Türkiye’nin ‘helal’ sertifika verme kuruluşu GİMDES’in Genel Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, saldırganlığa yol açtığı için beyaz unun helal olamayacağı iddiasında bulundu. Büyüközer, her yıl farkında bile olmadan tonlarca domuz yediğimizi açıkladı.
Market gıdaları, kozmetik ve ilaçlar ile farkında bile olmadan domuz, köpek ve insan saçı yediğimizi belirten Büyüközer, beyaz un, ambalaj etiketi ve GDO’lu tohum tehlikelerine de dikkat çekti. Büyüközer, “İnsan sağlığına zarar verdiği için beyaz un helal değildir” dedi. Bir tüketim malzemesi veya gıdanın helal olması için insan sağlığına zararsız olması gerektiğine de vurgu yapan Büyüközer, tüketirken dikkat etmemiz gerekenlere dair 10 madde sıraladı.
1. 1 Yılda 6 Ton Domuz Ve Köpek Yiyoruz
Gıda, meşrubat, ilaç ve kozmetik endüstrisinde jelleştirmek, kıvam arttırmak ve köpük elde etmek için kullanılan E441 kodlu katkı maddesi ‘jelatin’in, tüm dünyada toplam üretimi 280 bin ton. Bunun helal şartlarda üretilen bir tonu bile yok. Türkiye yıllık ortalama 6 ton jelatin ithal ediyor. Unlu gıdalar, sucuk, salam, sosisler, kapsül ilaçlar ve şuruplarla midemize giren jelatin, domuz ve köpek de dahil olmak üzere çeşitli hayvanların kolajen dokusundan elde ediliyor. Üretim aşamasında hammaddenin hangi hayvanlardan alındığı ayırt edilmeden hepsi bir arada işleniyor. Jelatin başta Brezilya olmak üzere Çin, Hindistan ve Pakistan’da üretilerek tüm dünyaya ihraç ediliyor.
2. Hamurişinde İnsan Saçı Ve Domuz Kılı Var
E920 kodlu Sistain katkısı da özellikle unlu mamullerde hamurun yırtılmadan işlenebilmesini kolaylaştırmak için kullanılıyor. Çoğunlukla Japonya ve Çin’de üretilen Sistain’in hammaddesi ise domuz kılı ve insan saçı. Balgam söktürücü özelliğinden dolayı şuruplarda da kullanılıyor.
3. Dünya Helal Et Pazarı Brezilya'nın Elinde
Dünya helal et pazarının en büyük üreticisi Brezilya. Hemen hemen bütün Arap ülkelerine ‘helal’ et buradan gidiyor. Ancak burada ‘helal’ sertifikası alan kesimhanelerin birçoğu İslami şartlarda kesim yapmıyor.
4. Etiketler De Yalancı Çıktı
Günümüzde üretim proseslerini takip ederek bir gıdayı tüketmek mümkün değil. Etiketlerin üzerinde yazan ‘içindekiler’ kısmı çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor. Gıda etiketi basan matbaalar, kendi kafasına göre standart bir içerik oluşturup yazıyor.
5. Cipsler dikkat dağınıklığı sebebi
Cipsler başta olmak üzere çocukların tükettiği çoğu abur cuburun içine konulan ‘Çin tuzu’ beyne devamlı ‘lezzet’ sinyali gönderdiği için uzun vadede sinir uçlarını yoruyor. İleri yaşlarda sinir uçlarında iltihaplanmaya yol açarak Alzheimer’a sebep olan Çin tuzu, çocuk ve gençlerde de algı ve konsantrasyon bozukluklarına yol açıyor.
6. Beyaz Un Helal Değildir
Buğdaydaki çok kıymetli B grubu vitaminlerinin dışarı atılmasıyla elde edilen beyaz un, araştırmalara göre psikolojik sorunlara zemin hazırlıyor. Günümüzde şiddet vakalarında artış görülmesi de, çocukluktan itibaren beyaz undan yapılmış mamuller ile beslenmekle bağlantılı olabilir. Kandaki şekerin hızla yükselip düşmesine yani hipoglisemiye neden olarak sinirliliğe ve saldırgan davranışlara yol açıyor. İnsanları rahatlatarak suç izleme zafiyetini ortadan kaldıran B grubu vitaminlerinden mahrum bırakılmış beyaz un helal değildir. Haramdır diyemeyiz ama insana zarar verdiği için helal değildir diyebiliriz. İnsanların mutlaka tam buğday unundan yapılmış kepekli ekmek ve unlu mamul tüketmesi gerek.
7. Hamileler Dikkat
Market raflarındaki çoğu ambalajın altında sentetik şeker aspartam bulunuyor. Sadece şekerli gıdalarda değil, raf ömrünü uzattığı için hamburger ekmeği ve köftesinde bile sentetik tatlandırıcılar kullanılıyor. Bu tatlandırıcı türünü, beyin gelişimini engellediği için hamilelerin kesinlikle kullanmaması gerekiyor.
Büyüközer, ucuz olduğu için glikoz şurubu kullanan ama faturalarına toz şeker yazan firmalar olduğunu ve etiketlere de bu şekilde yansıttıklarını iddia ediyor.
8. Glikoz Kullanıp Toz Şeker Diyorlar
Büyüközer, ucuz olduğu için glikoz şurubu kullanan ama faturalarına toz şeker yazan firmalar olduğunu ve etiketlere de bu şekilde yansıttıklarını iddia ediyor.
Piyasada daha ucuz olduğu için glikoz kullanan ama faturalarında toz şeker kullandığını beyan eden gıda firmaları var. İspatına hazırız.
9. Soya ve GDO Kısırlaştırıyor
Soya bitkisini ülkemize protein kaynağı diye soktular. Etin yerine bile yenebilir dediler. Ancak laboratuar deneylerine göre soya ile beslenen kadınların doğurganlıkları azalıyor. Yapılan hayvan deneylerine göre GDO’lu yem ile beslenen farelerin üçüncü nesilden sonra doğurganlıkları düşüyor.
10. Monsanto'nun GDO'lu Tohumlarını Sattılar
Ülkemizde GDO’lu tohum ekimi yasak olmasına rağmen piyasaya sokan dolandırıcılar var. Tavuklarına kendi tarlasında ürettiği mısırları yediren bir tavuk firmasına helal belgesi vermek için analize gittiğimizde mısırların GDO’lu olduğunu ortaya çıkardık. Tavuk firmasının bundan haberi bile yoktu. Bir Azeri şirketin, dünya GDO tohum tekeli olan Monsanto’nun tohumlarını ‘normal tohum’ diyerek firmaya sattığını tespit ettik.
0 Yorum