İspanya’nın tarihinde yatan, Müslümanların oluşturduğu güçlü bir medeniyetin adıdır Endülüs. O zamandaki Müslümanların başarılarına erişmek şöyle dursun, maalesef başarıları hakkında da çok az şey bilmekteyiz.
Bettany Hughes’un sunduğu 2005 yapımı “When the Moors Ruled in Europe” Türkçe’ye “Müslümanlar Avrupa’ya Hükmederken – Dünya’nın İncisi Endülüs” olarak çevrilen bu belgesel, Endülüs hakkında birçok sorumuzu yanıtlayacak ve bilgi sahibi olmamızı sağlayacak niteliktedir. Bir saat kırk dakika olan belgesel Avrupa yapımı olsa da Endülüs’ü objektif bir şekilde ele almaktadır. İşte belgeselden bazı konu başlıkları:
1. El Hamra Sarayı
700 yıllık Endülüs medeniyeti sona erdikten sonra korkunç bir etnik temizlik başlamıştır. Fakat bununla yetinmeyen haçlılar, Endülüs Müslümanlarını kara, vahşi, uzaylı düşmanlar olarak tanımlamışlardır. Belgeselde ise bunun doğru olmadığı söylenmektedir ve bunun ispatı için El Hamra sarayını incelediklerini görmekteyiz. Gırnata’daki (Granada) El Hamra (Alhambra) Sarayı, 14. yüzyılda Gırnata’nın müslüman liderleri tarafından inşa ettirilmiştir. Saraya girildiğinde insanı etkileyen farklı bir havasının olduğu söylenmektedir. Fakat bunun sebebi sadece sarayın güzelliği değil, sarayın yapımında kullanılan mükemmel matematik orandır.
2. İslamiyetin Doğuşu
Belgeselde Peygamberimize ilk vahyin gelmesiyle İslamiyet’in başladığı söylenmektedir. Hicretin ardından sosyal yapısı olan Müslüman bir toplum inşa edilmiştir ve günden güne Müslümanlar ilerleyerek büyümeye devam etmektedir. İlk vahiy “Oku” olduğu için Müslümanlar eğitimden asla uzak kalmamışlardır ve dolayısıyla daima ilmin peşinde olmuşlardır. Belgeselde de Müslümanların neden ve nasıl ilimle meşgul olduğu ve neler yaptıkları görülmektedir.
3. İspanyanın Fethi
711 Temmuz’unda 7000 Berberi Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Avrupa’ya ulaşmıştır. 4 yıl içerisinde ise Müslümanlar bütün İspanya’yı fethetmiştir ve geldikleri ülkeyi Endülüs olarak adlandırmışlardır. İspanyol tarihçiler bu fethi vahşice ve acımasızca yapılmış bir saldırı olarak nitelendirseler de belgeselde bunun aksini gösteren kanıtlar yer almaktadır.
4. Şehzade Abdurrahman'ın Gelişi
18 yaşındayken ailesi katledilen şehzade Abdurrahman sağ kalmayı başarmıştır ve Endülüs’e gelmiştir. Belgeselde şehzade Abdurrahman’ın İslam Dünyası’nın merkezinden Endülüs’ün kalbine medeniyeti ve bilimi getirdiği söylenmektedir. Şehzade Abdurrahman kargaşa içerisindeki Kurtuba (Cordoba) şehrine gelerek şehri yeniden inşa etmiştir.
5. Kurtuba Ulu Camii
Belgeselde Şehzade Abdurrahman’ın Kurtuba’da yaptığı birçok değişiklik ve yeniliğe değinildikten sonra en önemli eseri olan Kurtuba Ulu Camii incelenmektedir. Bu camii dört futbol sahası büyüklüğüyle Endülüs’ün en büyük camiisi olmuştur. 600 mermer sütunu barındırdığı için sütun ormanı olarak da anılmaktadır. Belgeselde bu sütun ormanının insana sonsuzluk hissi verdiğine ve camiiyi oluşturan diğer farklı detayların da ayrı ayrı güzelliklerine değinilmektedir.
6. Müslüman Nüfusun Artması
Belgeselde modern İspanya’nın, o zamanki yerli nüfusun hızlı Müslüman olduğunu görmezden geldiği söylenmektedir. Fakat günümüz İspanyası ve tarihçileri her ne kadar görmezden gelse de gerçek tarihe bakıldığında, o zamanki insanların akın akın Müslüman oldukları ve Endülüs medeniyetinin yaşam tarzlarını benimsedikleri görülmektedir. Müslümanların getirdiği bir diğer yenilik ise kağıt olmuştur ve İspanya’ya geldikleri zaman kağıt fabrikaları açmışlardır. Hem bu sebeple hem de ilimle meşgul olduklarından kitaplarla ilişkileri de oldukça iyi olmuştur. O dönemde Fransa’daki krallık kütüphanelerinde 900’e yakın kitap bulunurken Kurtuba’nın 70 kütüphanesinden sadece birinde yarım milyondan fazla kitap bulunduğunu da belgeselde görmekteyiz. Devamında ise Müslümanların ilimde hangi alanlarda ve ne derece ilerlediklerini ve ilimde nasıl bu denli ilerleyebildiklerine değinilmektedir.
