İlk insandan itibaren “oku” ile emredilmiş bir ümmetiz. Bu Ümmet’in peygamberi Resulullah sallallahu aleyhi ve selleme gelen ilk vahiy de “oku” idi. Bu sebeple okumak bir emirdir ve çok değerlidir. Okumak kadar kitap yazanlar, kitap satanlar, kitap peşinde koşanlar da değerlidir. Kütüphaneler, kitapçılar, sahaflar…
Günümüzde sayıları gittikçe azalmış olan ve Osmanlı’dan hatıra kalan sahafları ele alalım. 🙂
1. Sahaf Nedir ?
Sahaf, eski kitap alıp satan kimse, kitapçı manasındadır.¹ Ortaçağ İslam dünyasında kitap istinsahı ve satışı ile meşgul olan kimselere ‘verrak’ denilmekteyken Osmanlı Dönemi’nde sadece kitap satışını meslek edinenlere “sahaf” adı verilmiştir. Aslı “sahhâf” olup zamanla söyleniş kolaylığından ötürü “sahaf” olarak kullanılagelmiştir. -Bu arada kelimenin kökü Arapçadan gelmektedir. Sahhâf kelimesi s-h-f kökünden türemiş ism-i fail vezninde bir kelimedir. İsm-i fail olması hasebiyle sonuna ‘-cı’ ekini getirerek (sahafçı) kullanmak ise yanlış bir tasarruftur.-
2. Osmanlı Dönemi Sahafları: Verraklar
Verraklar kitap yazımı, satışıyla ilgilendiği gibi yaptığı işler arasında cilt yapımı da vardır. Bundan dolayı bazı kaynaklarda mücellitler(cilt yapımıyla uğraşanlar) verrak olarak adlandırılmaktadır. “Verraklar yalnızca kitap istinsahıyla değil aynı zamanda tashihiyle(düzeltme, düzelti) ve müsvedde hâlindeki bir eseri temize çekmekle de meşgul olmaları dolayısıyla verrakların bir nevi editörlük görevi yapmakta olduklarını söylemek de mümkündür.”² Aynı zamanda kitaptaki önemli safhaları(imla vs.) gerçekleştirmişler ve birçok eserin ortaya çıkışında ve okuyucuya ulaşmasında önemli bir rol oynamışlardır.
“İstinsah; bir yazıya bakarak nüshasını çıkarma, bir suretini çıkarma, kopya etme”³ demektir.
3. Sahafların Oluşma Süreci
Kitaplar 17. yüzyıla kadar hep elle yazılırdı. Bu sebeple kitapların fiyatı yüksek olur ve genellikle zenginler alabilirdi. Osmanlı’da eğitim kurumlarının çoğalması, İslam Dünyası’nın önemli kültür merkezleriyle olan münasebetlerinin geliştirilmesi sonucu Osmanlı Devleti’ne ulema sınıfının gelmesiyle kitap akımı da başlamıştır. Bu başlangıç, bir süre sonra özellikle medreselerin yoğunlaştığı bölgelerde kitap ticaretiyle uğraşan esnafı da oluşturmuştur. Ancak medrese talebeleri için istinsah yolu daha yaygın olduğundan muhtemelen ilk sahaflar kitap satımından ziyade kâğıt, mürekkep, kalem gibi kitap yazımında kullanılan malzemeyi temin etmekteydi. Sahaflıktan önce istinsah yoluyla kitapları çoğaltma ve elde etme mümkün gibi gözüküyordu. Çünkü Osmanlı Devleti’nin ilk döneminde siyasi ve kültür tarihi konusundaki bilgi yetersizliği sahaflık için de geçerlidir, Medreselerin kuruluşuyla birlikte kitap ticaretinin de başladığını söylemek pek mümkün görünmemektedir. Muhtemelen bazı şehirlerde alışveriş ortamı oluşturacak sayıda kitap da mevcut değildi.
