Altyazı:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuhu
Sevgili hanım ve erkek kardeşler, Kur’an’dan çok güçlü bir ayeti tefekkür ederek başlamak istiyorum
Konunun biraz dışına çıktığını biliyorum ama ilerledikçe ilişki kurabileceğinizi umuyorum
Allah dünya üzerinde yürümüş en sıradışı birkaç genç insandan bahsediyor
Şüphesiz, bizim uyduğumuz din O’nun dinidir
Takip ettiğimiz bu yol O’nun yolu
Allah Peygamberi sallâllahu aleyhi ve sellem’e O’nun yolundan gitmesini buyuruyor “فَاتَّبِعُو”
Ve İbrahim Aleyhisselam, Resulullah sallâllahu aleyhi ve sellem’in İsra ve Miraç gecesi sırasında
En yüksek semada gördüğü kişi
Ve Allah “O sizi seçti. Size Müslüman adını verdi.” demesinin üzerine bazı alimler İbrahim aleyhisselam’ın ilk defa Müslüman ismini kullandığını söylüyor, bazıları da Allah’ın
Muhakkak ki müthiş işler başarmış bir insan
Bugünlere kadar, bu dinin büyük bir parçası olarak namazda onun kurbanını ve çabalarını zikrediyoruz
Her “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim.” diyişimizde
Hac ibadeti de Allah’ın İbrahim aleyhisselama öğrettiği ve Peygamber sallâllahu aleyhi ve sellemin de pekiştirdiği şartları, hareketleri takip etmektir.
Özel olarak incelemek istediğim ayet ise,
Bir an için düşünmenizi istiyorum
Allah (s.v.t) iBrahim aleyhisselam hakkında “إِنَّ إِبْرَاهِيمَ كَانَ أُمَّةً” buyuruyor
“Şüphe yok ki İbrâhim, tek başına bir ümmetti,” ( Nahl, 120)
Tamamen bir millet ve ümmetti.
Bu ayetin tefsirini okuduğunuz zaman çok ilginç bir şey var, alimler bu ifadeyi anlayabilmek için çaba sarfetmişler
İlk ve öncelikli olarak “ümmet” kelimesinin anlamı, eğer bir sonuca bağlarsak, “topluluğu”, “milleti” simgeliyor
O zaman İbrahim aleyhisselam için ne anlama geliyor?
Bazı alimler şunun için olduğunu söylüyor
İbrahim aleyhisselam’ın insanların önüne koyduğu tüm kanıtlar sebebiyle ümmet dendiğini söylüyorlar
Gençliğinin başından sonuna, evlenene kadar
Hayatının büyük bir bölümü yaptığı tartışmalarla geçiyor
İbn Kesir kendisini “En etkili ve güzel konuşan” peygamber olarak tanımlıyor
Onun delillerini, ileri sürdüğü herşeyi Kur’an’dan okuyoruz
Allah bize İbrahim aleyhisselam’ın tüm o delillerle, insanlarla işi bittiğinde
Ve kendi babası onun öldürülmesini körüklediğinde, soyularak insanların önünde ateşe atıldığında, aşağılandığında
Ateşten ayrılıp, insanları terkettiğini bildiriyor
رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ\N”Rabbim, bana salihlerden (evlâtlar) bağışla.” diyor
Karısı ve başka bir bölgede bulunan kuzeni Lut aleyhisselam dışında tek bir kişi dahi ona inanmamıştı
Bunu hayal edebiliyor musunuz?
İnsanlara ileri sürdüğü deliller, olağanüstü delillerdi
Başka hiçbir insanın yapamayacağı şekilde mücadele etti
Bu kadar şeyin yanında kimse ona inanmadı
Bu bakımdan bir süre için İbrahim aleyhisselam gerçekten bir ümmeti simgeledi
Bundan çok daha etkili olan ise
Müfessirlerin birçoğunun da ifade ettiği şekilde, benim harika bulduğum bir şey
Diyorlar ki İbrahim aleyhisselam’ın başardığı şey, onun ortaya koyduğu fayda, tüm bir ümmetin ortaya koyamadığı bir faydaydı
Bu yüzden Allah onu “ümmet” diyerek isimlendiriyor
Onunla ilgili herşey bu davaya bağlanmıştı
Bu mesajı yaymaya bağlanmıştı, duygusal olarak o kendini bu mesaja bağlamıştı.
