Evlilik; Allah’ın bir emri, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in ise bir sünnetidir. Evlilik, cennete giden yolda hayat boyu bir sırdaş, derttaş, arkadaş edinmektir.
Cennete giden bu yol zorlu, zahmetli ve meşakkatli imtihanlarla dolu olabilir. Bu zorluklarla, imtihanlarla; ilk görüşmemizde, ailelerimizin tanışması sırasında, sözde, nişanda ve düğünde karşılaşabiliriz.
Takındığımız tavır, mü’min duruşumuz, Allah’ın emir ve yasaklarından taviz vermiyor oluşumuz, Rabbimizin rızasını kazanmamızı sağlayacaktır. Hayatımızın her alanında imtihan olurken, evlilik gibi ciddi bir müessesede Rabbimizin bizi sınamayacağını nasıl düşünebiliriz? Elbette birtakım zorluklarla karşılaşacağız. Biz düğünümüzü camii’de isterken, eşimizin ailesi salonda isteyecektir. Biz “oyun olmasın Kur’an okunsun” derken, karşı taraf “bizde adettir, oyun muhakkak olmalı” diyecektir. Biz, “kadın-erkek bir arada bulunmasın” derken, ailemiz veya akrabalarımız, “olur mu öyle şey, zaten bir kere oluyor” diyecektir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Aynı şey evliliğe adımımızı attığımız zaman da olacaktır. Hayatın her alanında imtihan içerisinde olduğumuzu asla unutmamalıyız ve kararlarımızı ona göre vermeliyiz.
Aşağıda sizler için bazı maddeler sıralamaya çalıştık. Cennete giden yolda, yol arkadaşımızı nasıl seçeceğimizi, bu yolda neler yapmamız gerektiğini, nasıl davranmamız gerektiğini kısa paragraflar şeklinde yazmaya çalıştık.
Rabbimiz, bu hayırlı yolculuğun sonunda cennetin kapılarından girerek, “Sabretmenize karşılık selâm sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!” kelâmını duyabilmeyi bizlere nasip etsin.
1. İlk görüşme
Kişinin evleneceği insanı görmeden, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan evlilik yapması yanlıştır. Evlenilecek kişi çağrılarak onunla konuşulmalıdır.
Evlenmek düşüncesiyle görüşecek olan tarafların yanında mutlaka üçüncü bir şahıs olmalıdır. Aksi halde “halvet” olarak tabir edilen “başbaşa yalnız kalma” söz konusu olur ki, bu caiz değildir. Evlenecek tarafların birbirini araştırmasının sünnetteki diğer bir şekli de doğrudan birbirlerini görmeleridir. Bunda erkek evleneceği kızın yüz ve beden güzelliğini öğrenir.
Erkeğin kıza, kızın da erkeğe ‘alıcı gözüyle’ bakması gerekir. Her iki taraf da birbirini incelemelidir. Bu haram değildir. Nitekim Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır: “Sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediğinde ona bakmasında bir sakınca yoktur. Ancak evlenme niyetiyle bakması caizdir…” (Neylü’l-Evtâr, 6: 110)
Her iki taraf da görüşme sonrasında içinden “Aradığım kişi bu…” diyebiliyorsa evlilik hareketi başlamış demektir. Arada bir tereddüt varsa bir süre beklenilebilir. Bir süre sonra hâlâ kalpler birbirine ısınmadıysa, karşı tarafın üzerine gidilmesi, baskı kurulması doğru olmaz. İlk görüşmelerde gönüller birbirine ısınmaya başlamalıdır.
2. İstihare
İlk görüşmelerin ardından kişi istihareye başvurabilir. Bu elbette bir zorunluluk değildir. Sünnet olan, istihareyi herkesin kendi yapmasıdır. Kişi, iki rekat namaz kıldıktan sonra Allah’tan hayır ister ve kalbinin ısınmasını talep eder. İki üç gün içerisinde ısınma olumlu seyrederse istiharenin sonucu hayır demektir. Aksi olur da istihare yapan kişi, evlilik görüşmesi yaptığı kişiye karşı rahatsızlık ve soğukluk belirtileri görürse sonuç olumsuz demektir. Bu durumda kişi, öbür tarafa kanaatini olumsuz olarak bildirmelidir.
3. Aileler arası görüşme ve isteme
İstihare olumlu çıktıktan sonra aileler arası ‘isteme’ düzeyine geçilebilir. Örf olarak erkek ailesi veya aileyi temsil eden kişi kız evinden randevu alıp gider. Durumu arz eder. Aileler onay verirse evlilik için en hareketli noktaya da gelinmiş demektir. Bu aileler görüşmesinde aile büyükleri genel hatları ile bu evliliği konuşmalıdırlar. Ayrıntılar ise evleneceklere bırakılmalıdır.
