Bir kütüphane dolusu kitap bazen bir heceyi tanımlayamaz. Bu işin ustası şairlerdir belki de… Onlarda, yine bir heceyi bir çok kelimeyle anlatmaya çalışırlar ama anlatmak ve anlamak üzerine bolca düşünülecek, felsefesi yapılacak terimlerdir. Bazen anlamak sadece anlatıldığı iddia edilen şeyin, hissedilmesiyle mümkündür ama o hisler de kişiden kişiye farklılık göstereceği için yaşadığınız her ne ise parmak izi gibi size özel olur; ne anlatılabilir ne hissettirilebilir. Karıştı mı? Meselenin kendi karışık zaten… Bu karışılığı çözmek de sizin hislerinize kalsın! Boşuna dememişler “Hissin kadar hissen vardır” deyu deyu 😉
1. Çok Ünlüdür Ama Kimse Tanımaz
Herkesin dilinde, şiirlerin içinde, kitaplarda ve hatta tabelalarda ama yine de muamma…
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
2. Lisanı ve Hissiyatı Çözümlenemez
En çok zikreden mahlukat olan bülbül bu lisanı kullanır, kim duyar, kim anlar? Ateşle bağdaştırılır ama donmakta ilk etapta yanmayla aynı hissi oluşturur, bunun ayrımını kim yapabilir?
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
Yangınımı söndürmedi kar benim
3. Her şeyi Değiştirir ama Kimse Değişimin Yönünü Kestiremez
Vezir de eder, rezil de ama kimse bilmez hangi kapısı vezir eder hani kapısı rezil? 2. Murat’a saltanatı bıraktıran da odur, oğlu 2. Mehmed’i, Fatih Sultan yaptıran da… Su gibidir, nerede ne amaçla bulunduğu her şeyi değiştirir; soluk borusunda olsa başka, yemek borusunda olsa başka…
Niceler sultandı, kraldı, şahtı
Benimle değişti talihi, bahtı
Yerle bir eyledim taç ile tahtı
Akıl almaz hünerlerim var benim
4. Görünen Her Şey Onun Gözlüğünde Farklılaşır
Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek. (Bilmem ki gözlerime nasıl bir büyü yaptı felek)
Giryemi kıldı füzûn, eşkimi hûn etti felek. (Gözümü kan içinde bırakıp, aşkımı artırdı felek)
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzân. (Arslanlar pençemin korkusundan tir tir titrerken)
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek. (Beni bir gözleri ahuya esir etti felek)
Yukarıdaki dizelerin sahibi, dünyanın dizinin dibine serildiği Sultan Selim’i, esir eden de, zindanda ki Necip Fazıl’ı dünyanın en özgür adamı eden de odur. Gözler ve görünen en çok onun varlığında yanılır. Zengin görünen o gözlük ile bakınca fakir çıkar, alim dediğin cahil çıkar, hayr dediğin şer çıkar…
Kamil iken cahil ettim alimi
Vahşi iken yahşi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selimi
Her oyunu bozan gizli zor benim
5. Tüm Tanımlayıcı Özellikleri Değiştirebilir
Allah dilediği zaman, “yanmak” fiilini ateşten farklı ve ayrı kılar; ateşin yokluğun da yakar ya da ateşin içinde serinlik verir. Allah, o tek hece var ise sebepleri aradan kaldırır; yanmak ateşten, görmek gözden ayrı olur!
Yeryüzünde ben ürettim veremi
Lokman Hekim bulamadı çaremi
Aslı için kül eyledim Keremi
İbrahim’in atıldığı kor benim
6. Bir Zahiri Yoktur Ama Kendini Zahirler ile Gösterir
Görünüşü yoktur ama görünenlerin aynasını kullanır. Kendini gösterdiği sebepler için de, aynada ki yansıma gibidir; ne odur diyebilirsiniz ne de o değil!
Sebep bazı Leyla bazı Şirindi
Hatırım için yüce dağlar delindi
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim
7. Tüm Zıtları İçinde Bulundurur
Paranın, şöhretin ve silahın gücünden daha tehlikeli bir gücü vardır. Her yöne açılan kapıları, zorlukların içine saklanmış anahtarları vardır. Neye kullanırsınız, nasıl kullanırsınız, nereye varırsınız; zorlukların içinde hangi anahtarı seçtiniz?
İlahimle Mevlana’yı döndürdüm
Yunusumla öfkeleri dindirdim
Günahımla çok ocaklar söndürdüm
Mevladanım hayır benim, şer benim
8. Hem Sebeptir Hem de Sonuç
Onun varlığı sebebiyle gözyüzünden rahmet süzülür, onun yaşanması sonucuyla evliyanın yüzünden nur süzülür.
Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Enbiyanın yüzündeki nur benim
9. Dil Üzmez, Tek Hecedir
Tek hece, dünyayı ve ahiretimizi imar edebilecek tek hece… Gönülde barınan, varlık ve yokluğun görünenini değiştiren, Yaratan ve yaratılan arasında dil ile olmayan bir lisan, göz ile görülmeyen bir köprü. Onun adı “aşk”… Diliniz ile rezil etmeyin, şehvetiniz ile berbat etmeyin, Hakk’tan gayrısında aramayın, anlatmaya çalışmayın… Alnınız yerdeyken, kalbiniz zikrederken hissetmeye çalışın, tek heceyi…
Kimsesizim hısmım da yok hasmımda
Görünmezim cismimde yok resmimde
Dil üzmezim tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim
Benim adım aşk!
Kaynaklar
Koyu renkli dörtlükler Cemal Safi’nin “Tek Hece Aşk” şiiridir.
0 Yorum