Kimi zaman hüzünle kimi zaman mutlulukla, bazen hasretler bitsin diye bazen şükür diyerek bitirilen bir işin dönüşünde bazen gezme sevdasına karşı koyamayarak sırtlanıp maddi manevi yükünü yola çıkar insan. Yol, hayatın kısa bir özeti gibidir. İlk adım atılır, hevesle biraz gidilir, sıraya konulmuş bir iki meşgale gelip geçer, güneş doğar batar sonra zamanla yorulmaya başlar insan. Belki bu yüzden yolculukları severiz. Yol bizi içsel bir yolculuğa da çıkartır. Bazen dışarı da, yol biter, içeride bitmez!
Yol belli, yolcu belli -en azından dışarıdaki yol için- ama belirli bir kural yok! Yazılı bir kural olmasa da yolculuğun bir raconu var. İçsel yolculuğunuzu bilemeyiz ama uzun yolculuklarda dikkat etmeniz gereken usul ve ahlaki kurallar hakkında bir kaç noktaya değineceğiz inşallah. Zaten kimsenin bizden rahatsız olmadığı bir yolculuk da içsel yolculuğumuzda iyi bir noktada olduğumuz anlamına gelir biraz da 😉
1. Önce Dua
Bir yolculuğa çıkarken veya yolculuktan dönünce, iki rekat namaz kılmak menduptur(Sevilen, yapılması uygun olan). Yolcu, hayatının da bir yolculuk olduğunu ve elbet bir gün menzile varacağını bilir. Çıktığı yol ona dünya hayatının da bir yolculuk olduğunu hatırlatır bu yüzden yolculuğunu ahiret süsleriyle süslemelidir. Yolculuğa çıkarken ayet ve hadislerde geçen duaları okumak, istiğfar etmek, salavat-ı şerife getirmek, Fatiha ve yedi Ayet-el kürsi okumakta fayda vardır.
“Ve (Allah) size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâr etmiştir ki, siz onların sırtına binip üzerine yerleşince Rabbinizin nimetini anarak şöyle diyesiniz: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.” (Zuhruf, 43/12-13)
2. Evimiz de Değiliz!
Kullandığımız otobüs, uçak, tren gemi her neyse orası evimiz değildir, namahrem insanlarla bir arada bulunduğumuz bir imtihan ortamıdır.
Evimiz rahatlığında gibi edep sınırlarına dikkat etmeden oturmak, yatmak uygun değildir.
Koltuğunuzu yatıracaksanız, arkada yabancı bir insan olduğunu ve koltuğun ev koltuğunuz olmadığını unutmamalısınız. Müsaade istemek ve izin verildiyse de bu işi abartmamak gerekir.
Koltuğunuzdan çıkarken ya da oturmak için geçerken, yol arkadaşlarınızdan müsaade istemelisiniz. Bu hem size yol açılması hemde insanların toplanıp kendileri korumaları için daha iyidir.
3. Kokular
Sigara içmiyor olmanız duasındayız. İçiyorsanız da o son nefesi çekip yarısı otobüsün içine yarısı dışına tüm kokusu üstünüze ve otobüsün içine sinen dumanın şerrinden diğer yolcuları koruyun. Diğer yolcular muhtemelen tekrar göremeyeceğiniz insanlar, hepsinden helallik almak da imkansıza yakın zorlukta. Bir süre üzerinizi havalandıracak kadar dışarıda kalın ve sanki otobüs kalkarken çektiğiniz son duman olmasa bağımlı nöbeti geçirecekmiş gibi davranmayın! Sizin yokluğundan zorlanıyorsanız da diğer insanlar varlığından ve kokusundan zorlanıyor bencil olmayın!
Ve parfüm…
Sizin hayran olduğunuz o koku başka birinin midesine bulandırıyor bile olabilir. Yola çıkmadan önce gerekli temizliğinizi yaptıktan sonra güzel bir kokuya gerek yok. Nitekim nefes darlığı çeken insanlar için güzel parfümünüz eziyetten başka bir şey ifade etmeyecektir.
Ağır yiyecekler ise hem kokusuyla insanları rahatsız edecek hemde sindirimi açısından size rahatsızlık verecektir. Ön, yan ve arka koltuğunuzdaki insanlara ikram edince tüm aracın hakkını da ödemiş olmuyorsunuz.
