Ekin Yayınları’nın yayımladığı Abdullah Galib Bergusi’nin kaleme aldığı Yoldaki Mühendis ve Yaşayan Şehid kitapları birçok okurun ilgisini çekiyor. Filistin’deki direnişi, bizzat bu direnişin içinde bulunan bir Kassam Tugayı komutanından okumak okurlarda büyük etki bırakıyor. Abdullah Galib Bergusi, kitabında hem biyografisinden hemde Filistin Davası’ndan bahsediyor. Kendisini tanımak için en iyisi kitabını okumak olsa da biz yine de kısaca bahsedelim kimdir bu Yoldaki Mühendis?
1. Sen Kimsin Baba?
Kitap Abdullah Galib Bergusi’nin 2003 yılında, henüz üç yaşındayken babasının siyonistler tarafından esir alınmasına şahit olan kızı Tala’nın kendisine on yıl sonra yazdığı mektup ile başlıyor. Sık sık “benim koruyucu meleğim” diye hitap ettiği kızının “sen kimsin baba?” sorusunu satır satır cevaplıyor Bergusi.
2. İsrail Tarihinde 67 Müebbet ve 5200 Yıl Hapisle En Çok Ceza Verilen Kişi.
Şüphesiz Abdullah Galib Bergusi ile ilgili en en çok kullanılan tanım onun İsrail tarihinde 67 müebbet ve 5200 yıl hapisle en çok ceza verilen kişi olması. Eşi benzeri görülmemiş bu ceza aslında Bergusi’nin işgalci siyonistler üzerinde nasıl bir korku ve etki bıraktığının en büyük delili. Nitekim 2006 yılında İsrail ve Kassam Tugayları arasında gerçekleştirilen esir takasında, 1027 Filistinli serbest bırakılırken Bergusi’nin serbest bırakılmasının İsrail tarafından şiddetle reddilmesi bunu kanıtlar nitelikte.
3. Kassam Komutanı
İsrail işgali yüzünden yurdundan göç eden Filistinli bir ailenin oğlu Bergusi. Güney Kore’de aldığı mühendislik eğitiminin ardından, bilgisayar ve silahlar üzerine olan yeteneği ve dehasını direniş için kullanmaya karar veriyor. Bir gün Kassam Tugayları’nın efsanevi komutanı Yahya Ayyaş’ın bıraktığı bir çantayı almasıyla, onunda efsanevi bir komutana dönüştüğü hikayesi başlamış oluyor. Filistin halkı da onu hem Yahya Ayyaş’ın mirasçısı olarak görüyor, hem de “Gölgelerin Prensi” olarak tanımlıyor.
4. Sayısız Başarılı Operasyon
Bergusi, İzzeddin Mısri’nin gerçekleştirdiği Sbarro restoranındaki şehadet operasyonu başta olmak üzere sayısız operasyonu başarıyla gerçekleştiriyor. Sadece operasyonları gerçekleştirmek ile kalmayıp mühendislik ile ilgili bildiklerini birçok Kassam mücahidine anlatıp, yoldaki mühendisler yetiştirmeye çalışıyor. Canını ve malını düşlediği özgür Filistin davası uğruna hiç düşünmeden infak ediyor.
5. Tutuklanmasına Rağmen Cihada Devam Etti!
2003 yılında hain bir işbirlikçinin tuzağıyla esir düşen Abdullah Galib Bergusi tüm zorluklara rağmen cihad etmekten vazgeçmiyor. Yaşayan Şehid kitabında “kabrim” diye bahsettiği tek kişilik hücresinde 2003 yılından bu yana kalmakta. Böyle söyleyince zihnimizde küçük, dar, dört duvardan ibaret bir yer canlanmasın sadece. Her köşesi siyonistler tarafından kamera ile izlenen, tuvalet ihtiyacını bile orada karşılamak zorunda olduğu, ince bir bez parçasını yatak olarak kullandığı, sayısız işkenceye maruz kaldığı fakat buna rağmen cihadına hala devam ettiği bir hücre.
6. Eğer Direnişe Silahla Destek Olamazsam; Kalemim ve Mürekkebim Direniş ve Mukavemet Yolunda Silahımdır.
Bergusi esir düştükten sonra direnişe kalemi ve mürekkebiyle cihad ederek destek veriyor. Yaşayan Şehid kitabında hücresinde yazmanın zorluğunu şöyle tarif ediyor; “…Çoğu zaman karanlıktan ötürü yazamıyorum. Beni yazmaya iten etken ise direnişin kalemini tutma ve buradan dahi olsa direnişe ve İslam’a hizmet etme isteğidir.” Bu istek ve azim 2003 ten bu yana on beş yılda on yedi kitap yazdırıyor Abdullah Galib Bergusi’ye. Ve hepimize Allah yolunda her şartta nasıl cihad edilir yaptıklarıyla hala öğretmeye devam ediyor.
7. Kitaplarına ve Kudüs davasına dair bir kaç kelam...
Abdullah Galip Bergusi’nin, Yaşayan Şehid kitabında anlattığı hadiselerden etkileyici bir cümle: “Tavan ise benim boyumdan daha kısa. Dik durmayı bile özledim.” Dik durmanın bile bir nimet olduğunu hatırlayın. Kudüs’ü, Kassam mücahidlerini, direnişi, Filistin halkının mücadelesini tanımak ve bilmek, bu dava için bir şeyler yapmak isteyen herkesin tanıması gereken biri Abdullah Galib Bergusi!
Kudüs sadece Filistin’in, Kassam mücahidlerinin, Abdullah Galib Bergusi’nin, 10 yaşında şehid edilen küçük bedenlerin değil İslam’ın davasıdır kardeşim! Aksa’ya siyonistler girmesin diye dik durmayı bile özleyen, senelerce ailesini göremeyen, oyun oynaması gereken yaşta elindeki küçük taşlarla silahlara kafa tutan, canını ve malını bu yolda infak eden, annesini gözleri önünde yitiren insanlar varken bizimde bu yolda elimizden gelen her şey ile mücadele etmemiz gerekiyor. Kahrolsun İsrail demek yetmez. İsrail’i kahredecek işler yapmak gerekir!
8. Yoldaki Mühendis Diyor ki
“Hepimizin bu davanın bir yerinden tutması icap ediyor. Yazı yazabilen yazsın, gazeteci olan haber paylaşsın, hiçbir imkanı olmayan en azından dua etsin ve yaptığı işi en güzel şekilde yapsın. Ama herkes bir şey yapsın. Yazılarımızla kağıtları diriltmek ve kalemleri tüketmek için bunu yapmamız gerekiyor.”
Özgür Kudüs’e kavuşmak istiyorsak hepimiz imkanımız el verdiğince hatta gerekirse imkanları zorlayarak bir şeyler yapmalıyız. Kudüs şuurunu hakkıyla taşımak ve özgür Kudüs’e kavuşmak duasıyla…
0 Yorum