Peygamberimiz(s.a.v) bizim için mükemmel bir örnek ve rehberdir.Rabbimiz Kuranda şöyle buyuruyor:
Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler sıddîkler şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisa Suresi 69.Ayet)
Bu güzel grupta olmayı kim istemez ki.Olmak için şart ise Allahı(c.c) ve Rasulullahı(s.a.v) sevmek, Kurana ve Peygamberimizin(s.a.v) sünnetlerine muhabbetle uymaktır.
Öyle ki günlük hayatta bile samimi bir şekilde sünnete uyarsak çok küçük sandığımız davranışlardan bile büyük ecirler kazanabiliriz biiznillah.Peki bu fırsatlar neler olabilir.Rasulullah(s.a.v) efendimizin Sünnetlerinden birkaç örnek verelim inşallah :
1. Selam Ver!
Selam vermek günlük hayatta yapabileceğimiz ,Peygamberimizin de sürekli uyguladığı ve bize de uygulamamızı tavsiye ettiği bir sünnetidir.Selamlaşma Müminlerin birbirine fiilen dua etmesi,hakkında iyi düşünmesi art niyet içinde olmamasıdır.
Esselamu aleyküm diye selam verilmelidir.İmran Bin Husayn(r.a) anlatıyor:
Biz Rasulullah(s.a.v)’in yanında iken bir adam geldi,selam verdi:”Esselamu Aleyküm” dedi.
Rasulullah(s.a.v) selamına karşılık verdi.Adam da oturdu.Rasulullah(s.a.v):
“On” dedi.
Sonra birisi daha geldi:
“Esselamu aleyküm ve rahmetullah!” dedi. Rasulullah(s.a.v) onun selamını da aldı.Adam oturdu.Rasulullah(s.a.v):
“Yirmi!” dedi.
Sonra biri daha geldi ve :”Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve beraketuhu” dedi.
Rasulullah(s.a.v) selamına karşılık verdi,adam da oturdu.Hz Peygamber bu sefer:
“Otuz!” buyurdu.(Ebu Davud,Edeb:132;Tirmizi,İstizan:2)
Bir diğer hadis-i şerifte Rasulullah(s.a.v):
“Allah’a yemin ederim ki,siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi sevmedikçe de hakkıyla iman etmiş olamazsınız.Ben size,yerine getirdiğinizde onunla karşılıklı olarak birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız.”(Müslim,İman:93)
2. Oturmaya Dikkat et!
Her gün oturur kalkarız,yürürüz,dururuz,koşarız koştururuz.Bu davranışlarımız hayatın bir parçası ve işlevidir.
Peki bunları sünnet çizgisinde nasıl yapabiliriz?Sünnete göre oturma ve kalkmayı uyguladığımızda bu davranışımız bizim için bir sevap kaynağı haline gelir.
İbn-i Abbas(r.a) anlatıyor:
Resulullah(s.a.v) şöyle buyurdu:
“Her şeyin bir şerefli şekli vardır.Oturuşların en şereflisi ise kıbleye dönerek oturmaktır”(Mu’cemus-Sagir,Hadis No:2421)
Sahih-i Buhari ve Müslimde yer alan hadise göre Peygamber(s.a.v)’in en bilinen oturuş tarzı dizüstü oturma şeklindeydi.(Müslim,İman:1,5;Buhari,İman:37)
Dizüstü oturmak bir tevazu şeklidir.Abdullah ibn Büsr(r.a) anlatıyor:
“Resulullah(s.a.v) a bir koyun parçası hediye etmiştim.Onu yemek üzere dizleri üstüne oturdu.Bir bedevi:
‘Bu ne biçim oturuştur’ dedi.Resulullah(s.a.v):
“Allah beni mütevazi bir kul olarak yarattı;kibirli kasılan biri yapmadı” diye cevap verdi.”
Aynı zamanda çömelerek oturmak,bağdaş kurarak oturmak da ve tekrar dönülecekse oturulan yere eşya koymak da sünnettir.
Oturmada yapılmaması gerekenlerse:
İki Kişinin arasına oturulmamalı,birisini kaldırıp yerine oturulmamalı,elleri arkaya atarak oturmamalıdır.
