7 Madde İle Özlediğimiz Neslin Vasıfları

1. Aşk..

Dikkat edin, ihtiyar aşık olamaz. Hiç gördünüz mü, genç gibi aşık bir ihtiyar? Olamaz! Kudurabilir, hırsından çatlayabilir, lakin aşık olamaz. Yunus Emre, Anadolu ve İslam ruhunun ebedi genci.. Ne güzel anlatıyor gence ait ıstırabı.. “Boyandım rengine, solmazam ayruk, … Aşıkım, ölmezem ayruk..”

2. Başımıza Ne Geldiyse Aşkımızı Kaybetmekten Geldi..

Bütün beşeriyet içinde aynı şey.. Montesquieu Romalıları anlatan eserinde, Roma’nın yıkılışı için şöyle der: “Aşklarını kaybettiler ve kaybolup gittiler.” Eski Roma batıl da olsa aşk sahibi olduğu devirlerde ideal büyük nizamın en büyük örneğiydi. Sonra dünyayı avucuna alınca.. Rehavete geçti, aşkını kaybetti. 

3. Allah'ın Aşksız Adama ve Cemiyete Tahammülü Yoktur..

İslamda da öyle.. Abbasilerin sonunda aşkı pörsüyünce böyle oldu. Türk, yepyeni bir aşkla temsil ettiği dinini ancak Kanuni’nin başına kadar sürdürebildi. Aşk, yerini hikmeti kalmayan kabuk bilgilere terk edince; o da böyle bitti, bugünlere yol alındı. İnsan.. “Ben aşkımı neden kaybediyorum” diye sorma memuriyetindedir.  Nerede o insan? Aşkı yerine iade için çırpınan insan. 

4. Aşksız Amel ve Posa İmanı Da, Gene Hiç Bir Mana İfade Etmez..

Hz. Hasan (radıyallahu anh) abdest alırken düşecek kadar sararırmış. Sapsarı kesilirmiş. Yanındakiler sorarlar: “Niçin bu hale geliyorsunuz?” Cevabı: “Kimin huzuruna çıkmaya hazırlanıyorum, biliyor musunuz?” İşte amel böyle olur. Hazreti Hasan’ın (radıyallahu anh) aldığı abdestle, Bayezid-i Bestami’nin kıldığı namazı eda edecek var mı? 

5. Aşkın En Güzel Tablosu..

İbn-i Semnun hazretleri minbere çıkıyor. Halka dönük, aşkı anlatmaya başlıyor. Gözleri boşluğa doğru, ne yöne baktığı belli değil, büyük bir vecd içinde.. O sırada nereden geldiği bilinmeyen bir kuş caminin içinde süzülüp geliyor, Semnun hazretlerinin eline konuyor, gagasını tırnağına vuruyor, incecik bir kan şeridi akıyor kuşun gagasından ve kuş oracıkta çırpınıp ölüyor. İbn-i Semnun, hadise karşısında şöyle diyor: “Aşka ait kelimelerin nebata ve hayvana tesiri vardır, ancak gafil insanlara tesir etmez.”

6. İslamın Yayılma Tarihi İsimli Eserde Ne Büyük Aşk Levhaları Vardır..

Bir harpte mücahidlerden biri esir ediliyor, Bizanslılar tarafından. Arkada idam sehpaları var. Sehpalarda bir çoğu asılmış. Adamı yanına getiriyorlar, cellada “dur” diyor. Cellat duruyor. Papaz Müslümana diyor ki: “İşte gidiyorsun. Sana hak dini(!) telkin edeyim. Yani Hristiyanlığı.. Hak dini(!) telkin edeyim de bari kurtulmuş olarak gir, belki de affedilirsin!” Asılmaya mahkum Müslümanın verdiği cevap insanı eritecek kadar müthiş.. Diyor ki: “Bu beş dakikayı bana verdiğin için senin elini, ayağını öpmek isterim. Bu beş dakika içinde asıl ben sana hak dini talim edeyim de, ben zaten kurtulmuş olarak gidiyorum, sen de kurtulmuş olarak kal..”

7. Nihayet Miraçta Tecelli Eden Aşk Hikmeti..

Allahın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), Cebrail’in (aleyhisselam) kanadında “Sidre-tü’l Münteha’ya” kadar gider. Akl-ı küll’ün temsilcisi olan melek der ki: “Ben bundan bir adım ileriye gidemem, ilerleyecek olursam yanarım, kül olurum.” Allah’ın Sevgilisi (sallallahu aleyhi ve sellem) sorar: “Buradan ileriye neyle gidilir?” ve Cebrail (aleyhisselam) cevap verir: “Aşkla..” Ve kendisini atar nur çağlayanına ve ulaşır. Aşk bahsinin son kelimesi.. Özlediğimiz gencin ilk vasfı aşk.. Tek heceli, tek kelime aşk..