Kendisini bu hedefe adamıştı
Babasından o sözleri duymanın ne kadar incitici olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Babasını seviyordu. Allah yasaklayana kadar sürekli babası için dua ediyordu
Babasını seviyordu!
Babanız tarafından o şekilde reddedilmek, insanların sizi o şekilde reddetmesi
Duygusal anlamda kendini bu davaya o kadar çok bağlamıştı ki
Fiziksel olarak kendini bu davaya o kadar çok bağlamıştı ki,
Allah onu kurtarmasaydı, ateşi ” بَرْدًا وَسَلَامًا”, “”serin ve selamet” kılmasaydı öldürülecekti
SubhanAllah hepimiz biliyoruz ki,
Bir ifade vardır ya, “Taş ve sopayla kemiklerimi kırabilirsin ama sözlerin beni incitemez.” diye, bunun büyük bir yalan olduğunu biliyoruz
Duygusal kırılmalar, duygusal şiddet fiziksel şiddetten çok daha kötüdür, değil mi?
Bu sebeple de birçoğunuz büyürken genelde şu anlayışa sahip olabilir
Büyüme çağınızda eğer gerçekten kötü birşey yaptıysanız, ailenizden bunu saklayıp atlatmak istersiniz
Ama en kötüsü de babanızın ve annenizin sizi köşeye çekip “Beni hayal kırıklığına uğrattın.” demesidir
“Beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattın, ne yapacağımı bile bilmiyorum!”
Baba sadece bana bir kere yapıştırsan da unutsam, kemerle falan?
Bu çok daha acı verici değil mi? Çünku bu duygusal yönden sizi incitiyor
Sizi içerden yere seriyor
İbrahim aleyhisselam bu hedef uğruna içerden yere serilmişti
Müthiş olan ne biliyor musunuz?
Mescidi Haramı terkedip Mısır’a gittiğinde davete devam ediyor
Allah bize bildiriyor ki, baskıcı bir hükümdar İbrahim aleyhisselama şöyle diyor
İbrahim aleyhisselam ona “Benim Rabbim öldüren ve diriltendir.” dediğinde Nemrut “Ben de öldürür ve diriltirim” diyor
“Ben de diriltip öldürürüm” diyen Nemrut “İşte bu öldürülecek olan adamdı, onu serbest bırakıyorum, bu da masum olan, onu öldüreceğim.” diyor
“Yani ben de diriltip öldürüyorum.”
قَالَ إِبْرَاهِيمُ فَإِنَّ اللّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ
İbrahim aleyhisselam: “Öyleyse muhakkak ki Allah, Güneş’i doğudan getiriyor, haydi sen de onu batıdan getir.” diyor
” فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ” \N “Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı”
Böylece İbrahim aleyhisselam Haram’dan Mısır’a, Irak’a davetine devam etti ve tam anlamıyla kendini Allah (s.v.t)’in davetine bağlamıştı
Bu sebepten Allah (s.v.t) onu tek başına bir ümmet olarak nitelendiriyor
Ve yalnızca İbrahim aleyhisselam’dan tüm ümmet meydana geliyor
Bunun kanıtlarından birisi de, Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem sahabelerinden birine aynı şekilde işaret ediyor
Bu sahabe Abdullah ibn Mesud Râdıyallahu Anhu’dur
Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem “Abdullah ibn Mesud tek başına bir ümmettir.” diyor
Bir an durup Abdullah İbn Mesud’u inceleyelim ve anlayalım
Abdullah İbn Mesud Râdıyalahu Teâlâ Anhu Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem vahyi aldığında genç bir adamdı
Kan bağı olan birisi yok, ona bakacak birisi yok, bir kabilesi yok, toplumun düşük kesimli insanlarından biriydi
Genç bir çobandı
Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem Ebubekir Râdıyallahu Anhu ile bir gün yanından geçiyordu
Abdullah İbn Mesud koyunların başındaydı ve Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem “Biraz içecek süt alabilir miyiz?” dedi
Abdullah İbn Mesud “Hayır, bu sürü bana emanet edildi, bir şey veremem.” dedi
Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem “O halde bize sütü olmayan bir koyun ver.” diyor
Abdullah İbn Mesud Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem’in “Bismillah” dediğini ve koyundan süt fışkırdığını görüyor
Ebubekir Râdıyallahu Anhu’ya içmesi için veriyor ve sonra Abdullah İbn Mesud’a içmesi için veriyor
Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem sadakati seçen Abdullah İbn Mesud Râdıyallahu Anhu’nun özelliklerini ve hasletlerini methediyor\NEbubekir Râdıyallahu Anhu’ya içmesi için veriyor ve sonra Abdullah İbn Mesud’a içmesi için veriyor
Aynı İbn Mesud Râdıyallahu Anhu İslam’ı kabul ediyor, ilk kabul edenler arasında
Daha en başından dışarı çıkıyor ve Kur’an’ı herkese açık olarak okuyan ilk kişi oluyor
Hiçbir gözeteni, koruması olmadığı halde umursamıyor
Bu çağrıya öylesine candan inanıyor ki dışarı çıkıp Rahman Suresi’ni okumaya başlıyor\NHiçbir gözeteni, koruması olmadığı halde umursamıyor
Dinleyen insanlar “Bu da ne?” diyorlar ve adlandırdıkları gibi bunun “Muhammed’in şiiri”(!) olduğunu anlıyorlar
Üzerine atlıyorlar, dövüyorlar, şuurunu kaybediyor, köprücük kemiklerini kırıyorlar
İbn Mesud bu dayaktan ve çarpışmadan sonra uyandığında insanlar ona “Neden bunu yaptın?”
“Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem bunu yapmamızı emretmedi. Henüz açık bir şekilde davet etme aşamasında değiliz. Neden yaptın?” dediler
Diyor ki “Vallahi aynı şeyi bir daha yapmak istiyorum. Geri dönüp onlara tekrar Kur’an’ı dinletmek ve dayak yemek istiyorum, umrumda değil.”
Umrunda değildi!
Ve o aynı zamanda Ömer ibn Hattab ile İslam’a açık davetin başlamasıyla Ömer ibn Hattab’ın Müslüman olmasını din için “zafer, izzet ve onur” olarak tanımlayan kişidir
Çünkü artık dışarı çıkıp rahatça o tarz birşeyden endişelenmek zorunda kalmadan açıkça İslam’a davet edebilirdi. İşte bu İbn Mesud (r.a)!
İbn Mesud, aynı zamanda Bedir savaşında Ebu Cehil’in göğsüne tırmanan kişidir
Ebu Cehil de bakıp şöyle dedi: “Zor bir dağa tırmandın, ey sürü çobanı!”
“Kendini ne sanıyorsun! Benim kim olduğuma bir bak!”
Ebu Cehil’in nasıl olduğunu bir düşünün, kocaman bir adam ve Abdullah İbn Mesud (r.a) onun üzerine çıkmış
Bu arada ölmek üzereyken İbn Mesud’a “Savaşı kim kazanıyor” diyor
Ve Abdullah İbn Mesud (r.a) “Zafer, Allah ve Resul’ünün (sallâllahu aleyhi ve sellem) dür, Ey Allah düşmanı!” diyor
İbn Mesud (r.a) bu ümmetin firavununun canını alıyor
İbn Mesud’u böylesine hayret verici yapan şey, onun fiziksel olarak çok kısa olmasıydı
Fiziksel olarak bir kusuru vardı, çok kısaydı; hatta bazı sahabeler bir yerde bununla eğlenmişlerdi
Rivayete göre Abdullah İbn Mesud (r.a) Arak ağacına tırmanmaya çalışıyor, misvak alabilmek için
Ve rüzgar ağacın üzerine doğru esiyor, bacakları gözüküyor
Sahabe de buna gülüyor. Resulullah sallâllahu aleyhi ve sellem “Neye gülüyorsunuz?” diyor
Sahabeler bacaklarının küçüklüğüne güldüğünü söylüyor
Oturan bir kişinin o ayaktayken onun göz hizasına geldiği söyleniyor
Kısa bir insandı yani
Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem: “O güldüğünüz Abdullah’ın bacakları kıyamet günü Uhud Dağı’ndan daha ağır gelecektir.” buyuruyor
Neden? Allah ve Resul’u sallâllahu aleyhi ve sellem için herşeyini veren bir adamdı
Kendi başına bir ümmetti, bu ümmete Kur’an’ı öğretti
Ömer ibn Hattab (r.a) Irak’ı ele geçirdiğinde diyor ki “Size öyle bir adam gönderiyorum ki, onu zorda bırakırsanız şüphesiz yanlışa düştünüz demektir.”
