Günde 10 Dakika Hayatınızı Nasıl Değiştirebilir: Düşünme Vaktim!

Daha iyi bir anne olabilmeyi gerçekten çok isterdim fakat nasıl yapabilirim bilmiyorum..Çocuklarımla farklı bir şekilde konuşmak istiyorum, ama her seferinde bir bağırtkana dönüşüveriyorum. Birisi hayatımda “ileri sar” düğmesine basmış ve sanki nasıl yavaşlatacağımı bilmiyor gibiyim. İçim ölmüş gibi hissediyorum, geriye kalan imanım sıfır gibi. Yapmayı ve değiştirmeyi isteyeceğim çok şey var, fakat şuanda ne enerjim var ne vaktim.

Tanıdık geldi mi? Annelerle iletişim içinde olan bir iş yapıyorum ve size bu sözlerin kaç kere bir annenin ağzından duyduğumu anlatamam. İtiraf etmeliyim ki kendime de kaç kez söylediğimi anlatamam. Annelerin dünyayı değiştirecek güce sahip olduğuna hakikaten inanıyorum. Kendi çocuklarından başlayarak hareketlendirilmiş müthiş bir savaş ordusu olma potansiyelleri var. Ama o da ne? Etrafımdaki annelere baktığımda yorgunluk, baygınlık ve uçurumun ağzına gelmiş gibi yaşayan kadınlar görüyorum. Birçoğu olabilecek en iyi halini ve o harika potansiyellerini kullanacak şekilde yaşamıyorlar.

Bu makalede, nasıl değişebileceğimizi keşfetmek istiyorum. Nasıl olabilecek en iyi halimizle yaşamaya başlayabiliriz ki en iyi anne, eş, kız, kardeş ve en önemlisi Allah’ın bir kulu olabiliriz. Size kadınların, özellikle annelerin tek bir pratik adımla hayatlarında nasıl daha etkili rol alabileceklerine dair tavsiyeler sunmak istiyorum.

Neden Düşünme Vaktine İhtiyacım Var?

Kendine ait bir vakit…Hepimizin ihtiyacı var fakat hiçbir zaman yeterli olacakmış gibi gözükmüyor. İşte bu annelerin hayatı! Biz hayatlarımızı kendimize daha fazla vakit ayırmak isteyerek yaşıyoruz ama bu eylem kaçınılmaz olarak kendisini “yapılacaklar” listesinin en altında buluyor. Maalesef her zaman yapılması gereken çok daha önemli bir şeyler oluyor.
Peki ya size günde 10 dakika hiçbir şey yapmamanın herhangi bir ev işiyle uğraşarak veya yapılacaklar listenizde çizgi atarak geçirdiğiniz on dakikadan daha önemli olduğunu söylesem? Bana inanır mıydınız? Bu, kendi arkadaşlığınızda her gün 10 dakika ayırarak hiçbir şey yapmamak, günün geri kalanındaki üretkenliğinizi arttırabilir. Her gün aynı o 10 dakikayı kendinizi düşünerek (veya düşünmeyerek) harcadığınız 10 dakikayla günün geri kalanındaki dakikalarda düşünme şeklinizi değiştirebilirsiniz.

10 Dakika Bu Kadar Önemli Olabilir mi?

Evet, neden düşünme vaktine ihtiyacımız olduğunu şöyle irdeleyelim:
Bu bizim dünya görüşümüzü şekillendirmemize yardımcı olur. Gürültüyle dolu bir dünyada sessizlik paha biçilemezdir. Sosyal medyanın zaten meşgul olan hayatlarımızda arttığı ve devamlı hale geldiği bir zamanda yaşıyoruz. Yalnızca kendi düşüncelerimizle yaşayabilmek için, sosyal medya arttıkça sessizliğe olan ihtiyacımız da artıyor. Hakikaten kendi düşüncelerimizi bulabilecek biraz sakin zamanımız bile yokken nasıl onları şekillendireceğiz? Kendi problemlerimizin üzerinde çalışabilir ve hangisinin bizim için önemli olduğuna karar verebiliriz, belki de ağır stres altındaki durumlarda kendimizle konuşarak baskın gelebiliriz.

Bu da üretkenliğe kapı açar. John Updike, Pulitzer ödüllü yazar şöyle demiştir: “İdeal olarak, günümün çoğu kısmı, mutlak bir şekilde boş olmalıdır ki asıl ilham o başıboş vakitlerde gelir.” Bu dakikaların içinde, bu yalnız dakikalarının içinde gerçek fikirler ortaya çıkar.

Kimsesiz saatler beyin için dinlenme vakitleridir. Uyuduğunuzda vücudunuz bir mola verir ve kendini tamir eder. Yeteri kadar uyku almadığımızda bedenlerimiz fazla işten hasta hale gelir. Beynimizin de yalnızlık dakikalarında gelen buna benzer bir dinlenmeye ihtiyacı vardır. Yalnız olmak kafamızın gün boyunca saplandığı yoğun iş temposundan kurtulup yeniden şarj olmasına ve daha iyi işlemesine izin verir.

Yalnızlık bakış açınızı değiştirir. Geriye dönüp bir adım atmanıza ve resmin büyük halini görmenize yardım eder. Tek başına geçirilen vakitler durmanızı ve hayatın farklı zorluklarını bir kefeye koymanızı sağlar. Bir kere başladığınızda, hayatı daha yavaştan alır hale gelirsiniz…kasıtlı olarak..

O halde yalnız geçirilecek zamanın önemini belirttik. Fakat bu bir anneyken bunu yapmanın imkansızlığını ortadan kaldırmıyor değil mi?

