Merak etmeyin, ideal eşler olmak için tartışmayan eşler olmanız gerekmez.
Mutlu birer eş olmak istiyorsanız, tartışmamayı değil, tartışmadan nasıl sıyrılabileceğinizi, tartışmayı nasıl fırsat olarak değerlendirebileceğinizi öğrenmeniz gerekir.
Hangi konuda olursa olsun, her tartışmanın kontrolden çıktığı bir aşama vardır. Bu aşamadan sonra, genellikle tartışma konusu değil, kişilikler hedeflenir; uzlaşmak değil karşı tarafı susturmak, çaresiz bırakmak amaçlanır; onarmak için değil yaralamak ve yok etmek için konuşulur.
İşte bu aşamanın yaklaştığını fark eder etmez yapabileceğiniz 9 öneri
( Mücadele edin 🙂 ve eşinize bu yazıyı okutun )
1. Tartışmanın Ortasında Bir Yerde, Konuşmanızı Tamamen İlgisiz Bir Konuya Kaydırın
”Eşarbın da pek yakışmış!” ( ^-^ )
”Çocuklar bugün okuldan erken mi dönecek?” Böylece duygularınızı kontrol altına alabileceğiniz bir boşluk oluşturmuş olursunuz. Hem kendinize hem eşinize duygusal manevra alanı açarsınız.
2. Her Şeye Rağmen Espri Yapın
”Ne güzel de kızarmış benim karıcığım” Tartışmanın kızgınlığa dönüşebileceği anda espri yapabiliyorsanız, önemli olanın tartışma konusu değil eşiniz olduğu mesajını verirsiniz.
3. Beden Dilinizi Kullanın
Eşinize şefkatle dokunun. Tartışmanın kızışmasıyla aranızda ki fiziksel mesafenin de arttığını görebilirsiniz. Eşinize dokunmanız bu uzaklaşmayı tersine çevirdiği gibi duygusal yakınlığınızı da yeniden başlatır.
”Biliyoruz bu kararı vermek sizin için zor”
4. Eşinizle Aynı Tarafta Olduğunuzu Belirten Bir Söz Söyleyin
”Haklısın canım, bu ikimizin problemi.” ”Koltukların eskimiş olması beni de mahcup ediyor. Ben de misafirlerimizi güzel bir ortamda karşılamak isterdim.” Bu tür sözler, neyi tartıştığınızdan çok niye tartıştığınızı gündeme getirir. Tartışmayı gereksiz ve yıkıcı eyleyen de çoğu kez niye tartışıldığının unutulmasıdır.
5. Geri Çekilmeyi Bilin
Köşeye sıkışmaktan kurtarın kendinizi. Dövüş sanatların da olduğu gibi, karşınızdakini etkisiz hale getirmek için biraz geriye çekilecek bir alan bırakmalısınız kendinize.
Elbette eşinizle dövüşüyor değilsiniz ama tartışmanın gerginliğini çözmek için ”rakibinizi” etkisizleştirme becerinizin olması gerek. Bu yüzden, her zaman için onun gönlünü çelen bir iltifatı yedeğinizde tutun. 😉
Ona bardağın dolu tarafını da gördüğünüzü gösterin. Onu taktir edin.
6. Ara Verin
Tartışma çok kızışıyorsa mekanı değiştirin ya da 5 dakika da olsa ara verin. Bu durumda herkesin bulunduğu yerden daha farklı bir konuma geçme fırsatı olacaktır.
Kızgınlıkla birbirinizi küçümseyebildiğinizi, tahkir edebildiğinizi, kırdığınızı, onarılmayacak yaralar açabildiğinizi ancak böylesi teneffüslerde fark edebilirsiniz.
7. Tartışmanın Aynı Tarafında Olduğunuzu Unutmayın
Kavga etseniz bile yine de birbirinizin iyiliği için var olduğunuzu hatırdan çıkarmayın.
Kavgayı birbirinize karşı değil, ikinizin birlikte aradaki soruna ve anlaşmazlığa karşı sürdürdüğünüzü unutmayın.
8. ''Nasılsa Barışırız!'' Demeyin
Çok kısa bir süre için görüştüğünüz birilerine karşı nazik olmak daha kolaydır. Hem süre nezaketinizi testlere tabi tutmayacak kadar kısadır hem de bir daha görüşemeyecek olma ihtimali, sizi kırıcı olmamaya zorlar… Oysa evlilik gibi uzun süreli bir ilişkide ”Nasılsa özür dilerim, barışırız!” ”Daha önce de kavga etmiştik, bir şey olmamıştı!” gibi tampon gerekçelerle kırıcı ve yıkıcı saldırılar yapabilirsiniz.
9. Birbirinizin İyi Yanlarının Görün ve de Gösterin
Tartışmalar bir okyanusun ortasındaki de dalgalara benzer. Okyanus ne kadar derinse, dalgaları da o kadar yüksek olur. Okyanus ne kadar genişse, dalgalarla başa çıkma mecburiyeti de o kadar kaçınılmaz durur. Evlilik de derin ve geniş bir denize benzer. Dalgalanması kaçınılmaz olduğu gibi, dalgalarından da kaçınılmaz.
Öyleyse, dalgalanmalara hazırlıklı olun. Fırtınasız günlerde, rüzgarsız ve güneşli havalarda, bu derin ve geniş okyanusun tadını çıkarın ki, dalgalarının da çekilir olduğuna kanaat edesiniz. Mutlu çiftler günde en az 5 kez, birbirleri hakkında ve ilişkileri üzerine olumlu sözler söyler. ”Ne iyi ettim de seninle evlendim!” ”Allah, bize ne güzel çocuklar verdi.” ”yüzüne bakınca huzur duyuyorum.” İhtimal ki bu tür duyguları günde beş kezden çok daha sıklıkla hissediyoruz ama dillendirme ihtiyacı hissetmiyoruz, dillendirmeyi gerekli görmüyoruz.
Tam aksine eşinizin güzel yanlarını görün ve de gördüğünüzü açıkça gösterin. Kim bilir, gördüğünüzü gösterme niyetlerinizi görmenize de yardımcı olacaktır.
Kaynaklar
”Ve aşk evliliğin ellerinden tuttu” kitabından derlenmiştir.
0 Yorum