Bismillahirrahmanirrahim. Velhamdulillahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Bu yazımızda sizlere büyük bir sahabi olan Hz. Muaviye radıyallahu anh hakkında bilgi vereceğiz inşaAllah.
1-Müslüman Oluşu
Hz. Muaviye radıyallahu anh ashabtan Hz. Ebu Sufyan radıyallahu anh ve Hz. Hind radıyallahu anha’nın çocuğudur. Kendisi Mekke’nin Fethinden önce müslüman olmuş fakat bunu gizlemiştir. Ayrıca kız kardeşi Hazreti Ümmü Habibe radıyallahu anhaannemiz Efendimiz’in aleyhissalatu vesselam eşlerinden olduğundan, Efendimiz aleyhissalatu vesselam ile akrabalığı vardır.
2-İslam’a Hizmetleri
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman –Allah onlardan razı olsun– zamanında valilik yapmıştır. Halifelik görevi de yapmıştır. İslam’ın yayılmasında büyük hizmetleri vardır. Sicistan, Sudan, Afganistan, Buhara, Hindistan’ın kuzey kısmı, Tunus kendi zamanında alındı. Kıbrıs Bizans’tan kurtarıldı. Kudüs geri alandı. Yine zamanında, İstanbul kuşatıldı; her sene yüklü vergi vermek şartıyla kuşatma kaldırıldı.
Ayrıca Hz. Muaviye radıyallahu anh Efendimiz’in aleyhissalatu vesselam vahy katiplerindendir. Hz. Muaviye radıyallahu anh Huneyn gazâsında Resulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem önünde babası ile birlikte kahramanca çarpıştı. Tebük gazvesine katıldı. Vedâ Haccında bulundu.
3- Hz. Muaviye Radıyallahu Anh Hakkında Ehl-i Sünnet’in Görüşü
Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyor:
“Bir kimse sahabeyi severse beni sevdiği için sever. Onlara buğz eden dahi bana buğzundan dolayı buğz eder.”
[Suyuti,Camiül Sağir Cilt II,s,552]
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
“Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd’e hatta yarım müdd’e bedel olmaz.”
[Müslim, Fedailu’s-Sahabe 221, (2540).]
Bu Hadis ne kadar açık bir şekilde Sahabe Efendilerimiz’e rıdvanallahu teala aleyhim ecmain dil uzatmayı yasaklıyor ve Onların üstün ihlası ile bir ölçü sadakalarına bizim uhud dağı kadar vereceğimiz altının bedel olamayacağı belirtiliyor. Sahabe rıdvanallahu teala aleyhim ecmain arasında bazı hususlarda ihtilaf olabilir. Nitekim Hz. Ali radıyallahu anh ve Hz. Muaviye radıyallahu anh arasında sıffin savaşı olmuştur. Ulemanın görüşü bu konularda iki tarafa da kesinlikle kötü bir şey söylememektir. İki büyük Sahabi de müctehiddir ve içtihad etmiştir. İkisine de sevap vardır, niyetleri Allah rızasıdır. Hz. Ali radıyallahu anh Efendimiz çok büyük bir sahabidir başımızın tacıdır. Hz. Muaviye radıyallahu anh Efendimiz de Rasulullah Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ın vahy katibidir, İslam’a büyük hizmetler yapmış fetihlerde bulunmuştur. Efendimiz aleyhissalatu vesselam Hz. Muaviye radıyallahu anh için çok güzel dualar etmiştir. Hz. Muaviye radıyallahu anh da dahil olmak üzere hiçbir sahabe hakkında, yaptıklarından dolayı itham ve suizan edilemez. Bu, hem Hz. Peygamberin salalllahu aleyhi ve sellem hadisleri ile ve hem de Ehl-i sünnet alimlerinin ittifakı ile caiz değildir ve yapanlara lanet edilmiştir. Bu konu hakkında bazı bilgiler aktaracak olursak:
İmam-ı a’zam hazretleri rahimehullah,
“Eshab-ı kiramın hepsini hayırla anarız.” buyurdu. İmam-ı Şafii ve Ömer bin Abdülaziz de radıyallahu anhum, Eshab-ı kiram rıdvanallahu teala aleyhim ecmain arasındaki savaşlar hakkında,“Allahü teâlâ, ellerimizi, bu kanlara bulaşmaktan koruduğu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulaştırmayalım!” buyurdu.
[M. Rabbani c.2, m.96]
İmam-ı Gazali hazretleri kuddise sirruh da
“Dinimizi bize ulaştıran Eshab-ı kiramdır. Onlardan birini kötülemek, dini yıkmak olur.” buyurdu.
İbni Hacer-i Mekki hazretleri rahimehullah buyuruyor ki: “Abdullah ibni Abbas buyuruyor ki: Cebrail aleyhisselam Peygamber efendimize geldi ‘Ya Resulallah! Muaviye’yi sana tavsiye ederim. Kur’an-ı kerimi yazdırmakta ona emniyet et, güven.’ dedi. Yine aynı sayfada yazıyor ki, “Resul-i ekrem, bir gün mübarek zevcesi Ümm-i Habibe’nin odasına geldi. O esnada Hazret-i Muaviye başını, kız kardeşi Ümm-i Habibe’nin kucağına koymuş uyuyordu. Resul-i ekrem bu hâli görünce, Ya Habibe! Kardeşini bu kadar çok mu seviyorsun? buyurdu. O da evet deyince, Peygamberimiz buyurdu ki, Onu Allah ve Resulü de seviyor.”
[Tathir-ül-cenân s. 27]
İmam-ı Malik’in rahimehullah ictihadına göre,
Hazret-i Muaviye dalalette idi diye kötüleyenin katline fetva verdiği birçok kitaplarda yazılıdır.
[Mesela Eshab-ı Kiram, Ö. N. Bilmen s. 84]
Ebussuud Efendi rahimehullah,
Muaviye’ye lanet eden kimseye tazir-i beliğ ve hapis lazım olduğu fetvasını vermiştir.
[488. Mesele sayfa 112]
“Ehli Sünnet’in itikadı, bütün
sahabeler için onların adaletini isbat ile onları temize çıkarmaktır.
Ali ve Muaviye hazretleri arasında cereyan eden hadise tamamem içtihadi bir konudur. Bu kesinlikle ne nefsani istek ne şehvani bir adım ne de Hazreti Muaviye tarafından Hazreti Ali’nin hilafetine karşı bir tutumuydu.”
(İmam Murtada ez-Zebidi, İthef es-Sedetel Muttakiyn, Şerh İhya Ulum ed-Din, Sahife 431)
Tevbe Sûresi 100. Ayet meali: “(İslâm’a hizmette) öne geçen Muhacirler ve Ensâr ile iyilikte onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da O’ndan razı olmuşlardır. (Allah,) onlara alt tarafından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetler hazırladı. Bu en büyük kurtuluş (ve saadet)tir.”
Ruhlarına bir Fatiha-ı Şerif ve üç İhlas-ı Şerif okuyalım inşaAllah.
Sahabe Efendilerimize rıdvanallahu teala aleyhim ecmain karşı herkesin haddini bilmesi gerekir. Velhamdulillahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
0 Yorum