3. Tebessüm Et!
Gülmek insani bir özelliktir,ilahi bir ikram,ahlaki bir görünümdür.Tebessüm ve gülümseme,gülüş ve gülücük gülmenin güzel olan biçimidir.Bu güzel davranışı da sünnete uyarak bir sevap kaynağı haline getirebiliriz.Peki Rasulullah(s.a.v)’ın gülüşleri nasıldı?
Rasulullah(s.a.v) küçük dili görünecek kadar gülmezdi.
Hz Aişe(r.anha diyor ki):
Ben Rasulullah(s.a.v)’in ciddi bir şekilde,küçük dili görünecek derecede güldüğünü görmedim.O,sadece tebessüm ederdi.(Buhari,Tefsir,Ahkaf:2,Edeb:68;Müslim,İstiska:16;Ebu Davud,Edeb:113)
Güler yüz sadakadır.Tebessümü ve gülüşümüzü sıradan bir davranış olarak görmemeliyiz.
Ebu Zer(r.a) anlatıyor:
Rasulullah(s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kardeşine güler yüz göstermen senin için bir sadakadır.”(Tirmizi,Birr ve’s Sıla:36)
Gülmenin ölçüsünü kaçırmamalıyız.Enes Bin Malik(r.anh) anlatıyor:
Resulullah(s.a.v), şöyle buyurdu:
“Çok gülmeyiniz.Zira çok gülmek kalbi öldürür.”(İbn Mace,Zühd:19)
4. Sünnete Göre Konuş
Konuşmak insani bir özelliğimiz ve Allah’ın bize verdiği üstün bir nimettir.
Konuşmak kendimizi ifade edebilmemiz,kendimizi tanıtmamız ve anlatmamızdır.
Konuşmak bir insan olarak Allah’ın ‘Mütekellim’ isminin hayatımıza geçmesi,kelamımızla kulluğumuzun dirilmesidir.
Öyle ise bu güzel nimeti hem Sünnete uyarak en güzel şekilde kullanmayı ve dolayısıyla ecir kazanmayı kim istemez ? O zaman başlayalım :
Peygamberimiz konuşmasına Hamd ile başlardı.’Elhamdülillah demeden hiçbir söz etmezdi.'(Ebu Davud,Edeb:18;İbn Mace,Nikah:19)
Ayrıca Rasulullah(s.a.v) besmeleyi de hiç ihmal etmezdi.Allah’ın adını anmadan konuşmanın kalbi katılaştırdığını söyler,katı kalpli insanların Allah’tan uzak olduklarını söylerdi(Tirmizi,Zühd:62)
Peygamberimiz çok konuşkan değildi.Az ve öz konuşur ve bu konuşması çok derin hikmet ve manalar içerirdi.Bu yüzden Rasulullah(s.a.v):
“Ben az sözle çok mana ifade etme kabiliyetiyle gönderildim” buyurmuştur(Buhari,Cihad:122,Ta’bir:22,İtisam:1;Müslim, Mesacid:5-8,Eşribe:71)
İnsanların anlama ve idraki farklı olduğunda Rasulullah(s.a.v), herkesin seviyesine göre konuşur tüm hayatında bulunan mükemmelliği ve inceliği buraya da yansıtırdı.
Hızlı konuşmaz tane tane çok anlaşılır bir surette konuşurdu.Öyle ki bir kişi sözlerini sayacak olsa muhakkak sayardı ve ezberlerdi.İletişimde önemli olan anlaşılırlığı da Rasulullah(s.a.v) en güzel ve mükemmel surette göstermiştir.
Rasululah(s.a.v) önemli cümleleri üç kere tekrarlardı.Bunun nedeni ise o esnada dinleyicilerden aklı zihni karışık olanların ya da başka bir şeyle meşgul olanların da anlaması içindi.Aynı zamanda tekrar ederek konunun önemini vurgular,dinleyicilerin dikkatini konuya yoğunlaştırırdı.
Rasulullah(s.a.v) kişinin yüzüne dönük konuşurdu.Bu yüzden biz de biriyle konuşurken yüzümüz ona dönük olmalı ve sağa sola bakarak konuşmamalıyız.Bu durum muhatabımızı ciddiye aldığımızı gösterir.
