İnsanoğlu yürümeyi öğrendiği andan itibaren uçmanın hayalini kurmuştur.
Tarih, uçmayı deneyen insanların hikaye ve efsaneleri ile doludur. Bunların içinde en meşhuru, güneşe çok yakın uçması sebebiyle kanatlarındaki tüyleri birbirine yapıştıran bal mumunun erimesi sonucu denize düşüp boğulan Icarus’un efsanesidir. İlk başarılı uçuş denemesi MÖ. 5. yüzyıl civarında Çinliler tarafından uçurulan uçurtmalardır, ancak ilk başarılı insan uçuşu denemesi MS. 875 yılında Endülüs Devlet’nin Kurtuba şehrinde Abbas İbn Firnas adındaki bir müslüman tarafından gerçekleştirildi.
Abbas İbn Firnas, bugünkü adı Ronda olan, Endülüs’ün İzn-Rand Onda şehrinde doğdu ancak İslam dünyasının önemli eğitim merkezlerinden biri olan Kurtuba Emirliği’nde yaşadı. O, bir bilge idi; kaşif, mühendis, havacı, hekim ve Arap şairi.
Hikayeler, İbn Firnas’ ın MS. 852 yılında Armen Firman adında birinden etkilendiğini söyler. Bu kişi hayatını akrobasi gösterileriyle kazanıyordu. Bir bilim insanı değildi ancak etrafındaki doğayı gözlemleyerek ve uçuş mekaniklerinin temel anlayışına dayalı, ahşap çubuklarla desteklemiş ipekten bir kıyafet dikti. İlkel makinasını alan Armen Firman, Kurtuba’ daki Ulu Camii’nin minaresine çıkarak oradan atladı. Uçamadı, yere çakıldı ve şans eseri uçan acaip aleti, inişini yavaşlatacak şekilde şişti böylece son hızla düşmekten kurtuldu. Yere çakıldığında hafifçe yaralandı ama sakaltlanmadı ya da ölmedi. Bu muhtemelen dünyanın ilk paraşüt atlayışıydı.
İbn Firnas kalabalığın arasında olayı izliyordu ve sonuçlarından çok etkilenmişti. Girişimin çılgınca ve bilimsellikten uzak olmasına rağmen, biraz daha üzerinde araştırma yapılması gereken bir fikir pırıltısı oluştu. Bu, İbn Firnas’ı havacılık alanına ilgi duymaya sevk etti.
875 yılında, Armen Firman’ den 23 yıl sonra, 70 yaşındaki yaşlı İbn Firnas, diğer çalışmalarının yanısıra geçen yıllar içerisinde uçuşun doğası üzerinde çalışarak ilk uçan makinasını yaptı. İpek ve tahtadan yapılmış ve üzerine de gerçek kuş tüyleri diktiği bir çift kanat yaptı. Arus Dağı’nın tepesindeki bir kayadan atladı. Bir müddet havada süzüldü. Görgü tanıkları bunun on dakika sürdüğünü söylediler.
İnişe geçtiği sırada, tasarımında bir sorun olduğunu farketti. Bütün enerjisini havalanma düzeneğine harcadığını ama iniş düzeneğini atladığını farketti. Hızını kontrol edemeksizin, yeryüzüne yaklaştıkça çok yüksek bir hıza ulaştı. Yere çarptığında, sert bir şekilde çarptı ve ciddi oranda kendini yaraladı.
Bu olaydan sonra İbn Firnas 12 yıl daha yaşadı. Bu son yıllarında, o doğru günde yanlış gidenin ne olduğu üzerinde düşünüp taşındı ve tasarımında inişini yavaşlatan bir düzeneğin olmadığı sonucuna vardı. Kuşlar hızlarını yavaşlatmak için kanatlarını ve kuyruklarını uyumlu bir şekilde kullanırlar ve yere değmeden öncede hızlarını keserler. İbn Firnas bir kuyruk tasarlamayı unuttuğunu farketti.
İbn Firnas, hayatı boyunca tekrar bir uçuş denemesi gerçekleştirmedi. 1630-1632 yılına kadar, bir Osmanlı Türk’ü olan Ahmet Çelebi tarafından tekrar uçuş denemesi yapılana kadar yüzyıllar geçti. 1783 yılında Montgoflier Kardeşler, Paris’te içinde insanların da bulunduğu sıcak hava balonu uçurdular. Fakat, ancak 1853 de,yani 875 yılında Abbas İbn Firnas tarafından gerçekleştirilen ilk denemeden neredeyse 1000 yıl sonra, Sir George Cayley tarafından aerodinamik teorisinin temel mantığına dayalı ilk planörü yapılabildi ve İngiltere’nin Yorkshire şehri üzerinde havada süzüldü.
Abbas İbn Firnas insanlı uçuş denemesi ile bilinir, ancak pekçok başka başarıları da vardır. O, içinde dönen gezegenlerin bulunduğu mekanize gökevi kuran bir astronomdu. Mekanik cihazlar ve kronometreyi araştırıp inceledi. Kristal, kuartz ve kuma olan merakı, onu daha sonra tasarlayacağı Endülüs tarzı cam bardakları yapmak için, kumu eritip cama dönüştürmesini bulmaya sevk edecektir. Camdan yapılan herhangi birşeyi, lensleri ve onların büyüteç kaliteleri üzerinde deneyler yaptı.
Gezegen Sistemi isimlendirme Çalışma Grubu (IAU/WGPSN), Abbas İbn Firnas’ın başarılarının takdiri olarak, 1976 yılında onuruna aydaki bir kratere’İbn Firnas’ ismini vermiştir.
Unutulmuş İslam Tarihi’nin izniyle tekrar basılmıştır.
0 Yorum