Uzayan pide kuyrukları, misafir geleceğinden telaşeli iftar hazırlıkları, eve akşam ezanından önce varmak için yaptığımız hızlı alışverişler, iftar sonrası hızlı adımlarla camii yolunu tutmalar… Bu Ramazan biraz mahzun kalbimiz, sanki onu iyi ağırlayamayacak ve gereken şeyleri yapamayacak gibi duruyoruz. Fakat bakın ne buyuruyor bizim kalbimizin Güneşi: ( aleyhisselam) “Her kim Ramazan ayının gelmesi ile sevinir ve ferahlanır ise, Allah onun vücudunu Cehenneme haram kılar.”(Dürretü’l-vâizîn)
Biz sevinmeyelim de kimler sevinsin o halde! Ramazan geliyor, sahur bereketleri, iftar öncesi duyulan heyecan, ezan sesini duymayı bekleyen milyonlarca müslüman ve daha nicesi geliyor. Peki karantina da Ramazan öncesi evlerimizi temizlediğimiz mutfak dolaplarımızı doldurduğumuz gibi kalplerimizi nasıl doldurmalıyız?
1. Gelin Bir Saatliğine İman Edelim!
Abdullah b. Revâha Allah Rasûlü’nün ashâbından birisiyle karşılaştığında: “Gel de bir saat Rabbimize iman tazeleyelim.” derdi.
Bir gün bir kişiye bunu söylediğinde, adam öfkelendi ve Rasûlullah’a gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bakmaz mısın, İbn Revâha’ya! Senin getirdiğin imandan insanları uzaklaştırıyor. Bir saatlik imana götürüyor!? dedi. Hz. Peygamber bu kişiye cevap olarak: “Allah İbn Revâha’dan razı olsun. O meleklerin kendisiyle iftihar ettiği meclisleri seviyor”. dedi
Kardeşlerim ne olur Ramazan girmeden önce derin bir muhasebe yapalım. Abdullah b. Revâha gibi imanımızı daha da arttırmak için Allah’ı düşünelim, Ramazan gelmeden önce onu nasıl ağırlayacağımızı planlayalım. Ne olursunuz imanın 6 şartını sadece ezberimizde tutmayalım derin derin sorgulayıp düşünelim ki daha da sağlamlaşsın ve ziyadeleşsin.
2. Affet onları Allah'ım, Bilmiyorlar...
Derin bir muhasebeden ve imanımızı arttırdıktan sonra üstümüzde ki günahların kirliliğiyle o kutlu Misafir olan Ramazanı karşılamamız pek hoş olmaz kardeşlerim. Giyinelim en güzel takva kıyafetlerimizi ve tövbemizin güzel kokusunu sürelim üstümüze ve özellikle kalplerimize… Bizleri daha görmeden evvel bizler için dua eden bir Peygamberimiz (aleyhisselam) varken bize umutsuzluk etmek düşmez. Ne olur hep birlikte buyuralım ” Şu ana kadar işlediğimiz ne varsa ya Rabbi, Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullah…”
3. Nasıl Tevbe Etmeli? Tevbenin İkiz Kardeşi Pişmanlık
Hz. Ömer zamanında mescidlerden çıkmayan bir genç varmış. Fakat bir gün mescid yolunu tutmuşken genç bir kadın onu yolundan etmeye ve günah işlemeye davet etmiş. Genç her ne kadar kadını ısrarla reddediyor olsa da o gün nefsine yenik düşerek acabalar aklını kemirmeye başlamış. Genç dayanamamış ve o eve doğru bir-iki adım atmış. Birden aklına bir ayet gelmiş, devamlı ve ısrarla okumaya başlamış. Önce farkına varmadan diline dolanan bu ayet, farkına vardığı anda zihninde ki vesvesenin işini bitirmeye yetmiş. İşte ayet: “Onlar ki takva dairesi içinde yaşarlar, kendilerine şeytandan bir vesevese geldiği zaman hemen hatırlar ve gözlerini hakka açarlar.” (Araf, 7/20)
Genç sanki bu ayetler kendisine iniyormuşçasına niyet ettiği işten dolayı Rabbinden çok utanmış, haya etmiş. Rabbinin ona olan bunca ihsanını unutup bir an dahi olsa günaha meylinden dolayı ürpermiş ve bu ayet onu öylesine heyecanlandırmış ki, kalb dengesi bu lahuti heyecana dayanamamış; O’nu anmış ve ötelere yürümüş.
Hz. Ömer (ra), gencin defnedildiğini duyunca, kabre doğru eğilmiş: “Ey genç! Rabbinden korkanlar için iki cennet vardır.” demiş. Tam bu esnada Ömer (ra)in sesine denk gür bir ses daha duyulmış ve şöyle demiş: “Ey Müminlerin Emiri! Bana senin dediğinin iki katını lütfetti .” Genç, Allah(cc)tan korkmasının mükafatını iki kat olarak görmüştür.
İşte kardeşlerim bu genç Estağfirullah Rabbim diyemeden kalbinde meylettiği günahın pişmanlığını öyle bir hissetti ki tevbesinin kabulunü Allah direkt onu güzel makamlara yerleştirerek yaptı. Yalnızca sözlü değil fiili de tevbe edilmeli.
