Hayatımız boyunca yaşadığımız, gördüğümüz bazı olumsuzlukları yorumlarken tepeden, yani genel bir bakışla yorumluyoruz. Mesela, ‘günümüzün çocukları çok tembel, eskiden böyle değildi’ diye düşünürken, çocukların nasıl daha iyi bireyler olabileceğine yönelik fikirler düşünüyoruz. Bu duruma genel bir bakışla bakıp yorumluyoruz ve çözüm arıyoruz. Oysa bu durum şimdi olmadı, sorunun daha derinine, köklerine bakmalı ve ona uygun çözümler bulmalıyız. Bu durum gördüğümüz tüm olumsuzluklar için geçerli. Mesela, ‘kış geldi ama kar yağmadı’ diye düşündüğümüzde sorunu kışta arıyoruz, oysa 4 mevsim var ve sorunun kaynağını sadece bir mevsimde değil bütün mevsimlere bakarak bulabilir ve çözebiliriz. Günümüzde psikolojik sorunlar yaşayan insanlar, sinirli, sürekli gergin olarak günlük yaşantısını sürdüren insanlar, hatta camide namaz kılarken bile her an savaşa gidecek gibi gergin durumda namaz kılan insanlar. Sorunlu, stresli yaşantımızın altında yatan sebeplerden biri gündüz ve gecenin ayarlarıyla oynanmasıdır. Kuran’da Allah(c.c.) ısrarla geceyi bir örtünme ve dinlenme zamanı olarak yarattığını söylüyor. Oysa geceyi gündüze çevirip yaşarken bunun bize ne gibi sorunlar doğurduğunun farkında değiliz.
1. Uykunun Önemi
Günlük yaşantımızda uyku yemekten bile daha değerli ve daha önemlidir. 3 gün ekmek yemezsek veya 3 gün patates girmezse evimize, bu 3 günü hiçbir sağlık sorunu yaşamadan atlatabiliriz. Ama 3 gün hiç uyumazsak, 3 günün sonunda mutlaka bir sorun yaşarız. İşte bu yüzden uyku, yemekten katkat daha değerlidir. Buna rağmen çağımızda fazla yemek yeme sorunları yaşarken, fazla uyku sorunu yok. Çünkü ihtiyaç duyduğumuz o gece uykusuna yediğimiz o fazla yemek kadar bile değer vermiyoruz.
2. Uyku Düzeni
İnsanları, dünyayı değişmek yerine önce kendimizde bu sorunu düzeltmeye başlamalıyız. Geceyi dinlenme zamanı olarak belirleyip, günlük hayat düzenimizi kurmalıyız. İslam zaten bize bir gece-gündüz düzeni vermiş. Bu düzende gece, yatsı ezanıyla başlar, sabah ezanıyla biter. Önce ailemizde düzen oluşturmalıyız. Yatsı ezanından sonra namazlarımızı kılıp, artık dinlenme zamanının başlangıcı şeklinde işlerimizi bitirmeliyiz. Tabii ki gece çok önemli bir işi olan, örneğin, Allah (c.c.) rızası için yapılması gereken acil bir iş, milli bir güvenlik görevi, emniyet görevi vesaire gibi, cihatta nöbette bekleyen mücahit, mecburen yapılan bir yolculuk veya benzeri bir durum hariç yatsıdan sonra uyumaya giden bir aile düzeni kuralım.
3. Gündüzü Doğru Yaşamak
Gündüzü gündüz gibi yaşamalıyız. Gündüzü gece gibi yaşarsak veya geceye kendimizi hazırlamazsak gece doğru düzgün uyuyamayız bile. Gündüz uyuyoruz, dinleniyoruz, gece dinlenmeye, yorgunluk kalmıyor. Gündüz çalışıp, yorulup, dinlenmeyi geceye bırakmalıyız. Tabii ki bu düzeni oluştururken akşam yemeklerine de çok dikkat etmeliyiz. Akşam yemeğinde 10 günlük gıdayı sofraya yemek diye koyarsak, gece vücut da uyuyamaz. Doktorların tavsiyeleri üzerine akşam hafif, uygun yemekler yemeli ve uyumadan en az 3 saat önce yemek yemeyi bırakmalıyız. Gündüz yaşadığımız tüm yorgunluğu alacak olan sadece gece uykusu olmalıdır. Gündüz 20 saat bile uyusak gecenin 7 saat uykusu kadar verim alamayız. Allah (c.c.) gündüzü çalışmak, yorulmak, cihat etmek, iş yapmak, yürümek, yaşamak, ticaret yapmak gibi şeyler için yaratmış.
4. Çocuklar için Uykunun Önemi
Gece ve gündüzü birbirine karıştırarak sadece kendi uykumuzu, sağlığımızı değil çocuklarımızın da sağlığını, uykusunu bozuyoruz. Anne, babalar akşam olunca ‘haydi siz uyuyun’ diye çocuklarına sesleniyorlar. Siz uyanıkken çocuk neden uyusun? O uyurken siz yemekler yiyip, gülüp eğlenip güzel bir zaman geçireceksiniz ve çocuk bunu biliyorken neden uyusun? Gece uykusu olmadan çocukların vücutları kadar zihinleri, düşünce güçleri de yeteri kadar gelişmiyor, gelişemiyor. Sonra da sayısız sorunlar kendini göstermeye başlıyor. Geceyi ve gündüzü olması gerektiği gibi bir düzende yaşamaya önce anne, babalar başlayıp, çocuklarına da örnek olmalıdır.
5. Uyku, Günlük Hayat ve İbadet İlişkisi
Gece uykusu olmadığında sağlığımız, psikolojimiz, çocuklarımızın sağlığı, gelişmesi, psikolojisi bozuluyor; dolayısıyla çocukların tembel, sinirli, çeşitli hastalıklarla boğuşmasına sebep oluyor, kendimiz ise işlerimizi doğru düzgün yapamıyor, sürekli halsiz, yorgun oluyor, ibadetlerimizi tam yapamıyor hale geliyoruz. Sinirli, stresli, sürekli gergin halde, pimi çekilmiş bomba gibi etrafta dolaşıyoruz. Gece doğru düzgün uyumadığımız için sabah namazına kalkamıyorsak ne gecenin ne gündüzün bereketi kalır. Belki diğer herkes gece avmlere gidiyor, dışarıda geziyor, misafirliğe gidiyor olabilir ama biz kendimizden sorumluyuz. Herkes günah işliyor diye biz de günah işliyor muyuz? Biz müslümanların ölçüsü toplumun ne yaptığı değil, Allah’ın (c.c.) ne istediği olmalıdır. Nasıl ki annemizin karnından tek doğduysak, tek ölüp, tek başına sorgulanacaksak, yaşantımız ölçümüz de buna göre olmalıdır. Allah’ın (c.c.) huzurunda tek hesap vereceğim diye düşünerek topluma ayak uyduran değil, Allah’ın emirlerine uyan müslümanlar olmak zorundayız.
6. Gece Başka Gündüz Başka
Kaynaklar
GECE BAŞKA GÜNDÜZ BAŞKA [Hayat Rehberi – Nureddin Yıldız] 385.Ders
0 Yorum