Kitap temini için diğer bir yol muhallefatlardan(ölen bir kimsenin bıraktığı şeyler) çıkan kitapların müzayedesiydi. Kitap meraklıları ve ulema sınıfından kimseler biriktirdikleri ve okudukları kitapları sağlıklarında vakfetmemişse bunlar, ölümlerinden sonra ya mirasçılar arasında paylaşılıyor ya da müzayede yoluyla satılıyordu. Bazı dönemlerde ise kitap listelerinde eserlerin satış fiyatlarının, medrese öğrencisinin temin edemeyeceği kadar yüksek olduğu görülmektedir. Sahaflarda bulunan bu tür eserler genellikle zengin hayır sahiplerince satın alınarak kütüphaneler tesisi yoluna gidilmekteydi.
4. Sahaflıktan Kitapçılığa
17. asırda açılmaya başlayan basım evleri kitapçılığı geliştirmiştir. O zamanki sahaflar İstanbul’da Kapalıçarşı’nın içindedir. Sonraları, Beyazıt Camisi avlusundan Kapalıçarşı’ya giden yolun iki yanındaki dükkânlar kitapçı olmuştur ve buraya Sahaflar Çarşısı denmiştir. Bununla birlikte Kapalıçarşı’nın içinde de 1908’e kadar sahaf dükkânları bulunmaktadır.
“19 asır ise sahaflıkta önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Matbu(basılı) eserlerin kitap pazarına girişi, eğitim sistemindeki reformlar, yeni okulların açılması, okuma yazma oranındaki yükseliş ve yeni ortaya çıkan okuyucu kitlesinin ilgi duyduğu kitaplar sahaflık mesleğinin de bir değişim sürecine girmesine sebebiyet vermiştir. Sahafların bir kısmı geleneksel sahaflıktan önce kitapçı-sahafa, daha sonra da yayıncı-sahafa dönüşmüştür.
19 asrın ikinci yarısında da eğitimin taşraya çıkmasıyla yeni okuyucu kitlesinin kitap talebini karşılamak için kitapçı-sahaflar ortaya çıkmıştır. 19 asrın başlarına kadar birkaç istisna dışında sahaf tabiri sadece yazma eserlerin alım-satımını yapan esnaf için kullanılmaktaydı.”4
5. İstanbul'daki Sahaflar Hakkında
Kitapçılık Babiâli Caddesi’nde geliştikten sonra, Kapalıçarşı’daki kitapçıların hepsi kapanmış, Sahaflar yalnız Beyazıt Camisi’nin bitişiğindeki hakkâklar çarşısında kalmıştır. Bugün de Sahaflar Çarşısı’nda eski, elden düşme kitaplar, sayısı az kalmış eserler satılır. Bu arada, yeni kitaplar satan dükkânlar da bulunmaktaydı. İstanbul’un fethinden sonra önemli eğitim kurumlarının tesisiyle birlikte bu şehirde kitap ticaretinin başladığını görmekteyiz. 16. yüzyılda sahaflık faaliyetlerinin iki önemli noktası; Kapalı Çarşı’nın bulunduğu Beyazıt ve Fatih civarıydı. Bugün ülkemizin pek çok yerinde sahaflar bulunmaktadır. Sahaflar günümüzde her türden ikinci el kitap alım-satımının yanı sıra yeni-sıfır kitapları da satmaktadırlar. Yazımızı sahaflık hakkında söylenmiş güzel bir söz ile sonlandıralım 🙂
Sahaflık; ölenlerin kitaplarını alıp, ölecek olanlara satma sanatıdır.
| Sahaflar Pîrî Muzaffer Ozak
Kaynaklar
1-Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ferit Develioğlu
2-Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, İsmail Erol Erünsal, Timaş yayınları s.30
3-Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ferit Develioğlu
4-Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, İsmail Erol Erünsal, Timaş yayınları s.81
Elif Elif Dergisi 44. Sayısı
0 Yorum