Bir zamanlar bakışlarını indiremeyen bir delikanlı varmış,
Bir çok yol denemiş ama hep hüsrana uğramış,
Sonunda çıkmış karar, iyi bilinen bir şeyhe gitmeye
Büyüyen umutsuzluğuna, sorup tavsiye aramış
Şeyh demiş ki, genç çocuk ‘’Tamam bir isteğin var,
Bu çok da güzel, ama önce bir görevini benden al,
Diğer yanında kasabanın, oturan dostuma ,
Günes batmadan hediyesini veririm, günlük karar’’
İşte bir çanak süt, neredeyse tam dolu,
Al götür bu çanağı sakın da dökme onu!
Alim dostuma git bu büyük görevle,
Anlayalım ki hatasız yapacaksın işte bunu’’
Delikanlı, çanakla başlamış yürümeye,
Devam etmiş, isi tamamlamayı dilemeye,
Her adımda, rehberi gözü açık onu izlemiş,
Sanki beklermiş gibi hatayı hemen görmeye
Görevi bitip bilgeye geri döndüğünde,
Demiş ki ‘’Külfet bitti, sıra geldi tavsiyeye’’
Şeyh demiş ‘’Aferin, ama söyle bakalım hele,
Rastlamış mısın kocaman ağaçlı eve?’’
Delikanlı ‘’Yok, farketmedim ki’’ demiş
Şeyh ‘’Amcamın sokağında onu da mı görmedin?’’ demiş
Delikanlı, ‘’Görmedim ne amca ne de ağaç,
Dediklerine baksaydım süt dökülürdü’’ demiş
‘’Korktum dostundan, gözlerini kırpmıyordu
Çok dikkat ettim, düşündüğüm tek buydu!’’
Şeyh gülümsemiş, ‘’Görev bitti, git haydi,
İstediğin cevabı verdi sana oldu mu!’’
‘’Elindeki şişe varya pür dikkat taşıdığın,
Güzel amellerindi, daha önemlisi yok bunun,
Eğer yaparsan , her hatanı kaydeden,
Melekler var bilesin , emrinde hata konusunun!’’
‘’Hayat benzer bir yolculuk, farklı yolları olan,
Dümdüz yürü ey genç, yoldan sapma ve odaklan!’’
0 Yorum