4. Söz ve nişan
Ailelerin de görüşmesi sonrasında, aileler ve evlenecekler bir iki hafta tefekkür ve istişare için bekleyebilirler. Ardından bir kere daha buluşup nişan yapılabilir. Nişanın dinimiz açısından hiçbir bağlayıcılığı ve zorunluluğu yoktur. Tamamen örf gereği yapılmaktadır. Nişanın salonlarda bir düğün görkemi ile yapılması bu çağın abartılarından biri olarak karşımıza çıkmıştır. Nişan, aile arasında olmalı ve abartılmamalıdır. Hiçbir şekilde nikâh ile uzak yakın ilişkisi yoktur. Mahremiyet açısından en ufak bir rahatlık getirmez.
Söz veya nişan görüşmelerinde erkek tarafı kız evine ya da kız tarafı erkek evine gittiğinde mahremiyete dikkat edilmelidir. Kız bu ortamda kahve getirebilir, “hoş geldiniz” diyebilir, ancak bunu bol bir elbise ile ve mesafeli bir şekilde yapmalıdır. Kadınlar ve erkekler beraber bir sofraya oturmamalıdır.
5. Nikah süreci
Tanışmadan nikâha kadar gençler görüşmeye devam edebilirler. Yeter ki yaptıkları görüşmeler, iki yabancı arasındaki görüşme sınırları içinde kalsın ve nikâhtan sonrasına da bir şeyler bırakan sınırlı sayıda bir görüşme olsun. İlk görüşmeler ile düğün ya da evlenip eve çekilme arasındaki zaman uzadıkça şeytanın fitne ihtimali de artar. İdeal olan bu iki iş arasındaki sürenin üç veya beş ayı geçmemesidir.
6. Düğün
Düğüne, zengin ve fakir ayırmadan mümkün olacak en kalabalık çevre davet edilmelidir. Bir kör taklit uğruna abartılı masraflar yapılmamalıdır. Yemek vermek Sünnet’tendir. Herkes kendi takatına uygun bir yemek ikram etmelidir. Etli bir yemek olması daha uygun olur. Alkol ve müzik gibi haramlar düğünlerde bulunmamalıdır. Gelinlik, çiçek ve benzeri batı taklitçiliğine kaçılmamalıdır. Düğünlerde erkeklerle kadınlar asla bir arada bulunmamalıdırlar. Perde ve benzeri ile ayrılmış tek bir salon değil de ayrı ayrı mekânlarda bulunmalıdırlar. Erkek kadınların arasına, kadın da erkeklerin arasına girerek fotoğraf çektirme gibi bahanelerle teşhircilik yapılmamalıdır. Düğünlerde cuma vaazı gibi vaazların yapılması gerekmez. Önemli olan tebrikleşmek ve ilan etmiş olmaktır.
peki şeriatımızda takı toplama var mıdır yani yukardaki şartlar sağlandığında takı toplanır mı?
İyi de kimseyi ayırt etmeden herkesi çağırın diyorsunuz, hemde kadın erkek ayrı salon diyorsunuz. Bizde istemiyoruz aynı ortamda bulunulsun ama iki salonun maliyeti hakkında fikriniz var mı acaba, bir ev kurmanın maliyetinide koyarsanız ortaya, kadınların ve ailelerin istek ve arzularınada koyarsanız bir potaya devasa bir maliyet ortaya çıkıyor. Daha sonra gençler neden günaha bu kadar çabuk kapılıyor diyorsunuz.
Selamün Aleyküm,
Evet masraflı olabilir ona bir şey demiyorum ama dinen uygun olmayan bir şeyden bahsediliyor buna karşi çıkmanız Allah korusun sizi küfre götürebilir.
Zaten nişan yapma zorunluluğu yok düğündede araya perde çekilir ki salon tutma zorululuk değil islamda nikahın duyurulması yani tanıdıkların bu nikahı duymasıdır evlilik gizli tutulmaz anlamında bide imkan ölçüsünde yemek yedirmek sünnetir
Selamün Aleyküm,
Evet masraflı olabilir ona bir şey demiyorum ama dinen uygun olmayan bir şeyden bahsediliyor buna karşi çıkmanız Allah korusun sizi küfre götürebilir.
Benim gördüğüm kadarıyla yazı müslüman çevreler arasında doğru bilinen yanlışları da içeriyor. Genel olarak hadis ve Kur’an’dan alıntı eksikliği yazının güvenilirliğini sarsıyor. En basitinden müzik haramdır demek ne kadar doğrudur? İmam Gazali bu konu hakkında sayfalarca anlatmıştır ne zaman haram ne zaman helal olduğunu. Alıntısız böyle bilgiler vermek irşad mı olur ifsad mı olur? Bu dediklerime yakın sözleri arkadaş çevremde de paylaştım. Benim kusurum varsa düzeltmeniz ve hakkınızı helal etmenizi dilerim. Allah’a emanet.
Müziğin haramlığı hakkında hadisler sabit.
Kalbimin ısınması için hangi duaları okuyabilirim hocam