7. Yeni Bir Lider
Emevilerden olan III. Abdurrahman 912 yılında 21 yaşındayken Kurtuba’nın yöneticisi olmuştur ve 928 yılında da halifeliğini ilan etmiştir. Daha sonrasında ise Endülüs’ü İslam Dünyası’nın kilit güçlerinden biri haline getirmiştir. Devamında ise 10.000 işçi tarafından yapılan Medinetü’z-Zehra sarayının incelendiğini belgeselde görmekteyiz. Fakat belgeselde söylenilene göre III. Abdurrahman zamanını ve malını sanat ve kültür için harcadığından, askeriye yeteri kadar ilgi göstermediğinden dolayı bu saray yıkılmıştır. 300 yılın ardından maalesef halifelik böylece yok olmuştur.
8. Altın Çağın Sona Ermesi
11. yüzyılın başında III. Abdurrahman’ın Kurtuba’daki hanedanın sona ermesiyle Endülüs’ün altın çağı sona ermiş ve benzer sarsıcı olaylar art arda gelmiştir ve Haçlı Seferleri başlamıştır. 11. Ve 13. yüzyıllar arasında Hristiyan orduları Endülüs topraklarının çoğunu fethetmiştir. Büyük emeklerle kurulan medeniyeti yok etmeye ant içmişcesine her şeyi yakıp yıkmışlardır.
9. Değiştirilen Tarih
Belgeselin devamında Hristiyanların Endülüs’ü ele geçirdikten sonra Müslümanlara yaptıklarını ve tarihi nasıl kendi istekleri doğrultusunda değiştirdiklerini çarpıcı kanıtlarıyla görmekteyiz. İspanya’nın kahraman olarak adlandırdığı iki askerinin gerçekte çok farklı kişiler olması kesinlikle İspanya’nın iddia ettiği tarihiyle çelişmektedir.
10. Endülüsün Etkisi
Belgeselde 1248 yılında İşbiliye (Sevilla) topraklarının fethedilmesinin ardından Hristiyan bir kralın yaptırdığı sarayı görmekteyiz. Fakat bu saray Müslüman sarayını en çok da El Hamra sarayını andırmakta. Buradan da anlaşılıyor ki Hristiyanlar sözde inkar etseler de Müslümanların birçok şeyinden etkilenmişlerdir.
11. Rönesans Nerede Başladı?
Belgesel farklı ve çarpıcı bir gerçek üzerinde daha durmaktadır. İtalya’da başladığı iddia edilen Rönesans’ın aslında Endülüs’te Tuleytula (Toledo) şehrinde başladığı söylenmektedir. Müslümanların çalışmalarının Avrupa’da matematik, felsefe, tıp ve birçok alanda köklü değişimlere sebep olduğu görülmektedir. Belgeselde yer alan bir tarihçinin şu cümlesi her şeyi özetler niteliktedir: “Müslümanlar bu araştırmaları yapmasalardı, Rönesans’ın ve Bilimsel Devrim’in gerçekleşmesi imkansız olurdu.”
12. Endülüsün Yıkılışı
Hristiyanlar Endülüs topraklarını fethetmeye devam ederlerken, Gırnata (Granada) tamamen Müslüman kalabilmiştir ve 70.000 Müslüman 200 yıl daha burayı koruyabilmişlerdir. Kastilya (Castille) krallığına sahip kraliçe İsabel ve Aragon veliahtı Ferdinand’ın evliliğin ardından Gırnata, İsabel’in birleşik İspanya fikrine engel olduğundan bir yıl boyunca teslim olana kadar kuşatılmıştır. İsabel ve Ferdinand şehrin anahtarını aldıktan sonra Endülüs resmen sona ermiştir. Belgeselin devamında Endülüs’ü bitirenlerin Müslümanlar’a yaptıkları zalimlikleri görmekteyiz.
13. Son Olarak
Endülüs hakkında hiçbir bilginiz olmasa bile bu belgeseli izleyerek yeterli ve gerçek bilgiye ulaşacağınızı düşünmekteyiz. Duamız odur ki Müslümanların zamanında neler başardığı öğrenelim ve Müslümanlar olarak biz de benzer başarıları hedefleyelim ve çalışalım. Gayret bizden, takdir ve tevfik Allah’tandır.
14. Belgesel
0 Yorum