.
1. Allah İle Korkutmak
Son yıllarda çok fazla üzerinde durulan bir konu bu. Birçok eğitimci ve ebeveyn, çocukların Allah’ın rahmetinden önce gazabıyla tanışmasının doğru olmadığı yönünde bilinçlendi neyse ki. “Allah seni taş eder, cehennemde yanarsın” gibi cümleler çocuğun iç dünyasında, Allah’ın yakıcı ve taş edici bir ilah olduğu imajını geliştiriyor. Sevgiden ziyade korku duygusunu pekiştiriyor. Böylece dini öğeler çocuğun zihnine sevgi ve özlem gibi sıcak duygularla değil, korku ve baskı gibi uzaklaştırıcı hislerle kodlanıyor. Dinden uzaklaşmasa bile birçok kişinin yetişkinlik çağında namaza devam sebebi Allah rızasından ziyade “cehennem korkusu” olabiliyor. Oysa salih bir kul olma isteği ne cennet sevgisi ne cehennem korkusundan beslenir. Onun kaynağı sadece Allah rızasına ulaşma arzusudur.
2. Örnek Olmak Yerine Örnek Göstermek
Anne babaların din eğitiminde en büyük yanılgısı budur aslında. Kendi halini düzeltmeden çocuğa iyi bir davranış kazandıracağını düşünmek… Uzmanların “Çocuğunuza iyi örnek olmalısınız, çocuğunuz sizin davranışlarınızı taklit eder” sözleri de bu gerçeği destekler. Birçok anne baba kendisinin yaptığı gıybete bakmaz ama çocuğunun bir evliyanın yanında yetişmiş gibi ibadete uçarak gitmesini, günahlardan koşarak uzaklaşmasını bekler. Komşunun ahlaklı çocuğunun meziyetlerini sıralar. Unutmayalım ki anne babası düzenli Kur’an okumayan bir çocuğun komşunun oğlu gibi severek Kur’an okumasını beklemek pek gerçekçi değildir.
3. Eğitimi Hocalara Havale Etmek
Matematik, Türkçe, Fen… Sınıfta öğretmen dersi anlatır ama yetmez, bir de eve ödev verir. Okul dersleri bile bir şekilde eve taşınırken din eğitiminin eve taşınmaması düşünülemez. Çocuğunu çeşitli kurslara gönderen anne babalar din eğitiminde hocaların verdiği kadarının yeteceğini sanır. Kursta, sohbette işlenen bilgileri eve geldiğinde karşısında görmeyen bir çocuğun bunları pekiştirmesi nasıl mümkün olur? Şükretmenin çok önemli olduğunu öğrenen çocuk evde sürekli ulaşamadığı nimetlerden dert yanan anne babasını gördüğünde bu öğrendiği kafasında sadece bilgi olarak kalır.
4. Sıkboğaz Etmek
Çocukların hayatında kurallar olmalıdır. Ancak onların henüz çocuk olduklarını da unutmamak lazım. Anne babası ibadetlerini eksiksiz yapan ve haramlara son derece dikkat eden kişilerin aynı hassasiyeti çocuktan beklemeleri normaldir. Ancak onların çocuk yahut genç olduklarını bilerek biz yetişkinler kadar kendilerini ibadete veremeyeceklerini kabul etmeliyiz. Temel noktalarda yanlışı veya eksiği olmayan çocuğa, fazladan kurallar koymak Allah’ın ona tanıdığı sınırı daraltmak olur. Yine din eğitimi amaçlı oynadığınız bir oyundan sıkıldığında çocuğu devam etmesi için zorlamayın. Hazır ve oynamaya istekli olduğu zamanı bekleyin.
5. Hevesini Alsın Diye Düşünmek
Din eğitiminde en sık yapılan hatalardan biri de “Hevesini alsın” diyerek henüz yükümlülük çağına gelmemiş çocuğun uygunsuz davranışlarına müsaade etmek hatta bu konuda çocuğu teşvik etmektir. Birçok anne baba “Nasıl olsa şimdi yükümlü değil” düşüncesiyle kızlarını oyuncak oje, ruj gibi makyaj malzemeleriyle tanıştırmakta bir beis görmüyor. Fakat bu şekilde çocuğun dünyasına ileride engelleyeceği unsurları kendisi sokmuş oluyor. Çocuğu böylesi bir çelişkinin içine sokmak gelecekte yaşanacak bir gerilim hattı oluşturmak anlamına gelir ve bu da ona yapılan büyük bir haksızlıktır esasında.
6. Sevgiyi Değil Kuralları Öne Çıkarmak
“Neden namaz kılmamız lazım?”, “Neden Kur’an okuyoruz?” gibi sorulara “Allah öyle emretmiş” şeklinde cevap vermek yanlış değildir şüphesiz. Fakat bu ifade yerine “Allah bizi sevsin diye” cevap vermek özellikle küçük çocuklar açısından daha uygundur. Bu şekilde hem dini kuralların sevgi ile benimsenmesi sağlanmış olur hem de çocukta Allah rızası düşüncesinin temeli atılmış olur.
7. Geç Kalmak
Din ve ahlak eğitiminin yeri ve zamanı yoktur, tüm hayatı kapsar. Dolayısıyla bir çocuk doğduğu andan itibaren bu eğitime tabidir. Anne babasının her hali onun için birer derstir fakat pek çokları bunu bilmez. 6-7 yaşlarında kursa/okula gitme zamanı gelince eğitimin başlayacağı sanılır. Böylelikle çocuğun kişiliğinin oluştuğu en önemli dönemi (0-6 yaş) kaçırılmış olur. Bu en verimli ve kıymetli dönemleri kaçırmamak adına anne babalar çocuklarını anlayacakları şekilde dini unsurlar ile tanıştırmalı ve dini unsurları, onun hayatın bir parçası şeklinde algılanmasını sağlamalıdır.
Kaynaklar
Semerkand Aile Dergisi- Hatice Metin
Maşaallah çok hoş bi yazı olmuş 🙂