Yani Abdullah ibn Mesud’un yanlışa düşme ihtimali yok, bu şekilde gönderiyor
“Onu size göndermek bana üzüntü veriyor.” diyip onu Irak’a gönderiyor ki belki bu oradaki durumu düzeltebilir
Ömer (r.a) bir sonraki sefere Irak’tan gelen insanlarla karşılaşıp onlara sorular sorduğunda verdikleri tüm cevapların Kur’an’dan olduğunu görüyor
Nereye gidiyorsunuz? “Beyt’ül Atik, (Kâbe)”
Nereden geliyorsunuz? “Karanlık bir dağ’dan.”
Onlara soru soruyor ve onlar Kur’an’la cevap veriyorlar
Ve diyor ki “Sizin aranızda Abdullah İbn Mesud var değil mi?”
“Evet!” diyorlar
Ümmete Kur’an’ı öğretti, Tüm hayatını dinine adamıştı
Yani Abdullah İbn Mesud’un yapabildiğini bütün bir ümmet yapamıyor!
Bu sebep ile yine Resulullah sallâllahu aleyhi ve sellem Hz. Ebubekir (r.a) için “Peygamber olmayıp dünya üzerinde yürüyen en hayırlı insan” diyor
Resulullah sallâllahu aleyhi ve sellem “Ebubekir’in imanını bir kefeye, geri kalan ümmetin imanını bir kefeye koyarsanız..”
Ömer, Osman (r.a)’nın, bütün sahabelerin, tabiinin, Abdullah ibn Mübarek’in (tebe-i tabiin büyüklerinden), Malik ibn Dinar’ın İmam Gazali’nin hepsini düşünün
“Hepsi bir yana, hz. Ebubekir bir yana koysanız, Ebubekir’in imanı daha fazla gelirdi” diyor.
Burada oturmakta olan herkesin de..Milyarlarcasına ağır basan bir imana sahip bir adam..
Neden? Çünkü Ebubekir (r.a) ile ilgili herşey “Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Resûlullah” demekti
Fiziksel, duygusal, ruhsal, zihinsel olarak kendini adamıştı, tüm gözyaşlarını ve terini ümmet için akıtmıştı
Hepsi “Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Resûlullah” içindi
Sevgili hanım ve erkek kardeşler, söylemeye çalıştığım şey, Allah (s.v.t) bize belirli bir kapasite verdi ve bizden belirli beklentileri var
Allah’ın bizden beklediğiyle insanların bizden beklentileri farklı
Birçoğunuzun ailesi namazlarınızı vaktinde kılsanız,onlara karşı nazik olsanız, oruç tutsanız, sohbetlere katılsanız hoşnut olurdu
Elhamdülillah değil mi? Hafız bir çocuk oldunuz, ve onları büsbütün incitmediniz, elhamdülillah harika
“Çocuklarım çok iyi durumdalar.”
Veya daha fazlası, genç Müslüman topluluklarına katıldınız, tüm çabanızı ortaya koyarak
Oldukça iyi, Elhamdülillah güzel
Bir ailenin isteyebileceğinin hepsi budur
Ancak Allah’ın sizden farklı beklentileri var
Bakın İbrahim aleyhisselam’ın babası onun bir peygamber olmasını istemiyordu, farklı beklentileri vardı
Ama Allah’ın ondan beklentileri vardı
Abdullah ibn Mesud (r.a)’nın bir beklenti oluşturacak ailesi yoktu ama Allah’ın ondan beklentileri vardı
Göremiyorum.. Son 5 dakika, peki
Yani Allah’ın sizden beklediği birşeyler var. Ben her zaman bu örneği veriyorum çünkü bunu çok çarpıcı buluyorum
Bir şeyler başarmış olan insanlara bakıyorsunuz
Bugün Amerika’da her türlü topluluğa girdiğinizde görüyorsunuz ki
Eğer o topluluk mükemmelse, yeterince incelediğinizde bunu tek bir kişiye dayandırabilirsiniz
Herşeyi yapmakta olan bir, iki ya da üç kişinin izini bulabilirsiniz
Bu bir problemdir çünkü onlar psikolojik olarak yıpranabilirler, eninde sonunda yıpranırlar
Genelde bu şekilde tek bir kişinin sırtındadır herşey
Bazı topluluklara giriyorsunuz, maşaAllah gençlere yönelik sosyal aktiviteler, Kur’an, hadis, inançla ilgili herşey, sosyal çalışmalar
O topluluk harika bir iş çıkarıyor ve fark ediyorsunuz ki yalnızca bir kişi var arkasında
Perdenin arkasında inanılmaz bir imanları, inanılmaz bir yönetim şekli olan
