Baştan aşağı acziyet içerisindeyiz. Muhtacız. Elinden tutulmaya, yardım edilmeye muhtacız. İstemeye mahkumuz. Verilmese aç kalırız, naçar düşeriz. Umudumuz sönerse yıkılırız; gözümüzün feri, dilimizin neşesi gider.
İstememiz ayıp değil, yalvarmamız kabahat değil. İlk insandan son insana kadar en büyük hakikatlerden biridir bu. Biz isteyeceğiz , Rabb’imiz verecek. O ne büyük bir mevladır ki kendisinden istenince memnun olur. İsteyeni sever, istemeye yanaşmayanı sevmez. O büyük mevladır, kapısı ne büyük kapıdır.
İstememizin, acziyetimizin, kapısında kapısında durmamızın adı olan “dua” bizim yegane silahımızdır. Duamız bizi ayakta tutar. Duamız sayesinde listelerde adımız yazılı kalır. Bunun için dua, olduğu gibi ibadettir. Kulluğun ta kendisidir.
1. Duanın Yeri ve Zamanı Yoktur
Nefsi bunalan, şehvetlerinden sıkışan, kendini zapt etmekte zorlanan, duaya sarılsın. Duaya sarılan, kendisine pek yakın bir Allah bulacaktır. Rahmeti ile kullarına muamele eden Allah’ın, rahmetini ve dertlerine çareler lütfettiğini görecektir.
2. Dua Bir İbadettir
Dua en kolay ibadetlerdendir. Dua; karada, denizde, havada, hastayken, sağlıklıyken, zenginken, fakirken, gece, gündüz yapılabilir. Dua, elimizdeki en canlı kulluk belgemizdir. Onunla günahlarımızdan temizlenir, onunla makamımızı yükseltiriz. Onun en büyük ibadetlerden olduğunu gösteren bir işaret olarak Kur’an’ın dua olan Fatiha suresi ile başlaması yeterlidir.
3. Dua Et, Gerisine Karışma
Dua, bizim kanuni bir hakkımız değildir. Dua, Rabb’imizin bize lütfudur. Dolayısıyla dua eden kişi, şu kadar gün içinde cevabını alacağını beklemek yerine dua edip rahat etmeyi tercih etmelidir. Duanın ciddiye alınmasının kabule etkisi olduğuna göre duanın sonuçlarını görmeyi şart koşmak gibi bir tutum, duada kabulü engelleyen nedenlerden olur.
4. Duada Çizgiye Dikkat Et
Dua, ihlasla yapılır; boynu büküklerin duası, şımarıkların duasından daha makbuldür. Tevbe, duayı güçlendirir. Bir kere dua edip kenara çekilmek yerine sürekli dua etmek, aynı şeyleri istemek gerekir. Duada, eller kaldırılır; bu, sünnettir.
Dua, bir çeşit oruç, hac, namazdır. Bazı ibadetlerin namaz gibi abdest alınarak, kıbleye yönelerek yapılmıyor olması, kulun o ibadeti hafif görmesine neden oluyor. Duada da böyle bir durum vardır. Halbuki namazın kabul olmasını bile sağlayan belki de o duamızdır. Kulluk kapısından kovulmayışımızın sebebi bile duamız sayesinde olabilir. Duaya hak ettiği değeri vermemiz gerekiyor. Kulların duaya puan vermesi büyük yanlışlardan biridir. ” Şu dua kabul olmuştur, bu dua kabul olmamıştır.” şeklindeki düşünceler şeytanın bir tuzağıdır. Kul dua eder ama değerlendirme yapamaz. Dua; ibadettir hatta ibadetin özüdür. Onun kutsiyetiyle, en üstün umuduyla sürdürmek gerekir. Başka neyimiz kalır eğer duamız da elimizden giderse? Başka neyimiz var? İki damla göz yaşımız ve Rabbimiz’den istek listemiz….
5. Duada Sabır
Nureddin Yıldız’ın “Bu Zamanın Sabrı” adlı eserinden alıntıdır.
Allah razı olsun
Teşekkürler