kendisi hakkında özel bir konu konuşacağım, bize biraz izin verir misin?” diye izin alınmalıdır. Ancak aynı tutum zaman zaman kendisi için de gösterilirse çocuk böylesi durumlarda daha anlayışlı olacaktır.
10. Aile toplantıları yapın.
Genellikle iletişimin az olduğu, kuralların belirsiz olduğu, aile yaşam tarzının oluşturulmadığı aile ortamlarında kardeş çatışmaları daha sık görülür. Ebeveynlerin kaliteli bir aile yaşam ortamı oluşturabilmeleri için haftada bir gün aile toplantısı yapmalarında fayda vardır. Böylesi toplantılar problemleri görünür kıldığı gibi ortak kabul edilmiş çözüm öneriyle de “birlikte yaşam becerileri”ni artırır. Ailede ne kadar güçlü, şeffaf ve saygı içerisinde bir ilişki kurulmuşsa, yaşam tarzı olarak da hak ve adalet ön planda ise, böylesi ailelerde kardeş kıskançlığının azalacağı bilinmelidir.
0 Yorum