Veya tüm bu organizasyonları düzenleyen inanılmaz bir imana sahip erkek veya hanım kardeş vardır
Gidip bu toplulukları incelediğinizde neredeyse her zaman gördüğünüz budur
Sahabelerin bu kadar çok şey yapabilmiş olmalarının sebebi hepsi birden müthişti
Hepsi o gayrete, o motivasyona sahipti
Ama subhanAllah bugünlerde bir gerçek ki bunu yapan bir kaç kişi var
Bu işi benimsemiş önceki nesillerden çok fazla, sonraki nesillerde ise çok az insan var
Onlar gerçekten tüm kalplerini koymuşlar ve kendilerini bu çağrıya adamışlardı
Her zaman Ahmet Deedat’ın örneğini kullanıyorum
O adamın tek başına başardıklarını bu çağda koca bir ümmet başaramamıştır
Hatta felç olduğunda gözleriyle neleri başarmıştı, hayatının son yıllarında gözleriyle mektuplar yazıyordu
İnsanlarla tartışıyor, farklı kişilere mektuplar gönderiyor, hristiyan hemşiresiyle tartışıyordu
Onun hristiyan hemşirelerinden biri insanlara tebliğ etmek için gözlerini kullanmasından dolayı Müslümanlığı seçiyor
Biz bunu bütün kapasitemizle dahi yapamıyoruz, bütün vücudumuzla bile
Ama Allah (s.v.t) bu isteği içinize koyduğu zaman, kendinizi buna adıyorsunuz
Aslında konuşmanın girişinde olması gereken bir soruyu sormak istiyorum
Size sormak istediğim soru..bunun üzerine düşünün
Boş vaktinizin ne kadarı “Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Resûlullah” uğruna gidiyor?
Tek başınıza oturduğunuz zaman, ümmetin durumu düşüncelerinizin ne kadarını işgal ediyor?
Allah’ın huzuruna çıkıyorsunuz
Ciddi meseleler, önemli işler..Üzüldüğünüzde, moraliniz bozulduğunda sizi üzen, moralinizi bozan şey ne oluyor?
Maçı kaybeden futbol takımınız mı? Erkek arkadaşından, kız arkadaşından ayrılmış favori ünlünüz mü?
Sizin moralinizi bozan şey ne oluyor?
Lastiğiniz mi patladı, telefonunuzu mu kırdınız, bugün internetiniz mi yok
Üzerinize ağırlığı çöken, moralinizi bozan şey ne?
Kalbinize ve düşüncelerinize ağırlığını bırakan, geceleri uyuyamadığınızda sizi ayakta tutan şey ne?
Facebook’ta size çirkin yorum yapan bir kişi mi?
Nesil olarak bazen ne kadar sığ olabiliyoruz
Cidden gece ne için uyumuyorsunuz?
Size bir şeyler söyleyen, hoşlanmadığınız yorumlar yapan biri mi
Onlara nasıl anlamlı şeylerin bizi gece ayakta tuttuğunu ve düşüncelerimizi işgal ettiğini göstereceğim
Yorulduğumda bedenimi tüketiyorum, sağlığımı ve vaktimi tüketiyorum
Peygamber efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem’in söylediği gibi en çok boşa harcanan iki nimet,
Ne için kullanılıyor peki? Fiziksel olarak, duygusal olarak, yorulup tükendiğimde ne için yorulmuş oluyorum?
Ve bu imanınıza belirleyecek bir hedefin dışında bir şeyler içinse, cennete veya cehenneme (neûzubillah) gidecek olun, burada büyük bir problem var demektir
Çünkü bu sizi ihmalkâr bir insan haline getiriyor, beni ihmalkâr bir insan haline getiriyor
Bizi başıboş ve gaflet ehli insanlar haline getiriyor
Bu soruyu soruyorum ve bu uzun konuşma için Allah (s.v.t)’tan beni affetmesini istiyorum
Veya bu konuşma yeterince anlaşılır olmadıysa..
Ama umuyorum ki konferansta olacaksınız inşaAllah ve konuşmalarda pratiklik daha fazla olacak, bu yalnızca konferansa bir girişti
إِنَّ إِبْرَاهِيمَ كَانَ أُمَّةً \NŞüphe yok ki, İbrahim tek başına bir ümmetti
Allah’tan bizi en parlak ümmet yapmasını, iyiliği emredip kötülükten sakındırma ilkesine göre yaşayan insanlar yapmasını istiyorum
Kusurlarımızı affetmesini diliyorum, Amin. Allah razı olsun
0 Yorum