Siz veya çocuklarınız sabahları kahvaltı yapmaya vakit ayır(a)mıyor ve bunun yerine mısır ve tahıl gevrekleriyle bu öğünü geçiştirmeyi mi tercih ediyorsunuz? Ya da çocuğunuz okuldan acıkmış olarak geldiğinde ilk olarak tahıl gevreği paketine mi sarılıyor? Cevabınız ”evet” ise size üçüncü sorumuzu yöneltiyoruz:
Peki mısır gevreklerinin markalarca vadedildiği gibi sağlıklı besinler olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eğer sağlıklı olduklarını düşünüyorsanız, sizi gerçeklerle yüzleşmeniz için bu kısa haber yazımızı okumaya davet ediyoruz.
1. Tam Bir Şeker Deposu!
Çoğumuzun aldığımız paketli gıdaların içeriklerini okumak gibi bir alışkanlığı yok malesef. Buna mısır ve tahıl gevrekleri de dahil. Fakat gerçek şu ki çoğu gevrekler 100 gram’lık bir porsiyon başına 12 gram şeker içeriyor. Ve bu sağlıklı olduklarını düşünemeyeceğimiz kadar çok yüksek bir miktar.
Dünyaca ünlü Times Dergisi mısır gevrekleri arasında en fazla şeker içeren ürünün hangisi olduğunu saptamak amacıyla oldukça büyük bir market zincirinin raflarını dolaştı ve 50’den fazla mısır ve tahıl gevreği markasının etiketlerini inceledi. Sonuçlar ise hiç de iç açıcı değildi. Evet, söylediğimiz gibi ürünlerin çok büyük bir miktarı, porsiyon başına, ki bu 100 gram’a tekabül ediyor, 12 gram’dan fazla şeker içeriyor. Ayrıca alanında uzman bir diyetisyenin verdiği röportajda tahılların çok büyük bir kısmının yüksek glisemik indise sahip olduğunu bu da şekerin kana akışına çok hızlı bir şekilde aktarıldığı anlamına geldiğini söylüyor. Röportajın devamında “Bir çocuk, rafine şeker içeren bir tahıl gevreği tükettikten yaklaşık 45 dakika sonra yeniden acıktığı söyler ve yorgun hisseder.” diyor. Uzman, mısır ve tahıl gevreklerinin düşük kaliteli karbonhidratlar olduklarını ve içeriğindeki şekerin kana çok hızlı bir biçimde karıştığı ekliyor.
2. Aromalar Masum Değil
Araştırma, en fazla şeker içeren gevreklerin çikolata aromalı olanlar olduğu gösterdi. Ayrıca en yüksek şeker oranına sahip olan ürünün ise meyve aromalı bir ürün olduğu ortaya çıktı. Meyve aroması bir çok üründe masum ve daha sağlıklı izlenimi vermek amacıyla kullanılan bir özellik fakat, bahsi geçen bu tahıl gevreği 100 gram’lık bir porsiyon başına 45.8 gram şeker içermekle bu listenin en başını tutuyordu.
Porsiyon başına yaklaşık olarak 1 ya da 2.5 gram şekerle en az şeker içerenlerin ise her hangi bir aroma barındırmayan yalnızca yulaf içeren sade ürünler olduğu açıklandı.
3. Hiperaktiviteye Dikkat!
Bir ürünün ne kadar şeker içerdiğine bakmak oldukça önemli çünkü şekerin tahmin edemeyeceğimiz kadar fazla zararı var. Bunu öğrenmek ise elimize aldığımız paketin arkasını çevirmek kadar kolay.
Araştırma için röportaj veren diğer bir uzman diyetisyen ise; bugün bir çok çocuğun sabahları kahvaltı yapmadan okula gittiklerini ya da alelacele bir kaç şey atıştırdıklarını söylüyor. Böyle durumlarda hızlı bir şekilde enerji toplamaları için elbette şekere ihtiyaçlarının olduğunu ama bunu olabildiğince sağlıklı bir şeklide sağlamaları gerektiğini, zira rafine şekerin zaman içerisinde çocuklarda hiperaktivite gibi davranış bozukluklarına yol açabileceğini belirtiyor.
