İffet, kişinin namuslu ve şerefli bir hayat yaşamasının adıdır. İffet kulun haramlardan uzak durup helal daire içerisinde kalmasıdır. Günümüz insanının en büyük handikabı nefsin arzularının peşinde koşması, nefsin süfli duygularının, gayrimeşru zevk ve heveslerinin oyuncağı olmasıdır. İşte size zina ve haramların adeta yağmur gibi yağdığı ahir zamanda temiz kalabilmek için altın kural niteliğinde tavsiyeler:
1. Şehvet duygusunu meşru yolda kullan
İffet, erkek ya da kadının her şeyden önce bedenini sahiplenmesi, onun hakiki sahibinden kendisine verilen bir emanet olduğunu kabul etmesi demektir. Kim sahipse kuralı o koyar. Bedenini sahiplenmeyen, onun hakiki sahibini tanıyan insanın iffeti, bedenini kendi hevesleri ya da gelip geçici toplumsal düşünceler doğrultusunda değil, her bir uzvunun ve duygusunun var edicisi Rabbinin emirleri doğrultusunda kullanacağı anlamına gelir. İffetli insan, şehvet duygusunu helal ve meşru yolda kullandığı gibi Allah’ın kendisine bahşettiği bütün nimetleri yaratılış gayelerine uygun olarak izin dairesinde kullanır mesela gözün iffeti, şehvete ve ya heveslere alet olmaması, helal güzelliklere bakmasıdır.
2. Nefsin isteklerine karşı Dur demesini bil
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ; “Şeytan insanın damarları içinde dolaşır durur. O halde siz onun dolaştığı yerleri daraltın.” buyurmuştur. Hadis-i Şerif Buhari-Ahkam 21. Onu açlık, susuzluk ve isteklerinden mahrum etmekle sıkıştırın. Aklına her estikçe yiyen, çeşitli yiyecek ve çerezlerle beslenen bir insanın şehvetine düşkün olması, iffetten yoksun olması gayet normaldir.
3. İhtiyacını halka değil Hakka arz et
İffetin başkalarının elinde ve avucundakine karşı gönül tokluğu içinde olmak manası da vardır. Kur’an’ı Kerim’de, ihtiyaç sahibi oldukları halde bu hallerini başkalarından gizleyerek kimseye el-avuç açmayanlardan iffet abidesi kimseler olarak bahsedilir: “Halktan istemekten geri durmaları sebebiyle, onların gerçek hallerini bilmeyen kimse, onları zengin sanır. Ey Resulüm, sen onları simalarından tanırsın. Onlar yüzsuyu dökerek halktan bir şey istemezler.” (Bakara Suresi 2/273. Ayet-i Kerime Nisa Suresi 4/6. Ayet-i Kerime)
4. Ölümü çokça hatırlamalı
Kainatın Efendisi (salllahu aleyhi ve selem), lezzetleri acılaştıran ölümü çokça hatırlamamızı istiyor. (Hadis-i şerif Tirmizi, Kıyamet 26) Madem öleceğim ve öldükten sonra da hesaba çekileceğim; öyleyse, şu fani dünyanın elemli lezzetlerine kapılıp, günah işlemenin, hayasızlığın ne manası var! Helal daire varken niye harama gideyim, niçin iffetsizliğe adım atayım? Düşüncesi içinde olmalıdır.
5. İyi arkadaşlar edin
Şeytanın zihne ve hayale attığı her kötü düşünce, yalnızlık ve can sıkıntısı toprağında boy atıp gelişecek bir çekirdek gibidir. Bu yüzden insan kendisini hayra çağıran arkadaşlar edinmeli ve onlarla beraber hareket etmelidir.
6. Boş kalma
Madem şeytan daha çok miskinlik, tembellik ve meşguliyetsizliğimizden istifade ediyor, boş kaldığımız sürece içimize uygun olmayan düşünceler, kuruntular atıyor, başka şeylerle meşgul olmayan hayalimizi kendi namına meşgul ediyor ve günahları düşündürüp günah işlemeye zorluyor; öyleyse bizde daima hayırlı işlerle meşgul olmalıyız ki, şeytan bizde umduğunu bulamasın?
7. Şehevi duyguları tahrik edici ortamlardan uzak durulmalı
İffetsizliğe bulaşmamak için tahrik edici ortamlardan, cinselliğe teşvik eden yayınlara muhatap olmaktan, özendirici hayal, bakış, konuşma gibi eylemlerden uzak durmalıyız. İnternette, gazete ve dergilerde, televizyonlarda, kafelerde bizi günaha çağıran ortamlardan kaçınmalıyız.
8. Her günahtan sonra bir iyilik yapmalı
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Bir günah işledikten sonra tevbe edip iyilik işleyen kimse, üzerine dar bir zırh giyinen bir adama benzer. Günahtan sonra bir iyilik yaparsa zırhın halkalarından biri çözülür. Bir iyilik daha işlerse öbür halka da çözülür. Yapılan iyiliklerin sonunda zırh yere düşer.” buyurmaktadır. Hadis-i Şerif Münziri, et tergib ve’t Tergib 4/106
9. Dua etmeli, kendimize dua ettirmeli
Cenab-ı Hak, merhametlilerin en merhametlisidir. O kendisine sığınanları asla yüzüstü bırakmaz, onları günah bataklığına terk etmez. Nitekim, “Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı.”(Kur’an’ı Kerim Duha Suresi, 93/3) ayeti bu hakikati ifade etmektedir. Bu yüzden günahlardan Allah’a sığınmalıyız. Anne-babamızdan, arkadaşlarımızdan ve ağzı dualı kişilerden kendimiz için dua isteyebiliriz.
Guzel