Ben özlenen İslam çiçeğinin sadece gübresiyim diyen bir şahsiyetin, böylesi terbiye edilmiş bir nefsi nasıl elde ettiğini öğrenmek için Üstad’ın beyitleri ışığında küçük bir tasavvuf yolculuğuna çıkıyoruz.Yazımızda bu yoldaki bazı duraklardan bahsedeceğiz. Dikkat kendi içinize doğru çıktığınız bu yolda kaybolabilirsiniz endişe etmeyin zaten asıl mesele kendinde kaybolup, yok olup İslam’da dirilmektir.
1.Fikir Sancıları
Lâfımın dostusunuz , çilemin yabancısı,
Yok mudur, sizin köyde, çeken , fikir sancısı ?
Üstad’ın yaşadığı fikir sancısını anlatan bu beyit çile sahibi olmanın manevi yolun ilk adımı olduğunu anlatır.Oysa ki bu çile kişiyi arayışa çıkaran bir nimettir.
2.Yaradan'ı Fark etme Süreci
Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum!
Necip Fazıl Kısakürek’in yaşadığı materyalist dünya ruh aleminde büyük buhranlara yol açar artık kendinden kaçar hale gelir. Üstad yaşadığı o materyalist zamanları şöyle ifade eder; “Kabus şehrindeki hayatımı anlatmaya hicabım ve islami edebim manidir.” Gökyüzünden habersiz bu zamanlardan sonra büyük bir arayış başlar otuz yıl sonra…
3.O'nu Bulduranı Bulma Süreci
Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız;
Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız !
Yangınına çözüm arayan Necip Fazıl yarasına merhem olamayan doktor, hoca herkesi denedikten sonra yangını resimden seyredenlerle, yananlar arasındaki mesafeyi fark etmiş çözüm umuduyla tasavvuf yolunu denemeye karar vermiştir. Üstad vapurda Nakşebendi tasavvuf ve terbiye yolunun mürşidi Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin bir müridi ile karşılaşır. Mürit ona bir sohbet yerinden bahseder. Arkadaşı Abidin Dino ile Beyoğlu Ağacamii’ne gider. İşte o ilk karşılaşmada o ilk bakışta nakış nakış işlenmiş, bir dava adamının, temel çivisi çakılmıştır. Çıktığımız yolda daha önce bu yolu defalarca gidip gelen, bu yolu aydınlatacak tecrübeye sahip kişiler her zaman temel çivimizi çakabilecek usta bir el konumundadır. Necip Fazıl o usta ele erişmiş olmanın şaşkınlığı içinde dile getirir yukarıdaki dizeleri…
4.Oluş Sırrını Çözme Süreci
Ve uçtu,tepemden birden bire dam
Gök devrildi künde üstüne künde…”
Tek dava O’nu (celle celaluhu) bulmakta, bulduracak olanı bulmaktaydı der Üstad. Bulduğu zamanda alt üst olan ruh halini yukarıdaki dizelerde anlatır.
5.Manevi Yolun İniş Çıkışları
Çıktım çıktım, inilmez dağlar elimden tuttu;
İndim indim, çıkılmaz çukurlar beni yuttu!
Kişinin kendi içine ettiği manevi yolculukta, dünya imtihanında en çukuru da en zirveyi de gören Üstad yolculuğumuzun engebelerinden ve nefis belasından bir çok şiirinde bahseder.Ne olursa olsun yılmamak ve arayışa devam etmek yegane amaçtır. “İnsan kendini aramaya ve bulmaya memur bir yaratıktır.”
6.Dava Adamı Olma Süreci
Genç adam, at yorganı!
Sana haram uyuman
Üstad son nefesine kadar İslam davası için uğraşmıştır. Davasını da şu sözlerle ifade eder; İslami nizamı propaganda ettiğimizi söylüyorlar! Şüphe mi var? Biz yalnız bu işi yapmıyor, bu işi yapmak için yaşıyoruz! Bu yolda, bu davada en önemli işleri gençlerin omuzlarında görür Üstad. Gençliğe Hitabesinde bu yüce göreve layık görünen gençlere, yol gösterir. uyarılarda bulunur ve dua eder. Bu davanın ise gençliğin, yorganını üstünden atıp dava taşını gediğine oturtmakla çözümleneceğini söyler. İslam davasını layıkiyle omuzlanmak kendinde yok olup İslamda dirilmektir, bu davada benlik yoktur. Unutma bu yolun bize ihtiyacı yok ama bizim bu yola ihtiyacımız var. Yorganı üstümüzden atmak için daha uygun bir zaman yok!
0 Yorum