1. Karakterin ve fıtratın içerdiği ve sonradan kazanılmayan utanma duygusu.
Utanmak Allah’ın kuluna bahşettiği bir davranıştır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, ‘’Utanmak hayırdan başka bir şey getirmez’’ buyurmuştur. (Sahih Müslim 53). İnsanı, rezil işler yapmaktan ve onur kırıcı hareketler sergilemekten korur.
2. Allah’ı ve O’nun azametini, kullarına olan yakınlığını, onları gördüğünü ve kalplerinde gizlediklerinden haberdar olduğunu bilerek elde edilebilen utanma duygusu.
Allah’tan utanma ve çekinme, O’nun nimetlerini ve yeterince şükredilmediğini düşünüp şahit olmaktan dolayı olabilir.
Övgüye değer utangaçlık, doğru davranışları yapmaya ve kötüyü terk etmeye teşvik edendir.
Konuyla ilişkili olarak hadis-i şerifte buyruluyor: ‘’Utanmıyorsanız, dilediğinizi yapın.’’ (Buhari, Edeb, 78). Bu hadis istediğinizi yapmayı emretmiyor; yasaklama ve ayıplamanın maksadını bildiriyor. Bir yönden tehdit/uyarı taşıyor. İkinci olarak bilgi nakletmenin bir yolunun bu olduğu şeklinde yorumlanır. Kişiyi kötü işler yapmaktan alıkoyan şey utanmaktır.
Nevevi, İslam âlimi, utanmanın hakikatinin, aşağılayıcı hareketleri terk etmeye teşvik eden ve diğerleri üzerinde hakları olan insanların haklarıyla ilişkili ihmale karşı engel olan bir karakter olduğunu söylüyor.
Ebü’l-Kasım Cüneyd-i Bağdâdî şöyle demiştir: “Hayâ, Mevlâ’nın sayısız nimetlerini görme ve bu nimetler karşısında ne kadar kusurlu olduğunu fark etme hâlidir.”
Utanma duygusu kaybedilince, her türlü kötülük işlenir.
Sefaletin beş işareti vardır:
- Kalpteki katılık
- Korkusuz göz
- Hayâ eksikliği
- Dünya hoşnutluğunu hedeflemek
- Uzun ömür
Utanmaya örnek olarak bir hadiste Esma Binti Ebu Bekr’in hurma çekirdekleri taşırken Efendimiz ile sallallahu aleyhi ve sellem karşılaşıp devesine binmesi önerilince çok utandığı aktarılmıştır.
Kaynak: My Advice to the Women by Umm Abdillah al-Waadi’iyyah
0 Yorum