Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulilahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur.
İnsanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır.
Güneşi kullananlar, dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır.
365 gün 6 saat.
Bu şekilde oluşturulan takvimlere “güneş takvimi” diyoruz.
Ay’ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12 x 29.5 = 354 günü esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “ay takvimi” diyoruz.
İlk güneş takvimini Mısırlılar, ay takvimini ise Sümerler oluşturmuşlardır.
1-İbadetlerimizi Hicri Takvime Göre Ayarlarız
Hicri takime göre ayarlanan namaz vakitleri bizim pek çok ibadetimize yön verir. Örneğin oruca başlarken imsak vaktini dikkate alırız, orucumuzu açarken ise akşam namazı vaktinde açarız.
2-Önemli Gün Gece ve Ayları Ona Göre Belirleriz
Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre düzenlenmiştir. Temel ibadetlerimizden Hacc’ın ifası, orucun ne zaman başlayacağı ve biteceği, mübarek kandiller ve bayramlarımız, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicri Takvim esasına göre belirlenmiştir.
3-İslam’ın Takvimidir
Hicrî Takvim, Ay’ın hareketlerine göre zamanı hesaplayan Server-i Ser Efendimiz (sas)’in Medîne’i Münevvere’ye hicretini tarihin başlangıcı olarak kabul eden takvimdir. Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre düzenlenmiştir.
4-Ayın Hareketlerine Göre Ayarlı Gerçek Bir Takvimdir
Örneğin Miladi Takvime göre saat 17:00 mevsim fark etmeksizin akşam olarak kabul edilir. Ama Hicrî Takvim’e göre akşam yazın saat 20:30 civarlarında olurken(yani havanın kararması) kışın bu saat 19:00 civarına kadar düşer. Gece ve gündüzü gerçek saatlerinde gösteren bu takvime göre hayatımızı düzenlemek daha uygun ve kolaydır.
5-Hicrî Takvim Müslümanlar Arasındaki Adaleti Sağlar
Müslümanların dinî ibadetlerinin ritmini ay takvimi ayarlamaktadır. Bu suretle Kur’ân, Müslümanlar arasındaki adaleti sağlamıştır.
Çünkü İslam dini, evrensel bir din olup; mensupları, gerek günlerinin uzunluğu gerekse iklim şartlarının farklılık gösterdiği çeşitli coğrafi bölgelerde yaşamaktadırlar. İslam dinindeki namaz ve oruç gibi başlıca ibadetler ise; güneşin doğuş ve batış zamanlarına göre ayarlanmaktadır.
Şayet İslam ay yılını değil de güneş yılını esas kabul etseydi, bir kısım Müslümanlar hep uzun günlerde oruç tutacak, diğer Müslümanlardan hayatları boyunca daha ağır şartlarda ibadet etmek zorunda kalacaklardı.
Mesela Hicri takvimde Ramazan Ayı -miladiye göre- her sene on bir gün daha erken geldiği için her mevsimi tek tek gezmektedir. Böylece bütün Müslümanlar ömürleri boyunca hep aynı ayda değil yılın her ayında her mevsiminde oruç tutmuş olurlar.
6-Hicrî Takvim Fıtrata Daha Uygundur
Her ayın “eyyamı beyd” denilen 13,14,15. günleri -miladiye göre değil- Hicri Takvime göre hesaplanır. Bu günlerde ise Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
Peygamber Efendimiz’in aleyhissalatu vesselam Dolunay vaktinde oruç tutulmasını tavsiye etmesinin hikmeti bilim adamlarınca asırlar sonra anlaşılmaktadır.
Dolunay zamanında Dünya, Ay ve Güneş aynı doğru üzerinde olduklarından, Ay’ın insan üzerindeki çekim kuvveti artar ve vücuttaki su miktarı yüzde 60’ı aşar. Bunun yol açtığı bedeni ve ruhi değişmeler ise, zehir alma-verme ve suç işleme eğilimini arttırır. Araştırmacıların, beş yıl içinde üç polis karakoluna bildirilen suçları bilgisayara yükleyip, neticeyi dolunay tarihleriyle karşılaştırarak bu sonuçlara vardığı söylenmektedir.
İşte tam bu günlerde Resulullah Efendimiz aleyhissalatu vesselam -sadece ay takviminde söz konusu olan- “eyyam-ı beyd” oruçları tavsiye etmektedir.
Çünkü oruç; dolunayda gerçekleşen insan vücudundaki psikolojik ve fizyolıjik dengesizliğin de sükûnet bulmasına sebep olup işlenebilecek suçlara da mani olacaktır.
