Hz.Fatıma, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem‘in en küçük kızıdır. Tüm çocuklarının içerisinde, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem‘e en yakın olan oydu. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem onun için “Cennet kadınlarının hanımefendisi Fatıma’dır.” ve “Fâtıma benden bir parçadır; onu üzen beni üzmüş ve onu sevindiren beni sevindirmiş olur.” buyurmuştur. Hz.Fatıma radiallahu anha, 15 yaşına girdiğinde, bazı tanınan ailelerden onun için evlilik teklifleri gelmeye başlamıştı. Ancak Peygamberimiz (as), bunlara bir karşılık vermemiştir. O zamanlar 21 yaşında olan Hz. Ali radiallahu anh bu konuda şunları söylemiştir:”Gidip resmi bir teklifte bulunmam gerektiğini düşündüm ancak sonrasında bu nasıl olur benim hiçbir malım mülküm yok.” Sonunda, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem‘in nezaketiyle yüreklenen, Hz. Ali radiallahu anh kendisine gidip Fatıma radiallahu anha ile evlenmek istediğini dile getirmiştir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bu durumdan oldukça hoşnut olmuş ve şöyle buyurmuştur:”Ey Ali, Ona mihr olarak verebileceğin bir şey var mı?” Ali radiallahu anh şöyle cevap vermiştir:”Bir atım ve zırhım dışında hiçbir şeyim yok.” Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurmuştur:”Bir mücahid elbette bir ata sahip olmalıdır. Git ve zırhını sat.” Ali radiallahu anh, zırhını 480 dirheme Hz.Osman radiallahu anh‘a satmış ve bunu Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem‘e vermiştir. Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hz.Bilal (ra)’a bazı güzel kokular ve birkaç eşya almasını buyurmuştu. Hz Enes(ra)’ı ise Ebu Bekir (ra), Osman (ra), Talha (ra), Zubeyr(ra) ve ensardan birkaç sahabeyi çağırmakla görevlendirmişti. Bu sahabiler geldiğinde ise, Peygamberimiz (as), nikah hutbesi okumuş ve Hz.Fatıma (ra)’ı Hz. Ali (ra) ile nikahlamıştır. Sonrasında ise “Şahit olun ki kızım Fatıma’yı 400 dirhem gümüşe nikahladım.” Ali (ra), kabul etmiştir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem kafasını kaldırmış ve şöyle dua etmiştir:”Allah’ım, onların arasında sevgi ve muhabbet oluştur. Onlardan razı ol ve onlara hayırlı zürriyetler ihsan et.”
Nikahtan sonra, hurma dağıtıldı. Fatıma (ra) ağlayıp sızlamaksızın Ümmü Eymen eşliğinde Ali (ra)’ın evine gitmiştir. Yatsı namazından sonra Peygamberimiz (as), evlerine gitmiş, izin isteyip içeri girmiştir. Bir tas su istemiş ve bu suya mübarek ellerini sokup onların üzerine serpmiş ve onlara dua etmiştir. Kızına bir gümüş bilezik, Yemenden gelmiş iki çarşaf, dört döşek, bir battaniye, bir yastık, bir tas, bir el değirmeni, bir yataklık, bir su kabı ve bir de deri kaplamalı bir ibrik vermiştir. İki cihan serverinin kızının evliliğini bu sadelik içerisinde gerçekleşmiştir. Bu sünnete uyulduğunda evlilikler oldukça basit bir şekilde gerçekleşebilir.
İşte bu evlilikten çıkarmamız gereken bazı dersler:
1. Söz ve nişana ilişkin çoğu gelenek sünnetle çelişmektedir. Hatta bazıları şeriata da karşıdır ve günahtır. Sözlü bir teklif ve cevap da yeterlidir.
2. Kız ve erkek evlilik çağına geldiklerinde geçerli bir sebep olmaksızın evliliği geciktirmek doğru değildir.
3. Nikah için yakınlarımızı davet etmemizde bir sakınca yoktur. Ancak, uzaktaki insanları bir araya toplamak için zahmete girmemeliyiz.
4. Damadın gelinden birkaç yaş büyük olması uygun görülmüştür.
5. Eğer kızın babası nikah kıymaya haiz ise o zaman bizzat kendisi nikah kıyma işlemini gerçekleştirmelidir.
6. Hz.Fatıma (ra)'ın mihri gibi mihr vermeye çalışılmalıdır ancak buna güç yetmezse daha az da verilebilir.
7. Görkemli bir düğün yapmaya gücü olmadığı halde borç altına girip bu tür bir düğün yapmak İslam'a uygun değildir.
8. Birisinin gösterişli bir düğün yapıp çok fazla insanı davet etmezse saygınlığının kaybolacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır. Peygamber Efendimiz (as)'ın saygınlığı ile bizimkini kıyas etmemiz mümkün müdür ?
9. Günümüzde kadın erkek karışık ortamda düğün yapılması günahtır ve tamamen şeriata karşı bir durumdur.
10. İslam'da nişan töreni veya kına gecesi eğlencesi diye bir şey yoktur bunlar mecburiyet olarak görülmemelidir.
11. Düğün sırasında gelin, damat ve davetlilerin namaz konusunda hassasiyet göstermesi gerekmektedir.
12. Gelinin sahneye çıkarılması ve insanlara takdim edilmesi İslami değildir.
13. Gelinin ailesinin ziyafet şöleni için gereksiz masraflar oluşturmasının şeriatta yeri yoktur.
14. Nişanlı çiftlerin uygunsuz yerlerde buluşması, erkeğin kızın elini tutması ve parmağına yüzük takması Kur'an'ın tesettür emrine aykırıdır.
15. Nişanlı çiftlerin yalnız bir şekilde birbirleriyle buluşup görüşmesi İslam'a uygun değildir.
16. Aileler nikah zamanında hediye verirken şunları akılda tutmalılar; hediyeler gücün yettiği oranda olmalıdır, yalnızca gerekli şeyler verilmelidir, verilen şeylerin gösterişi yapılmamalıdır.
17. Damadın ailesinin düğün yemeği ikram etmesi sünnettir.Bu düğün yemeği abartıya, gösterişe kaçmamalıdır. Borç altında girmeden gücün yettiği kadar ikramda bulunulmalıdır.
18. Nişan sonrasında nikahı geciktirmek İslam'a uygun değildir. Modern yaşama ayak uydurmak adına sünnete aykırı olan ve İslam ile çelişen birçok geleneği uygulamaktayız.
Selamun aleykum düğünlerde takı merasiminde gelin ile fotoğraf çektirmenin önüne nasıl geçebiliriz ? Ya da sadece dayı teyze gibi yakınları hariç diğerleriyle fotoğraf çektirmenin doğru olmadığını belirtmek saygısızlık olur mu ?
Hanım kardeşimizi direk o ortam altına sokmayarak olabilir.Bunubelirtmek tabiki saygısız olmaz, bu konuyu hor görecek kişileri çağırmayın daha iyi (bence).Gelecek kişiler içinde islami çerçevede sade bir şekilde olacağını söyleyin.