Diyetisyenler; bu tip kahvaltılık gevreklerin çoğunun sağlıksız olduğunu çünkü üreticilerin her ne kadar ismi ”tahıl gevreği” de olsa, besinin büyük kısmından tahılı çıkartıp yerine yapay vitaminler ve şeker depoladıklarını, belirtiyorlar.
4. Çözüm Nedir?
Reklam endüstrisinin de katkısıyla bazen çocuklarımızın isteklerine karşı koymakta zorlanabiliyoruz. Araştırmaya katılan diyetisyen çocuklarınız bu tip şekerli atıştırmalıklar istediğinde onlar için meyveden alınan şekerin çok daha sağlıklı olacağını söylüyor.
Bir kaç ufak deneme ve tarifle ile siz de hazırlarını aratmayacak kadar güzel ve onlardan kat kat sağlıklı atıştırmalıklar üretebilirsiniz. Ayrıca sabah kahvaltısının atlanmaması gereken bir öğün olduğu da aşikardır. Çocuğunuzun küçük yaşlarda bu alışkanlığı edinmesi onun sağlıklı bir vücut ve kemik gelişimi için çok önemlidir. Sabahları kahvaltıda bu sağlıksız mısır ve tahıl gevrekleri yerine yumurta, peynir, zeytin ve sebze meyvelerden oluşan bir kahvaltı onun için çok daha sağlıklı, besleyici ve doyurucu olacaktır.
5. Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Olsa Yer Miydi?
Paketli işlenmiş gıdaların yalnızca şeker oranının fazlalığıyla değil helal ve tayyiblik konusunda da oldukça sakıncalı ürünler olduğunu biliyoruz. Etiket okuma alışkanlığı edindiğimizde, içlerinde çok miktarda katkı maddesi ve sağlığa sakıncalı olması nedeniyle haram sayılabilecek maddeler içerdiklerini görebiliriz. Tükettiğimiz besinlerde şu sorgulama mekanizmasını devreye sokarsak belki çoğu zaman etiketini dahi okumadan o ürünü rafına geri koyacağız, “Şuan elimde tuttuğum bu yiyeceği Resulullah aleyhisselam‘a ikram etseydim O bunu yer miydi?” market raflarında dolaşırken bu sorgulamayı aktif olarak yapmalısınız. Cevabımız ‘hayır”sa ve bilinçli bir Müslüman ve tüketici olmak yolunda iseniz nasıl günlük hayatta her işimizde Resulullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) benzemek çabasında olmaya çalışıyorsak yeme içme alışkanlıklarımızda da sünnet-i seniyyeyi göz ardı etmememiz gerekir.
Resulullah (aleyhisselam) buyuruyor ki. “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” Öyle ise biz Müslümanlar olarak ürünleri maket arabasına koyarken göz önünde bulunduracağımız asıl öncüller ne kadar hızlı hazırlanan ve ne kadar lezzetli besinler oldukları değil, içerikleriyle ne kadar helal ve tayyib olduklarıdır. Günümüzde yüzlerce katkı maddesinin sağlığa ne boyutta zararlı oldukları ortaya konulmuşken bir Müslüman bir ürünün helalliğini salt olarak domuz ve katkılarını içermemesiyle ölçmemelidir. “İnsanoğlunun doldurduğu en kötü kap midesidir.” hadisinden hareketle, bu kabı olabildiğince temiz besinlerle beslememiz gerekir.
Allah subhanehu ve teala tüm Müslümanların helal ve tayyib beslenmek konusundaki çaba ve dikkatlerini arttırsın. Amin.
Kaynaklar
(Buhari, Büyü’ 7, 23)
| jamiat.org.za
0 Yorum