Al-Hamra’yı anlamak onu okumakla mümkündür. Bir bina nasıl okunur demeyin! Tüm duvarları ve kubbeleri Kur’an’dan alınan ayetlerle, İbn-i Zambak gibi şairlerin mısralarıyla süslenmiş ikinci bir saray daha var mı ki?
Bin bir gece masallarına esin kaynağı olduğu söylenen Al-Hamra sarayı hem yerleşim biçimi ve mimarisi, hem de süsleme sanatı açısından özgün bir İslam medeniyeti eseridir. Al-Hamra sarayının mimarisini incelediğinizde, Granada şehrine hakim manzarası ve onu inşa eden hükümdar 1. Muhammed ve Müslüman halkın arasındaki ahenkli bütünlüğün içinde sizi sarar. Tarih içinden süzülerek bir yolculuğa çıktığınızı zannedersiniz. Al-Hamra’nın inşaatı sırasında hiçbir şeyin tesadüfe bırakılmadığını her detayın itina ile hesaplandığını anlar, diğer Avrupa saraylarındaki itici lüksün yerini sıcak, okşayıcı, masum bir huzur halinin aldığını hissedersiniz.
1. Kırmızı Kızıl
Al-Hamra’nın pencere pervazları batı mimarisinden farklı olarak daha alçaktır. Bir batılı pencereden dışarıyı ayakta temaşa ederken; Müslüman saraylı bağdaşını kurup sedirden Allah’ın yarattığını seyrederken tefekküre dalar. Yaşayışımızdaki farklılıklar mimarimizi etkiler.
Sarayın yapımına 1238 yılında başlanmıştır. 1358 yılında bugünkü haline kavuşan saray, ismini inşasında kullanılan özel harcın renginden dolayı güneşte kızıla çalmasından almıştır.
Al-Hamra Sarayı kuzey ve güney yakasında sulak vadiler bulunan ve doğusundaki Sierra Nevada eteklerindeki tepeciklerce korunan sarp bir yamaç üzerinde duran büyük bir kale görünümündedir. Al-Hamra ilk olarak askeri bir alan olarak tasarlandıysa da zamanla emirlerin yaptırdığı yapılarla muhteşem bir saraya dönüşmüştür. Sarayın çatı, kubbe ve kemerleri ahşaptan yapılmıştır. Saraya mükemmel bir taç kapıdan girilir. Al-Hamra kale, ribatlar, yazlık saray ve Generalife (Cennetül Arif) ile dört ana kısımdan oluşur. Girift bir yapıya sahip olan Al-Hamra Sarayı, birbiriyle bağlantılı sayısız odalar ve salonlar, bu mekanların arasında yer alan avlular, ferahlatıcı yeşil alanlar, fıskiyeli havuzlar, akar çeşmeler ve bahçelerden ibarettir. Salon ve avlu duvarları yüzlerce çeşit geometrik desenlerle süslenmiş seramikler ile örülmüştür. Al-Hamra’nın hamamları, sıcak ve soğuk su tertibatını birlikte tesis etme noktasında Endülüs’lü mühendislerinin olağanüstü becerilerini ortaya koymaktadır. Banyolar öylesine maharetle onarılmış ki, bunları kullanma esnasında onların bakış açıları kolaylıkla anlaşılabilir.
2. Geometrik Desenler
Dinlenme odası, estetik zevke hitap eder biçimde kiremitle örtülmüş ve aydınlatma orada bulunan ve divanların üzerinde yatarak istirahat eden ve dahi yukarı kat daki üstü kapalı koridorlarda icra edilen müziği dinleyen kişinin gözlerini rahatsız edecek derecede fazla ışık almayacak bir düzene göre ayarlanmıştır. Al-Hamra geniş bahçeler ve parklar içinde bir köşk, saray ve külliyedir. Kale duvarları arasında kalan saha, çeşitli süs bitkileri, hayvanlar ve fıskiyelerle nefis bir manzara arz etmektedir. Yine bu saha, birbiriyle kenetlenmiş sanat âbideleriyle doluydu. İspanyollar zamanında V. Carlos yaptırdığı binâlar hâriç diğerleri, Mersinli Avlusu ile Aslanlı Avlu’nun çevresinde toplanmıştır. Aslanlı Avlusunda bulunan Sultan Mezarları kısmı, İspanyollar tarafından tamamen tahrib edilmiştir. Mersinli Avlusu etrafında; Mahkeme Divanhanesi, İki Kız Kardeşler Salonu, Beni Sirac Salonu, Elçiler Salonu, Cami ve Hamamlar mevcuttur.
3. Al-Hamra'yı Anlamak
Al-Hamra’yı anlamak onu okumakla mümkündür. Bir bina nasıl okunur demeyin! Tüm duvarları ve kubbeleri Kuran’dan alınan ayetlerle, İbn-i Zambak gibi şairlerin mısralarıyla süslenmiş ikinci bir saray daha var mı ki? “La-galibe illallah-Allah`tan başka galip yoktur”, “La-ilahe illallah-Allah’tan başka ilah yoktur” gibi alçı kabartma süslemeler arasına nakşedilmiş yazılar Allah’ın büyüklüğünü ve gücünü her noktada hatırlamak istercesine tüm duvarlardan, sütun çevrelerinden, kapı çerçevelerinden dolanarak uzayıp gider. Öyle ki Arap alfabesini bilmeyen biri duvar süslemelerinden yazıyı ayırt edemez.
0 Yorum