Son olarak Boş ve faydasız şeyler konuşmamalı,kibirli bir şekilde konuşmamalı ve kimsenin kalbini kırmamalıyız
5. İltifat etmeyi ve Nezaketi unutma!
Sünnet her yönüyle bir nezaket eğitimidir.Bir zarafet ve incelik öğretimidir.İncelik ruhun rahatıdır;zarafet,kalbin ihtiyacıdır;nezaket de insani bir ahlak güzelliğidir.Bu konuda da yine En mükemmel örnek Peygamberimiz(s.a.v)’e bakalım.
Peygamberimiz (s.a.v) Neden yaptın, neden yapmadın demezdi.
Rasulullah(s.a.v) için “Ahlakça insanların en güzeliydi” diyen Enes bin Malik(r.a):
“Tam on sene Rasulullah(s.a.v)’e hizmet ettim.(Bana) bir kere olsun ‘Öf!’ bile demedi.Yaptığım bir şey için ‘Niye böyle yaptın’,yapmadığım bir iş için de ,’Neden yapmadın’ demedi.”(Müslim,Fedail:51,5)
Faydalı iş yapanları takdir etmeli ve onlara iltifat etmeli:
Peygamberimiz(s.a.v)’in davasına gönül veren,davetine “peki” diyen,çağrısına koşarak şevkle gelen,bu uğurda bütün zahmet ve meşakkatlere katlanmayı göze alan can dostlarına gösterdiği yakınlık ve iltifat onlara manevi bir güç veriyordu.
Habeşistan’a hicret edip orada 10 sene kadar huzur içinde yaşayan Peygamberimizin(s.a.v) amcasının oğlu Cafer bin Ebu Talib(r.a) , müslümanlarla birlikte hicretin 7.senesinde Medineye hicret etmek için Habeşistandan ayrıldılar.Medineye vardılar.Rasulullah(s.a.v) de Hayber fethinden yeni dönmüştü.
Hz Cafer ile karşılaşınca onun iki gözünün arasından ve alnından öptü,kucakladı,bağrına bastı.
Resulullah(s.a.v) o kadar sevinmişti ki:
“Ben hangisine ;Hayber’in fethine mi,yoksa Cafer’in(r.a) gelişine mi sevineceğimi bilemiyorum” buyurdu. Bir süre sonra da Mescid in yanında,Hz Cafer için bir ev yaptırdı.(Müslim,Fadail:51)
Dostlarımızın Sevinçlerine ortak olmalıyız.
Bir yakınımızın,bir dostumuzun mutlu gününde onu sevindirmeli,tebrik etmeli,kutlamalıyız.Peygamberimiz(s.a.v) sahabelerin sevinçli günlerine ortak olur,onların duygularını yaşar,tebrik ve takdir eder ve memnuniyetini dile getirirdi.
Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor:”Resulullah(s.a.v) evlenen bir kimseyi şöyle tebrik ederdi:
Allah sana(evliliği) mübarek kılsın,üzerine bereket indirsin,ikinizin arasını hayırda birleştirsin.”
Ayrıca bize ihtiyacı olan kardeşimizi dinlemeliyiz.Resulullah(s.a.v) de yine bunun mükemmel bir örneği var:
Enes bin Malik(r.a) anlatıyor:
Yatsı namazı için kamet getirilmişti.Adamın biri Resulullah(s.a.v)’e yaklaştı, ‘Benim sizinle bir işim var’ dedi.
Resulullah(s.a.v) o kişiyle kısık sesle konuşmaya başladı.O kadar uzun konuştular ki,sonunda cemaatin tamamı veya bir kısmı uyuyakaldı(Buhari,Ezan:28,Müslim,Hayz:126,Nesai,İmame:13).
Rabbim sünnetle dirilip yaşamayı ve sünneti hayatımızın en önemli parçalarından biri yapmayı nasip etsin.Selamun Aleyküm ve rahmetullahi ve beraketuhu.
Kaynaklar
Sünnete Göre Günlük Hayat-Mehmed Paksu
Yorum