Çağımızın karşı konulması en güç olan sorunlarından birisi umutsuzluktur. Umut, güçten ve imkandan daha değerlidir çünkü imandan bir iz taşır, çabanın anahtarıdır. Umudunu yitiren kişi Allah’a olan teslimiyetini kaybedip “imkansız” kelimesine teslim olmuştur. Oysa İslam “imkansıza” fırsat vermez; iman eder, teslim olur, çabalar zaten sonuçlar Allah’ın taktiridir. Ayetlerde bu düşmana karşı bizi uyarır Allah ve yöntem öğretir. Şimdi bu ayetlerden bazılarına bakıp, umutsuzluğa karşı bize umut olmasını sağlayalım.
1. Boş Durma
”Şu halde boş kaldığın zaman , durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et.” İnşirah Suresi 7-8. ayet
Unutma ki , boşa geçen vaktin telafisi yoktur. Geçen zamana ağlayıp daha çok umutsuzluğa gömülmeyin, hemen bir işe sarılın, kalbinizin ferahladığını göreceksiniz.
2. Kendini Sev
” Muhakkak ki biz insanı güzel bir surette yarattık.” Tin Suresi , 4.ayet
İnsandaki tüm bu güzellikler Allah’tandır. Kendinize güvenin, kendinizi sevin, güzel yaratılışınızı düşünüp “Allahım; Sen, benim dışımı ve görünüşümü güzel yarattığın gibi, içimi ve ahlâkımı da güzel eyle!” (Necip Fâzıl, İman Ve İslâm Atlası) deyin. Sonra da Şeyh Galip ‘in şu dizelerini tekrarlayın: ”Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen; Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen. (Kendine hoşça bak sen âlemin özüsün; varlıkların gözbebeği olan insansın)
3. Allah İle Ol
Unutmayın ki Allah (c.c) bizimle. ”Her nerede olursanız , O sizinle beraberdir” ( Hadid , 4.ayet ) Ve Allah (c.c) buyuruyor ki: ”Kulum beni andığı sürece, dudakları beni anmak için kıpırdadıkça ben o kulum ile birlikteyim.” O yüzden sık sık Allah’ı anmalı, yarattığı her nesnede, her canlıda onu aramalı.
4. Bol Bol Kuran-ı Kerim Oku
Şüphesiz ki AllahKur’an’da insanların karşılarına çıkabilecek durumları ve çözümlerini bize bildirmiştir. Bizim yol göstericimiz, pusulamız Kur’an’dır. Aynı zamanda bilinmelidir ki Kur’an müminler için bir şifadır. “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân’ın kalbi de Yâsin’dir. (Tirmizî. Fezâil-i Kur’an: 2889)
Sizde kalbinizi sakinleştirmek isterseniz Yasin-i Şerif okuyun, İnşirah Suresi okuyun, Secde Suresi okuyun, Duha Suresi okuyun…
5. Secde Et
“Hayır! Sakın ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.” (Alak Suresi , 19. ayet ) İçinizdeki nefse uymayın, şeytana uymayın, çevrenizde sizi umutsuzluğa iten boş sözlere aldırmayın. Kapanın secdeye, günahlarınızın taşınmaz ağırlığını secdede bırakın ve doğrulun. Bakın bir diğer ayet ne diyor: Onlar ağlayarak yüzüstü yere kapanırlar. Bu da onların derin saygısı artırır. ( İsra Suresi 109. ayet )
Ayrıca Hz. Yakup A. S. Nin oğullarına tavsiyesi de aklıma gelir umutla ilgili.
Tam da ihtiyaca binaen oldu.Allah razı olsun .
Elhamdülillah!
Allah razı olsun tevafuk ki bu yazıya ihtiyacım vardı.
Bir sorum olacaktı…
Acaba şeytan pişman olup tövbe edemez mı diyeceğim ama şeytan yüzünden ölmuş o kadar insan ne olacak ama şeytan tövbe etmek isterse,, Allah rızası için açıklamanız mümkün müdür bilen biri..
Imam Gazali hazretlerinin ihya-ı ulumiddin eserinde geçiyor bu konu.”Rivayet ediliyor ki İblis, Hz. Musa’ya (a.s) rastladı ve ona şöyle dedi: ‘Ya Musa! Sen o kimsesin ki Allah Teala seni peygamberliğine seçmiş ve seninle konuşmuştur. Ben de Allah’ın bir mahlukuyum. Günah işledim ve tevbe etmek istiyorum. Bu bakımdan rabbimin yanında bana şefaatçi ol ki rabbim tevbemi kabul etsin’. Musa (a.s) ‘Olur’ dedi, sonra dağa çıkıp rabbi ile konuştuğu zaman oradan inmek istedi. O vakit Allah Teâlâ, Musa’ya ‘Ya Musa! Emanetini yerine getirdim. O halde git kendisine söyle, tevbesinin kabul olunması için gitsin Âdem’in mezarına (tâzim) secdesinde bulunsun’. Bundan sonra Musa (a.s), İblis’e rastladı ve kendisine dedi ki: Ya İblis! Senin dileğin kabul edildi. Tevbenin kabul edilmesi için, Âdem’in kabrine secde etmekle emrolundun’. Bu söz üzerine İblis öfkelenip böbürlendi ve dedi ki: ‘Âdem hayatta iken ben ona (tâzim) secdesi yapmadım. Kaldı ki şimdi ölüdür. Şimdi ben ona secde mi yapacağım?'”…
Burdan anlıyoruz ki şeytan hiç bir zaman günahından dönmeyecek. Biz kullar günahda ısrar ederek şeytana benzemeyelim yeter vesselam.