4. Hakkınızı Helal Ediyor musunuz?
Ramazan gelmeden önce yapmamız gereken en önemli hazırlıklardan bir tanesi de ölümünüzü beklemeden imamın cemaate yönelttiği soruya destek çıkabilmek için çevremizden helallık almak. Bilhassa anne babamız başta olmak üzere önce akrabalardan ve sonra yakınlarımızdan helallik alıp varsa kendi hakkımızdan da infak edip helal etmek çok önemli. Biliyorsunuz ki sadaka sadece parayla olmaz insanın bazen gururunu da infak etmesi çok mühim bir konudur. Madem üstümüzde ki günahları tevbe ve takva elbisesiyle temizledik, eğer elimize takılan birilerinin hakkı varsa üstümüzde elbisemiz ne kadar temiz olsa da bir prüz var demektir. Ramazan başlamadan inşallah halledelim bu mevzuyu da.
5. Niyet Ettim Ramazan Orucuna ve Dahi Kul Olmaya!
Sahurda yalnızca oruca niyet etmeyelim. Suyumuzdan son yudumları alırken diğer günün orucuna niyetimiz aklımızdan geçerken aynı zamanda ben bu orucu niçin tutuyorum? Hayırlı bir kul olabilmek için ve Sen benden razı ol diye tutuyorum.
Öyleyse yarın öfkelenmemeye gayret edeceğim.
Öyleyse anne babama itaat edeceğim
Öyleyse açlık yahut susuzluktan şikayette bulunmayacağım… diye niyetler alabilir bu karantina günlerinde daha hassas davranabiliriz.
6. Ramazan Bittiğinde Elinde Ne Kalmış Olacak?
Evet gayemiz oruç tutmak, hatim indirmek vs. fakat Ramazan bizlere veda ettiğinde bizim Onu anabilmemiz için bir hedefimiz olmalı. Örneğin; ben bu Ramazanda her gün Mülk suresini okuyacak ve ne anlattığını öğreneceğim diyerek bu sureyi hayatımıza entegre etmiş olacağız. Ramazan geçip gitse bile artık Mülk suresini her gün hayatımızda bir alışkanlık haline getirdiğimiz için Ramazanın bereketini 11 ay boyunca hissetmiş olacağız inşallah.
Örnek 2: Bu Ramazanda her Cuma bir komşuma yaptığım yiyeceklerden ikramda bulunacağım.
Örnek 3: Şu karantina günlerimde sevdiklerimi göremesem de, haftada bir sevdiğim birine hediye yollayacağım.
7. Az Ama Devamlı Olan Ameller
Ne olur Ramazan geldi diyerek bir mağazada %90 indirim görüp ihtiyacı olan olmayan her şeyi almayın aç gözlülüğüne sahip insanlar gibi olmayalım. Zira biz ilk günlerden her şeyi aşırı şekilde yapacak olursak emin olalım ki bu mübarek ayın daha ortası gelmeden derin bir bunalma hissederiz. Efendimiz’in (aleyhisselam) buyurduğu gibi: “Allah katında amellerin en makbulü az da olsa devam üzere yapılanıdır.”
8. Önce Yoldaş Sonra Yol!
Şu karantina günlerinde hijyen açısından maske ve eldiven ne ise Ramazanda da sizi sürekli diri tutacak, gerektiğinde hayra teşvik edecek gerektiğinde sizleri uyaracak salih/a bir dostta o kadar gereklidir. Alın elinize Kuran’ı dostunuza hemen bir mesaj atın ben Kuran okurken sende okumak istemez misin? diye. Yahut birbirinizden teheccüdde dua etmek adına söz alın. Ne olursa olsun fakat yoldaş varsa yoldan korkulmaz vesselam.
9. Karantina'dan Hira'ya Evlerimizden Gök Semalara
Tüm gün evde olacağız, ailemiz için yaptığımız bir yemek dışarıda dağıtacağımız erzaklara, anne-babamıza vereceğimiz bir bardak su camii de hoş sohbetini tuttuğumuz büyüklerimize gösterdiğimiz saygı ve hürmete, iftar sonrası evimizde yaptığımız dua Eyüp Sultan da yapılacak dualara, evlerimizde okuduğumuz hatimler ordan oraya koşuşturduğumuz mukabelelere denk olacak ve belki de niyetimizden ötürü çok daha sevabını verecek Rabbimiz. Bu nedenle müslüman uyanık olandır, krizi fırsata çevirendir diyerek yaptığımız her işte ibadet sevabı alacağımızı düşünerek iş yapmaya koyulmalıyız.
” Öyleyse Sabredenleri Müjdele!…”
Hiçbir nimet külfetsiz gelmez. Ramazan kadar şu güzel nimetin elbette ki sabretmemiz gereken noktaları olacaktır. Bazen yaptığımız ibadetler fazla gelebilecek ve istikrarlı olarak sürekli yapmak ağır gelebilecek. Bazen gıybet, kibir vs. gibi günahlar cazip gelebilecek. Bazen evimizde katlanmak zorunda olduğumuz insanlar imtihanımızı daha da ağırlaştıracak. Fakat her ne olursa olsun iftarda içtiğimiz su serinliğinde ki şu ayet yüreklerimize su serpmez mi?
“Öyleyse sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler. (Bakara 155-156)
Kaynaklar
Muhammed Emin Yıldırım “Her şey Bir Ramazanla Başladı”
https://www.youtube.com/watch?v=qKPBO3l1Wko&t=343s
0 Yorum