1887’de 31 yaşındayken İslam’la şereflenen William Henry Quilliam, fikirlerini kitlelere ulaştırarak, İngiltere başta olmak üzere Müslümanların azınlıkta olduğu birçok ülkede İslam’ın yayılmasına vesile olmuş ve buradaki pek çok Müslüman için rol model olmuştur. Sultan II. Abdulhamid tarafından Britanya Adaları’nın Şeyh’ül İslam’ı olarak atanan 19. yüzyılın bu önemli şahsiyetini beraber daha yakından tanıyalım.
1. Kimdir?
William Henry Quilliam 1856 yılında Liverpool’da doğdu. Eğitimini tamamladıktan sonra avukat olarak çalışmaya başladı ve Liverpool’un en başarılı avukatlarından biri oldu. Ailesinin, Wesleyan Metodistlerine bağlı Temperance hareketine mensup olduğu bilinmektedir. Alkol kullanmayı yasaklayan bu inanca sahip bir ailede yetiştirilen Quilliam, üniversite yıllarında aktif olarak Temperance hareketi içerisinde Liverpool şehri ve çevrelerinde alkol karşıtı fikir ve eylemlerde bulunup halkı bilgilendirme misyonunu yüklenmiştir. 1880’lerde sağlık sorunlarına çözüm aramak niyetiyle gittiği Fas’ta yaşadığı birkaç olay sonrası İslam’a ilgi duymaya başlayan Quilliam, 17 Haziran 1887 yılında verdiği bir konferansta Müslüman olduğunu ve ismini Abdullah olarak değiştirdiğini açıklamış, çok geçmeden de onu 19. yüzyılın önemli şahsiyetlerinden biri yapacak çalışmalarına başlamıştır.
2. Çalışmaları
Aktif olarak tebliğ çalışmalarını sürdüren Abdullah Quilliam, çeşitli dergiler ve gazeteler çıkardı, bunun yanında İngiltere’nin kayıtlı ilk camisi de olan Liverpool İslam Cemiyeti’ni kurdu. 1887 Temmuz ayında 3 üyeyle kurulan bu cemiyetin, üye sayısı sonraki sene 12’ye ulaşmıştır. Bunun yanında, Din-i İslam olarak yayınladığı ilk kitabı dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. Sosyal planda da İslamiyet’i oturtmak isteyen Quilliam, gayrimüslim çocukları İslami eğitimle yetiştirmeyi amaçlayan Madina House adlı bir yetimhane kurdu. İslam’ın sempati kazanması sonucu artan düşmanlık dolu propagandalara karşı Quilliam, medya araçlarını etkili bir biçimde kullandı. Enstitü tarafından çıkarılan The Crescent (el-Hilâl) isimli haftalık gazete ve aylık Islamic World (el-Âlemü’l-İslâmî) isimli dergilerle dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaşabilmeyi başardı. Her iki yayın da 1893 yılında basılmaya başlanmış ve 1908 yılına kadar aktif yayını sürdürmüştür.
3. Şeyhülislam Abdullah Quilliam Efendi
Tüm bu çalışmaların yapıldığı dönemde İngiltere ve Fransa’da sahnelenmek istenen ve peygamberimizi (aleyhisselatu vesselam) küçük düşürmeyi hedefleyen Play Mohammed oyunu sergilenmek isteniyordu. Bu oyunun oynanmasına engel olmak isteyen Quilliam ve arkadaşları, Rafiuddin Ahmed’in kaleme aldığı mektubu İngiltere başbakanına gönderdi. Bu mektup Times gazetesinde yayınlanacak kadar dikkat çekmiştir. Bunun sonucu olarak İngiltere hükümeti oyun yasaklatma kararı aldı. Başbakanlık Osmanlı arşivlerinden de ulaşılabilen bir belgede durum Rafiuddin Ahmed tarafından Sultan II. Abdulhamid’e 24 Ekim 1890 yılında bir mektupla bildirilmiş ve Sultan büyükelçilik aracılığıyla bu çirkin tiyatro oyununun yasaklanmasındaki gayreti için minnettarlık ifade edilmiştir. Diğer tüm çalışmalarıyla zaten ismi duyulan Enstitü ve Quilliam, bu girişimden sonra İslâm dünyasından pek çok üst düzey diplomat ve yetkilinin daha da dikkatini çekti. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, dünya Müslümanlarına ulaşma noktasındaki başarısı ve İslam’ı yayma çabalarından ötürü Sultan II. Abdulhamid, 1893’te sıra dışı bir uygulama olarak onu Osmanlı’nın Britanya’daki Şeyhu’l-İslâmı olarak atadı. Bu gelişmeden sonra Enstitü sembolik olarak Britanya’da Müslümanları temsil eden bir merkez konumuna geldi ve Liverpool’da duraklayan tüm Müslümanların ve diplomatların uğrak yeri olan bir ibadet ve kültür merkezi oldu. Quilliam’ı, Afganistan Emiri Abdurrahman Han Britanya Müslümanlarının lideri olarak kabul etmiş, Pers Şahı ise Liverpool Büyükelçisi olarak tanımıştır.
4. Vefatı
Dünyadaki siyasi karışıklığın Müslüman dünyayı da yakından etkilediği bir dönemde, verdiği bazı fetvalar, bir takım çevrelerce onaylanmadı ve tepki çekti. Faaliyetlerinden rahatsız olan pek çok kişi ve kurum olduğu için, Quilliam ve arkadaşları pek çok İslamofobik saldırıya maruz kaldı ve İngiltere’den ayrılmak zorunda kaldılar. Quilliam İstanbul’a geldi. Ancak çok geçmeden Sultan II. Abdülhamid tahttan indirildi. Bunun sonucu olarak, Abdullah Quilliam’ın da şeyhülislâmlık görevi düşmüş oldu. Bir süre ortalardan kaybolduktan sonra [sonradan öğrenildiğine göre] Haroun Mustapha Leon ismiyle İngiltere’ye geri döndü. Değişen dengeler sebebiyle eskisi kadar aktif rahat ve aktif çalışma sürdüremedi. Zaten onun İngiltere’den ayrılmasıyla İslami çalışmalar yavaşlamış ve sonunda da durmuştu. Cami olarak kullanılan yapı onun İngiltere’den ayrılmasıyla kapatıldı ve emlak onun ölümüyle satıldı. Quilliam 1932 yılında Woking yakınlarında vefat etti.
5. Dolu dolu bir ömür
Quilliam ve arkadaşları, pek çok açıdan ilklere imza atmıştır. Onların çabalarıyla İslam İngiltere ve Avrupa’da hızla yayıldı. Dünyada Müslümanlar hakkındaki ayrımcılık ve yaygın olumsuz algıyı ve önyargıları yıkmayı, yaptıkları yayınlarla Britanya imparatorluğunun yönetimi altındaki Müslüman azınlıklara ulaşmayı ve onları Britanya’daki faaliyetlerinden haberdar etmeyi amaçlamışlardı. Yaptığı tüm tebliğ çalışmalarıyla, yazı ve söylemleriyle Şeyhu’l-İslâm olarak İngiltere’deki Müslümanları temsil ettiğini ve tüm İslâm ümmetinin emiri olan Halife’ye bağlılığını göstermiştir.
Allah onlara rahmet eylesin.
Kaynaklar
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/342285
http://www.abdullahquilliam.org/about-abdullah-quilliam/
https://medium.com/@yahyabirt
Cihad ve sonrasında apaçık bir zafer. Allah’ın değişmez kanunu. Yeter ki biz mücadele edelim.