Biliriz ki, Allah kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez, kaldıramayacağı imtihan vermez. Bu tüm canlılar için böyledir. Bitkilerde bile…
İşte bunu kanıtlar nitelikteki müthiş doğa güzellikleri ve biraz tefekkür…
1. Karpuz
Allah kocaman meyvelere küçücük dallar veriyor. Biz aciz beşer aklımızla, bu dal bu meyveyi nasıl çeker diyoruz. Oysa Allah o dala öyle büyük bir güç vermiş ki, bizim zor taşıdıklarımızı o dallar günlerce çekiyor. SubhanAllah.
Öyleyse biraz düşünmek gerek kardeşlerim, meyveler bile verilen görevi layıkıyla yerine getiriyor. Aman, of, puf demiyor. Bizler bize verilen imtihanları birer nimet görmemiz gerekirken, yeri geliyor sözlerimiz isyan boyutuna ulaşıyor, mazaAllah. Oysa Allah en çok sevdiği kulunu imtihan eder. En büyük sınavlar peygamberlere değil miydi?
“… Hiçbir kimse, gücünün yettiğinden fazlasıyla sorumlu tutulamaz.” (Bakara, 233)
2. Su Kabağı
Peki bu güzellikleri görüp ne kadar tefekkür ediyoruz? Ne kadar teşekkür… Öyleyse bize ağır gelen bir imtihanınızı anımsayın. Nasıl da çekilmez gelmişti. Nasıl da yorgundu gönülleriniz. Tıpkı bu dallar gibi… Peki onlar pes etti mi? Böyle zamanlarda şunu düşünmek gerekir, “Bu benim başıma geldi, bir başkasının değil. Evet çok zor imtihan ama Allah’ım beni o kadar seviyor ki, bana bu imtihanı verdi. Hiç sınamayabilirdi de. Oysa o beni seçti. Öyleyse en iyi vekil olan Allah’a sığınmalıyım. O dermansız hiçbir dert yaratmamıştır.” diyerek dua etmemiz gerek. Rabbimizin esmalarından yararlanabiliriz.
“Allah, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez . ALLAH, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.” (Talak, 7)
3. JackFruit
Bildiğimiz ve bilmediğimiz onca şey,onca nimet ve güzellik. Hepsi insana bir şeyler veriyor. Hepsinde bir hikmet ve görev. Bütün mahlukat insana bir şeyler fısıldıyor… Duymak için ne yapıyoruz?
“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez… “(Bakara, 286)
Ayet Tefsir: …Hz. Peygamber’in ümmetine gelen en son ve kâmil dinin başta gelen özelliklerinden biri olan “kolaylık” temel kuralını dile getirmekte; esasen kulluğun güç olmadığını, çünkü Allah’ın kullarına güçlerini aşan yükümlülükler buyurmadığını açıkça ortaya koymaktadır. … İslâm’ın ümmete getirdiği yükümlülükler ise fıtrata uygundur, insanların zorlanmadan hatta kolayca yapabilecekleri ödevlerdir. Şahsî ve özel durumlar sebebiyle zorluk baş gösterdiği takdirde de ruhsatlar vardır. …
4. Bal Kabağı
“Tâ Hâ. Biz sana bu Kur’an’ı güçlük çekmen için indirmedik. ‘İçi titreyerek korku duyanlara’ ancak öğüt ve hatırlatma olsun (diye indirdik).” (Tâhâ, 1-3)
Ayet Tefsir: Resûlullah’ın ve müslümanların çok zor şartlar altında bulundukları bir dönemde inen sûre, insanlık için bir lutuf olan Kur’an’ın ne yüce bir makamdan geldiğine dikkat çeken, muhataplarına mânevî huzur ve tatmin sağlayan, moral gücünü yükselten ifadelerle başlamaktadır. 2. âyetin “mutsuz olasın diye” şeklinde çevirdiğimiz kısmını “eziyet, zahmet çekesin diye” şeklinde tercüme etmek mümkündür. Her iki mânaya göre âyetten çıkan sonuç şu olmaktadır: Kur’an’ın getirdiği ilâhî mesajın amacı, insanın yaşama sevincini kırmak veya yok etmek değil, yaratılış amacına uygun bir sorumluluk bilinci taşıyanlara yol göstermek, hatırlatma ve uyarılarda bulunmaktır.
[ Nasreddin hoca bir gün ceviz ağacının altına oturmuş. Düşünürken aklına gelmiş ve demiş ki, “Ya Rabbi, küçücük ceviz meyvesine kocaman bir ağaç, kocaman bal kabağına incecik bir dal, reva mı? Bunun hikmeti ne ola?”
O sırada başına bir ceviz düşmüş ve hoca gülmüş, demiş ki, “Elhamdülillah Allah’ım, ya bu başıma düşen o kabak olsaydı?” … ]
Öyleyse kardeşler, derdimize dertlenmeyip, onu rıza vesilemiz yapmalıyız, inşAllah, biizniAllah…
0 Yorum