“Kendimin bir diriliş eri olduğuna inanıyorum. Bir diriliş cephesi bulunduğuna ve kendimin de o cephede bir savaş adamı olduğuma, olmam gerektiğine inanıyorum.”
1. İnkar tutsaklık, inanç özgürlüktür.
Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.
2. Davamız hakikat davasıdır.
Benim inandığım ve bağlandığım dava, ilk insan ve ilk yol göstericinin, dünyayı dolduran inkara karşı özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh’un ebedi kurtuluş sancağını uygarlıklar başkentine diken, ateş imtihanından geçmiş ve kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti İbrahim’in, toplumu yönetecek altın kuralları sütunlar gibi ufkumuzda yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hazreti Musa’nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti İsa’nın ve nihayet en büyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizik ötesini aydınlatıcı son peygamber Hazreti Muhammed’in davasıdır.
3. Hakikat savaşı...
Evet, tarihi şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve hakikate karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve hakikate karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
4. Artık en büyük savunma savaşını içimizde veriyoruz.
Cephede yurdu korumakla, yurdun içinde kendi medeniyetimizi gözler önünde tahrip edenlerle savaşmak, birbirinden farksızdır.
Kaynaklar
| Sezai Karakoç, Diriliş Neslinin Amentüsü.
0 Yorum