4. Konuşmalar
Yoldaki boş vaktini ve telefonunda ki bedava dakikaları bitirmek faydalı bir tüketim biçimi değildir. Bırakın bedava dakikalarınız israf(!) olsun. Saatlerce telefonda konuşulan, ailevi, özel konulara girilen, dedikodu yapılan konuşmalara şahit tutulan o kadar insan ve bir yandan da rahatsız edip hakkına girme ihtimali… Ahirette bu insanlarla en az 2 farklı davadan karşı karşıya gelmek korkusu telefon ya da yol arkadaşınız ile gürültülü konuşmalarınızı engelliyordur elbet. Fakat bunu yapan kişilere karşı kibar, tatlı dilli ve molada sessizce yapılan bir uyarıda size sevap point olarak dönecektir 😉
5. Mola Saati
Mola yerinden uzaklaşmak ve keyfi sebeplerle mola saatinin uzamasına sebep olmak, onca insanı bekleterek hakkına girmek demektir.
Araç mola verince süreyi tam olarak öğrenip saatinize bakmalı ve bu süreyi ona göre değerlendirmelisiniz. İhtiyaçlarınızı öncelik sırasına koymalı ve en zaruri olanları süreye göre gidermelisiniz şayet yine de mecburiyetlerden dolayı geç kaldıysanız araca biner binmez içinde bulunanlardan helallik almalısınız. “Ne de olsa daha şu kadar kişi gelmemiş ben gelseydim bile hareket edemezdik” diye düşünmek araca zamanında gelenlerin hakkına girdiğiniz gerçeğini değiştirmeyecektir.
6. Namaz vakti
Namaz ne hastalık ne savaş ne yolda üzerimizden düşen bir vazife değildir. “Kazaya bırakmak” diye bir özür bize verilmemiştir. Seferi olarak namaz kılma rahatlığı bize sağlandığı gibi yolculukta zorlukta kılınan namaz da evde rahatlıkla kıldığımız namazdan huşu bakımından farklı olacaktır.
Uyku ve molasız uzun saatler yüzünden abdest endişesi taşırsanız, yolculuk saatlerini namaz vakitlerine göre ayarlamaya çalışmak ilk adımdır. Sonraki adım mola yerlerini ve ihtiyaçlarınızı abdestli olmaya özen göstererek ayarlamaktır. Diyelim ki öğlen namazınızı bir önceki mola yerinde kıldınız henüz ikindi vakti gelmeden bir mola daha verdiniz sonraki molanız ise akşam saatlerinde olacak. O zaman ikindi namazı için abdest almak yemek yemekten önce gelmeli zaten karnınızı idareten doyuracak kokmayan bir atıştırmalığı da araçta yiyebilirsiniz.. Namaz için yetkililerden mola istemelisiniz eğer bu durum mümkün değilse namazınızı araçta ima ile kılabilirsiniz.
Siz her önlemi aldınız ama yine de abdest almanız gerekli ve asla mola verilmeyecek o zaman namazı evde kaza ederim mi diyeceksiniz? Hayır! Aracın kaza yapmasından korkar gibi korkmalısınız bu cümleden! Çok az bir suyla hatta suyu krem gibi sürerek araçta abdest alabilirsiniz. Sadece farz olan yüz, kollar, başın dörtte biri ve ayaklarınızı ıslatarak ve suyun dökülme ihtimali olan yere bir peçete koyarak abdest alabilirsiniz. Hanım kardeşlerimiz için başınızı mest ederken kafanızın arkasını başörtünüzü bozmadan mest edebilirsiniz, önemli olan dörtte bir kısmını mest etmektir illa kafanızın üstünü mest etmek zorunda değilsiniz. “Yok canım nasıl olacak öyle arabada” demeyin siz zaten kötü ihtimalleri düşünerek kolları hafiften toplanan kıyafetler giyip, açılan azalarınızı sakınacak bir örtüyü yanınıza alıp başörtünüzü kafanızın arkasından mest edebilecek şekilde yaparak yola çıkınca ve tabi ki güzel de bir niyet edince her şartta abdest almak ve namaz kılmak size kolaylaşacaktır.
7. Güler Yüz
Uzun yolda ya da içsel yolculuğunuzda her şey yolunda gitmeyebilir. Zaten yolun, kafayı cama yaslayıp düşünmek gibi bir hüznü vardır ama bu asık suratlarınızı size hizmet edenlere ve yolculara silah olarak doğrultabileceğiniz anlamına gelmez.
Unutmayın gülümsemek sadakadır!
Kaynaklar
sorularlaislamiyet.com’dan faydalanılmıştır.
0 Yorum