Kudüs yıllar boyu farklı dinlere ve milletlere mensup toplumlar tarafından sahiplik iddiasında bulunulan, insanlık tarihi kadar eski bir şehirdir. Bundandır ki farklı ordular tarafından 52 defa saldırıya uğrayan, 44 defa el değiştiren ve 2 defa da taş taş üstünde kalmayıncaya kadar yıkılan bir şehir olmuştur.
NOT: Tahrif edilmemiş Hristiyanlık ve Yahudiliği, İslam’dan ayrı tutmayız. Din-akide tektir ve bütündür. Şeriat farklıdır; dönemin koşullarına ve peygamberine göre mülk sahibi olan Allah tarafından konulmuştur. 3 din ifadesini bu çerçeve de okumanızı öneririz.
1. Kudüs'ün Tarihteki İsimleri
Şehrin her yıkım ve işgalden sonra adı ve sakinleri de değişmiştir. Yebuslular “Selam”, İsrailoğulları ise “Yeruşalim” diyerek “Barış şehri” anlamına gelen isimler kullanmışlardır. Romalıların ‘Aelia Capitolina’sı, Haçlıların ‘Jaruselam’ı olan şehir pek çok din ve millet tarafından sahiplik ve kutsallık eklenerek bugünkü varlığını sürdürmektedir. Müslümanlar, şehre “bereket, mübarek olmak” anlamına gelen “Kudüs” dedikleri gibi “İliyâ” veya “Beytü’l-Makdis” de derler. Beytü’l-Makdis başlangıçta mabedi ifade ederken zamanla şehrin tamamı için kullanılmış, mabedin alanı ise “Harem” diye adlandırılmıştır.
2. Yahudilik'te Kudüs
Kudüs (Yeruşalim) adı Tevrat’ta geçmez. Yahudi şeriatına göre bütün ülke kutsaldır, ancak Kudüs şehri en kutsaldır. Yahudiler nerede olurlarsa olsunlar ve hangi saatte dua ederlerse etsinler mutlaka Kudüs’e dönmek zorundadırlar. Yahudi geleneğinde günlük ibadetler Kudüs’e dönülerek yapılır. Kudüs’ün ibadet hayatındaki önemi, Yahudi devletinin Mesih tarafından bu topraklarda kurulacağı inancına dayanır. Kudüs’ün yeniden inşaası ve mabedin yapılması bunun işaretleridir. Yahudi geleneğine göre yeryüzündeki Kudüs gibi bir de gökte Kudüs vardır. Kudüs yeniden kurulduğunda ve ölüler diriltildiğinde mabedin bulunduğu tepeye yakın olduğu için zaman kazanmak ve sıkıntıyı azaltmak amacıyla Yahudiler’in Zeytindağı’na gömülme arzuları vardır.
3. Hristiyanlık'ta Kudüs
Hristiyanlara göre kutsallığı Hz. İsa (as)’nın Kudüs’te doğması, İncil’e göre burada çarmıha gerilmesi ve 300 yıl İsa (as)’nın hayatındaki hac noktalarını belirlemesinden gelmektedir. En önemli sebebi ise Hz. İsa (as)’nın kabrinin bulunduğu sanılan Kıyamet (Kamame) Kilisesinin Kudüs’te yer almasıdır. Hristiyanlara göre Kamame kilisesi dünya üzerindeki en kutsal mekandır ve burada yapılan dualar, tövbeler günahlara kefaret sayılır. Kudüs, geçmişten günümüze kadar, Hristiyanlar için en önemli hac merkezidir. Dünyanın her tarafından farklı mezheplerde pek çok Hristiyan buraya hac ziyareti için gelirler ardından kendi inanç ve kültürlerine göre kutsal saydıkları mekânları ziyaret ederler.
4. İslam'da Kudüs
Allah katında hak din İslam’dır. Önceki milletleri de son ümmeti de Allah Teala “Müslümanlar” olarak isimlendirmiş. Bütün peygamberlerin mesajı ve görevi aynıdır. Dolayısıyla İslam tüm peygamberlere inanmayı gerektirir. Bu gerçeğin bize sunduğu açıdan bakıldığında Kudüs bize peygamberlerimizin mirasıdır. İlk kıblemizdir. 17 ay boyunca Müslümanlar “Beytülmakdis”e yönelerek namazlarını ifa etmişlerdir. İsra ve Miraç hadiseleriyle beş vakit namazla müjdelendiğimiz, İslam dininin en mukaddes saydığı üçüncü mescid olma şerefine nail olmuştur. Kudüs tarihinin en önemli dönemlerinden biri Osmanlı Dönemi ve sonrasıdır. 1917 yılı 9 Aralık’ta Kudüs düştü ve 11 Aralık’ta İngiliz ordusu Kudüs’e girdi. İngilizlerin Kudüs’e girmesiyle -sadece Haçlı işgaliyle 88 yıl kesintiye uğrayan- yaklaşık 1200 yıllık Müslüman yönetimi sona erdi. Bu dönemde yerli nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman ve Hristiyan Arapların yerine yeni gelen Yahudiler yerleştirildi.
5. Günümüzde Kudüs
Kaynak: Uzaktan Kudüs, Murat Kurt
Günümüzde İsrail’in zulmü ve baskıları altında bulunan Kudüs, ne yazık ki tüm dünyanın gözleri önünde Müslümanlara karşı baskı, şiddet, yıldırma politikaları ve işgali devam etmektedir. Barışın ve hoşgörünün yerini tam bir asırdır esefle müşahede ettiğimiz kavgalar, çatışmalar, gerginlikler, işgaller, katliamlar ve savaşlar almıştır. Üç dinin de kutsal saydığı bu şehir bir kaos ortamına dönüşmüştür. Dünyanın kalbi olan bu mübarek mekân Kudüs’ün tüm insanlığa vereceği çokça dersler vardır.
6. Kudüsün Müslümanlar için önemini Şair Mehmet Akif İnan şu dizeleriyle ifade etmiştir:
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
0 Yorum