Gerçek şu ki her anne günün bir yerinde kendisi için vakit toplayabilir. Hepimiz vaktimiz konusunda özensiz olduğumuz için suçluyuz. Günde bütün çocukların birşeyle meşgul olduğu ve bizim de kendi içimize bakacak yere bir ekrana bakakaldığımız dakikalar var. Hadi daha güzeli olsun, ya bütün çocuklar yataktayken? Bu “benim vaktim” kılıfı altında kalkıp da o vakti gerçekten bir ekrana bakarak mı kullanıyoruz?

Günde kendinize ayrılmış 10 dakika günün geri kalanını sıraya koymanıza yardım edecek. Her günün 1440 dakikadan ibaret olduğunu farkettiğinizde bir yerlerde bu 10 dakikayı bulmak belki de daha kolay gelecek.

“Düşünme Vaktim”de Ne Yapmalıyım?

Kendimize sormamız gereken soru “düşünme vaktim”in alt yapısı ne olmalı? Birçoğumuzun her geçen günde kendimize vakit ayırdığımızı düşünüyoruz fakat yararsız bir şekilde dolduruyoruz. O halde iyi bir “düşünme vakti”nin yapılması ve yapılmaması gereken şeyleri neler?

Ekranlardan uzak durun, teknolojiye müsaade etmiyoruz!

Kitaplarla beraber olun. Kitaplar ve okumak en nihai rahatlama yöntemini sağlıyor. Fakat elektronik okumaya hayır! Eğer okumak istiyorsanız, bir kütüphaneye ya da kitapçıya gidin ve güzel bir kitap alıp başlayın.

Namaz kılın! Namaz harika bir “düşünce vakti”. Allah Subhanehu ve Teala bizim için günde 5 kere olmak üzere zamanımızı düzenlemiş, anneler. Ne yazık ki namaz hakkında bu şekilde düşünmüyoruz, fakat düşünmeliyiz. Bu düşüncelerimize yeniden odaklanmamız, beynimizi tazelememiz ve kendimize asıl maksadımızı hatırlatmamız için harika bir zaman.

Kuran okuyun, birkaç ayet ezberleyin ve zikirle meşgul olun. Allah Subhanehu ve Teala ile bağlantı halinde olmak ruhunuzu yumuşatacak.

Yalnız olmaya çalışın. Enerjimiz bir kişinin varlığında bile değişiyor. Bu eşinizle rahatlamak istememelisiniz demek değil fakat tek başına olmak sizi dikkat dağıtıcı dış unsurlardan uzaklaştıracak. Eşinize ve ailenize düşünce vaktiniz hakkında açıklama yapın, kocanızı dahi kendisine 10 dakika vermesi yönünde cesaretlendirebilirsiniz ve bu şekilde biriniz kafanızı şekillendirmek için bu değerli vakti kullanırken diğeriniz çocuklarla ilgilenebilir.

Kendinize ayırdığınız bu vakitte uyanık ve dikkatli olun. Bu işi yapmanın anahtarı burada yatıyor. Bunun sizin yeniden odaklanma zamanınız olduğunun farkına varın. Kendime bu “kendim için” ayırdığım vakit dediğim sürece spor salonunda veya araba kullanırken bu dakikaları bulabilirim. Böyle olmazla bahsettiğimiz faydalardan hiçbirini elde edemeden bu dakikalar geçecek.

Oturun ve hiçbir şey yapmayın. Meşgul olmayı değer kabul eden bir toplumda hiçbir şey yapmamak tembellik gibi görünebilir, hatta ziyan olarak. Hiçbir şey yapmamak kafanız için iyi bir şey, o yüzden her daim bu dakikalarda bir şey yapmak için kendinizi baskı altında hissetmeyin. Bazen kafanıza nefes aldırmak ve yeniden canlandırmasını sağlamak için boşluk açmanız gerekiyor.

Bu listeyi her gününüzün “düşünme vakti”nde farklı bir şeyler yapmak için kullanabilirsiniz. Böylelikle bu vakitlerin oyalanmaya yol açacak sıkıcı bir hale gelmesini önlemiş olursunuz.

“Düşünme vakti”mizi her gün kullandıkça güçlenen bir kas gibi düşünebilirsiniz. İdeal olarak, her an tefekkür ve zikir hali içinde bulunan Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem gibi olmak isteriz. Gerçekten de O sahabelerine “Diliniz Allah’ın zikri ile hep ıslak olsun”.(Tirmizi) buyurmuştu. Bu devamlı zikir onların kendilerini bir merkezde toplamasına, bu dünyadaki yerlerini hatırlamalarına ve en nihai amacımızın Allah Subhanehu ve Teala’ya kulluk etmek olduğunu hatırlatmalarına izin veriyordu.

Anneler olarak bazen meşguliyetimizin içinde kendimize zaman ayırmayı başa çıkılmaz bir zorlukmuş gibi hissedebiliriz. Eğer bu önemli dakikaları kendimiz için ayırmazsak, imanımız pahasına yapılacaklar listesinde boğulmaya devam edebiliriz. Kuran diyor ki “ Şüphesiz, mallarınız ve evlatlarınız sizin için birer imtihandır.” (Enfal,28). Bu imtihanda başarılı olabilmek için güçlü bir akli yapıda olmamız gerektiğini unutmamamız lazım. Hayatlarımız ne kadar meşgul olursa olsun, bizden önce gelenleri ve daima tefekkür halinde bulunabilmek için neler başardıklarını asla unutmamalıyız.

Bu arada, 10 dakika o kadar da fazla gözükmüyor, değil mi?

Kaynak:  productivemuslim.com sitesinden alınarak Suffagâh ekibi tarafından suffagâh.com için Türkçeye çevrilmiştir.