7-Dünyanın Biyolojisi Hicrî Takvime Göredir
Çiçeklerin açmasından tohumların yetişmesine, canlıların doğurmasına kadar hepsi kameri takvime tabidir. Bunu herkes farkında olmadan izler. Bütün hayvanların doğum süresi ya 21 gündür ya 28 gündür yahut onun katlarıdır. Yani haftaya tabidir.
(Hafta fikrinin fıtrî kaynağı bir kamerî ayın dörde bölünmesidir. Başka bir deyişle, hafta fikri, ayın dünya etrafında dönerken geçirdiği dört safhanın (yani ay, ilk dördün, dolunay ve son dördün) yedişer gün sürmesinden kaynaklanmıştır.)
Hiçbir doğum, biyolojik hâdise güneş takvimine göre ayarlanmış değildir. Hepsi kameri takvime göre ayarlanmıştır. Bunun daha ilginci insan hücresinin vücut içerisindeki mitozudur ki o da kameri takvime ayarlanmıştır. Bundan dolayı da kanser tedavisi yapılırken tedavideki süreç 21. gün 28. gün 15. gün gibi belli hücre mitozlarına göre ayarlarlar. Demek ki kainatın düzenindeki asıl takvim kameri takvimdir.
8-Hicri Takvim Hayattaki Monotonluğu Engeller
Güneş takviminde yılın her ayını her gününü hep aynı mevsimde yaşarız. Fakat ay takviminde durum böyle değildir. Ay takviminde ise daha bir serbestiz. Yılın her ayını her gününü başka başka mevsimlerde, iklimlerde yaşama, tatma imkânı buluruz.
9- Hristiyanlara Benzemek
Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyuruyorlar:
“Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”
(Ebu Davud, libas 4)
Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır. Romalılar, Roma’nın kuruluşunu, Hıristiyanlar, Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul etmişlerdir.
Hz. İsâ’nın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul eden Milâdî Takvim, temeli Mısırlılar’dan gelen, güneş hareketlerini esâs alan takvimdir, İyon ve Yunanlılar kanalıyla Batı’ya aktarılmıştır. Romalılar, Sezar zamanında, “Jülyen Takvimi” olarak düzenlemiş ve kullanmıştır.
Yeni çağda Papa XII. Gregor tarafından düzenlenerek “Gregoryen Takvimi” olarak anılmıştır.
Gregoryen Takvimi, 1926 yılından itibaren Türkiye’de kullanılmaya başlayan ve Batı dünyasında en yaygın kullanılan takvimdir.
Bizler hristiyanların takvimi yerine kendi hicri takvimimizi kullanmalıyız. Kur’an-In mesajının hicri takvime göre indiğini de unutmamalıyız. Dünya ile uyumlu olma yalanlarına karnımız tok zira bizden çok daha zengin ülkelerden hicritakvim kullanıp sorunsuz ticaret yapanlar da vardır.
Allah aslımıza dönmeyi nasip etsin. Amin.Bu vesileyle 14 Çarşamba günü Hicri Yılbaşı olduğunu hatırlatmak isteriz. 13 Ekim Salı akşam ezanıyla beraber Hicri yeni yıla gireceğiz inşaallah. Dualarınızda bizlere de yer vermenizi rica ederiz.
Bu yazıyı yazarken pek muhterem ve değerli Muharrem Nureddin Coşan Hocaefendi’nin sellemehullah ve afahu Hicri takvim hakkındaki sohbetinden de faydalandık. Allah Ehli Sünnet alimlerimizden razı olsun. Amin. Velhamdulilahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Kardeşim bende isterim tatil günümüz cuma olsun takvimimiz hicri olsun hayatımız ‘ İslam’ olsun ama kurulu düzeni bozmak zaman alır ve zordur ama imkansız değildir velhasıl şuan için buda bizim imtihanımız
Konuyla ilgili geniş ve doğru kaynaklar önerebilir misiniz? Bu konuyla ilgili okumalar yapmak istiyorum
Çok teşekkür ederim çok faydalı bir çalışma olmuş.İnşAllah bundan sonra hayatıma hicri takvimi daha fazla sokmaya calisacagim.Zaten biz müslumanlarin takvimi olan hicri takvim yerine bati medeniyeterinin takvimini kullanmak pek hoş bir şey değil. En azından günlük hayatımıza hicri takvimi solmalıyız bence.Buna da örneğin hicri doğum gunulerimizi öğrenerek baslayabiliriz.Tekrardan cok tesekkur ederim Allah razı olsun?